ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Geçenlerde 16.00 gibi telefonum çaldı. Arayan Mehmet Güreli'ydi. Daha önce söyleşi için tarih belirlemeye çalıştığımız ama bir türlü denk gelemediğimiz başarılı sanatçı "Hadi buluşalım, 6'da. (18.00) Nasıl?" dedi. "Olur." dedim ve hemen hazırlanıp çıktım yola. Güreli'nin Cihangir'deki evinin yolunu tuttum. Evine girdiğimde dar bir koridor karşıladı beni, her tarafta resimler ve kitaplar... "Sahaf gibi" demek pek de yanlış olmazdı bunca kitabı aynı anda gördüğümde... Tüm sanat dolu yılların birikimiydi belki de kim bilir... Neyse, Mehmet Güreli ile ilk röportajımız değil bu. Daha önce de farklı projelerini ve çalışmalarını konuşmak adına bir araya gelmiştik. Zira kendisi kâh bir film çekiyor kâh bir sergi açıyor. Kitap yazdığı da oluyor, şarkı söylediği de. Bir araya gelmemize sebep çok oluyor yani. Bu kez buluşma nedenimiz ise "Mehmet Güreli ile Buluşmalar" adını taşıyan yeni projesini konuşmak... Bu proje kapsamında Mehmet Güreli şarkıları farklı sanatçıların yorumuyla yeniden seslendiriliyor. Bazılarına vokal de yapıyor Güreli ama genellikle çoğunda onu değil, farklı sanatçılardan dinliyoruz onun şarkılarını. Projenin ilk ayağında Cem Adrian, Mehmet Güreli'nin Kimse Bilmez adlı efsane parçasını kendine has yorumuyla seslendirdi. Ortaya nasıl bir şey çıktığını az çok tahmin edebilirsiniz. Projenin ikinci sanatçısı Pamela oldu. "İstanbul seni hapsetmiş" sözleriyle Türk müzik dünyasına damgasını vuran başarılı şarkıcı yine Mehmet Güreli'ye ait Her Şeye Rağmen adlı şarkıyı seslendirdi. Projenin bir sonraki sanatçılarını ise sohbetimiz sırasında benimle paylaşan Güreli bu sanatçıların Jehan Barbur, Doğan Duru, Gonca Vuslateri, Eda Baba, Duman olduğunu söyledi. Kaliteli şarkılarını birbirinden güçlü seslerin söyleyeceği bu albüm gerçekten de çok ses getireceğe benziyor...
KAFA MEŞGUL OLMAK İÇİNDİR
Nasılsınız, neler düşünüyorsunuz hayata dair şu ara ve neler yapıyorsunuz?
Kafamı meşgul eden şeyler tabii her zaman var. Kafanı meşgul eden şeyler olmadıktan sonra kafa kalmamış demektir. Kafa meşgul olmak içindir. Hayatta bazı prensiplerim var. Yanlış olup olmadığını bilmiyorum ama bir şeyi yaparken biraz fazla düşünmeye çalışıyorum. Yanlış yapma ihtimallerini ve o iş sevip sevmediğimi kontrol ediyorum. Uzak durduğum veya yaklaştığım hikayeler de var hayatta. İnsan ilişkilerim de öyle. Sevdiğim insanlarla beraber olmak istiyorum, müzik yapmak... Sevdiğim yayıncılarla çalışmak istiyorum. Filmler çekmek istiyorum. Bir film hazırlıyorum şimdilerde. Film kafamda ama birilerine sunmak için yazmam gerekiyor. Aynı zamanda marta bir sergi hazırlıyorum. Tüm bunlar oturup çalışmayı gerektiriyor, emek istiyor çünkü. Mart dediysen o zamana kadar resimlerinin bitmiş olması lazım. Kendi istediklerimi yapmaya çalışıyorum. Ayrıca şu da var. İnsan hayatta sadece bir şeyler yapmaya değil, bir şeyler öğrenmeye de geliyor. Onun da ayrı bir keyfi ve çalışma düzeni var. Film seyretmek, müzik dinlemek, kitap okumak, dostlarınla buluşmak, yürüyüşe çıkmak, bütün bunlardan da kopmak istemezsin.
