MB İstanbul Moda Haftası'ndan kalanlar...

ÜMİT TEMURÇİN

umittemurcin@gmail.com

Moda sektörümüzün uluslararası vitrini olan MB İstanbul Moda Haftası birbirinden farklı defile, sunum ve ekspozisyonlarla geçen hafta gerçekleşti. Tüm dünyaya pozitif ve kreatif mesajlar yollandı. Türk tekstilinin üretim ayağında olduğu kadar, markalaşma ve tasarım konusunda da ne kadar önemli bir platform olduğunu bir kez daha gösterdik. 

Geçen hafta, sizlere ilk iki gün boyunca gerçekleşen defilelerin koleksiyon içeriklerinden bahsetmiştim. Büyük özverilerle hazırlanan koleksiyonları böylesi bir platformda sunmak önemli fakat defilede kullandığınız mankenler, koreografi, müzik, styling gibi unsurları doğru doğru kullanmak da çok önemli. Nitekim bu faktör kimi moda tasarımcısını yukarı taşırken kimisini de aşağı çekiyor. Ben de bu hafta bu noktaları bence en doğru şekilde hayata geçiren isimlerin altını çizmek istedim.

NEW GEN DEFİLES

Benim de eğitmenlik yaptığım İstanbul Moda Akademisi’nin (İMA) her yıl gelecek vaat eden moda tasarımı öğrencilerinin koleksiyonlarını sergilediği “New Gen” defilesinde, bu yıl da sektöre yepyeni isimler ve enerji katan koleksiyonlar görücüye çıktı. Geleceğin moda anlayışına dair ipucu veren koleksiyonlar Gökhan Yavaş, Selen Akyüz ve Şebnem Günay’a aitti. Ayrıca Business Of Fashion (BOF)’ın başlattığı her türlü ırkıçılık, cinsiyet ve din ayrımına dikkat çeken “#tiedtogether (beyaz bandana)” hareketini podyuma taşıyan genç tasarımcılar uluslararası basında da dikkatini çektiler. Başarılı genç moda tasarımcılarının, hiçbir ticari kaygı olmadan, özgün ve aykırı tasarımları belki de tüm haftanın en özel defilelerinden biriydi benim için.

DB BERDAN

Şüphesiz moda haftasının en merakla beklenen defilesi Deniz ve Begüm Berdan’ın “DB Berdan” defilesiydi. İletişim çağında iletişimsizlik temasını ele aldıkları koleksiyonları gerek kullandıkları grafiklerle, gerek müziklerle, gerekse koreografiyle tam bir görsel şölen yaşattı izleyenlere. Sosyal medya bağımlılığı, teknoloji çılgınlığı gibi konulara dikkat çeken şov, benim bile kendimi sorgulamama sebep oldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Begüm ve Deniz Berdan’ı podyumda yalnız bırakmayan sürpriz isimler vardı. Oyuncu Aslı İnandık canlandırdığı “Wifi Queen” ile alkış alırken, “%100 Fresh” yazan ceketiyle podyuma çıkan Fatih Ürek defilenin finaline damgasını vurdu. 

TUVANAM

Tuvana Büyükçınar Demir’in tarihi Emek Sineması’nın muazzam atmosferiyle birleşen defilesi tam anlamıyla rüya gibiydi. Uçuşan tasarımlar, göz alıcı işlemeler, zerafet ve asaletin modayla buluşmuş haliydi adeta. Sinema Senfoni Orkestrası şefi Özgür Sevinç’in defile için özel olarak bestelediği eserin canlı olarak icra edildiği defile hem göze hem kulağa hitap eden eşsiz bir görsel şölendi.

BASHAQUES

Son yıllarda favori moda tasarımcılarımdan, Başak Cankeş’in bir balerinin hayalinden aldığı ilhamla hazırladığı koleksiyonunun sunumu gördüğüm en farklı sunumdu. “Giyilebilir Sanat” anlayışının tam anlamıyla yansıtıldığı koleksiyonda seramik ve çini gibi el sanatlarına, baleye ve resime dair referasnlar bulmak mümkün. Tüm bunları modayla harmanlamış ve katılımcılara eşsiz bir deneyim sunmuş. Küçük balerinlerin de danslarıyla katkıda bulunduğu ekspozisyon gerçekten bir balerinin rüyasındaymışsınız izlenimi veriyordu. 

ÇİĞDEM AKIN

Türkiye’nin en önemli moda tasarımcılarından Çiğdem Akın, Moda Haftası’nın en görkemli defilelerinden birini sundu. Daha çok gece elbisesi diyebileceğimiz romantik tasarımlar, seçilen barok ve desenli kumaşlarla bir araya gelince büyüleyici gözüküyordu. Kökleri çok eskilere dayanan barok kumaşları, modern kuplarla buluşturan tasarımcı, hanımların birçok parçayı gündüzden geceye rahatlıkla kullanması için tasarlaması oldukça başarılı bir hareket olmuş. İzleyen kadınların gözlerinde bir an önce bu tasarımların içinde olmayı hayal ettiklerini gördüm diyebilirim. Seçilen müzik, tasarımlardaki romantizm ve renkler katılımcıları masalsı bir yolculuğa çıkardı.

MURAT AYTULUM    

Deri tasarımlarıyla birçok tasarımcı arasından sıyrılan Murat Aytulum’un, “Paradoksal Senfoni” isimli defilesi izleyenleri mest etti. Gotik stilin, pudra tonlarla siyahın bir arada kullanıldığı koleksiyona Nuri Harun Ateş’in eşsiz sesi de eklenince defile tam anlamıyla bir senfoniye dönüştü. Tüm dinlerin bir ve tek olduğu ve temelinde sevgi olduğu esasına dayanandırılan defile izleyenlere unutulmaz bir deneyim yaşattı. Bence Aytulum, tasarımlarıyla Türk derisini dünyaya tanıtabilecek ve