YENİ KİTAP YOLDA
Yeni bir tür deniyorum. Kısa kısa hayattan anekdotlar ve hikayeleri birleştiren bir kitap bu. Deneme havasında küçük küçük bölümlerden oluşuyor. Yazmaya başladım aynı zamanda resimliyorum da. Fakat o küçük küçük dediğim şeyleri fazla uzun yazmaya başladım. Denemeyle öykü arasındaki bağlantı benim hayatıma daha çok yansıyor. Oradan oraya dolaşan bir adamım. Disiplinler arası dedikleri, resim yaparken müzik dinlemek, müzik yaparken hikayeler geçmesi ve filmler düşünmem, bu kadar yılı geride bıraktım derken tüm bunların benim hayatımın çizgisi olduğunu düşünüyorum. Çoğu şeyi planlamıyorum, kendi kendine gelişiyor her şey.
Mehmet Güreli ile Buluşmalar projesi nasıl doğdu?
Benim menajerim Serdar Yılmaz'ın fikri. Onunla konuşurken bir gün "böyle bir şey yapalım mı?" dedi. Ben çok büyük bir iş açacağımı düşündüm başıma, tedirgin girdim ama gayet güzel gidiyor bence. Tabii tüm bunların da vokali, stüdyosu var... Aşağı yukarı yeni bir albüm yapıyorsun ama hepsiyle ilgili de tek tek klip yapıyorsun, normal albüm yapmaktan daha büyük bir iş bu. Bu bittikten sonra yeni şarkıları yeni bir organizasyonla yapmayı da düşünüyorum. Fakat eski şarkılarımın başkaları tarafından yeniden söylenmesi benim için onu yeni bir şarkı yapıyor. Tüm bunlar beni geçmişe götürüp, şöyle son 20 yıla bakmama sağladı. Konserde söylediğim şarkılar değildi bunlar ama sevdiğim şarkılardı. Söz konusu şarkıcılar yeni bir hayat kattılar o şarkılara. Şarkılar bence yeniden ortaya çıktı. Hepsi düet değil bazıları tek bazılarına da vokal yapıyorum. Ama çok fazla da girmek istemedim açıkçası.
MÜZİK İNSANI YOLCULUĞA ÇIKARIYOR
Çok zevkli bir çalışma oluyor. Eski şarkılar diye bir şey yok. Sadece tüm bunlar seni o yaptığın günlere götürüyor. Ama her şey böyle değil midir, mesela 15 yaşında dinlediğim bir şarkıyı şimdi dinlediğimde top oynadığım günlere gidiyorum. Mahalledeki insanlar gözümün önüne geliyor. Müzik aslında insanı yolculuğa çıkarıyor. Buna inandığım için beni de yolculuğa çıkarıyor. Bazı parçaları yapmışız etmişiz ama öylece duruyormuş albümün içinde. Bu albümle canlandılar. Hepsi çok iyi müzisyenler. Onların tınıları ve vokalleri beni canlandırıyor geçmişe yolculuk yaptırıyor ama aynı zamanda bugünü de yaşatıyor. Mutluyum. Çok düzgün insanlarla mutsuz olmaya da imkân yok. Doğru insanlar seçersen her zaman her şey düzgün gider. Cem Adrian ve Pamela ile çalışmak çok rahattı. Seçimlerimizin çok doğru olduğunu düşünüyorum. Hem müzisyen hem de insan olarak çok kaliteliler. Bir işi almışlarsa sonuna kadar götürüyorlar. Bir problem olduğunu düşünmüyorum. Ama bu benim fikrim tabii. Onlar ne düşünüyor bilemem...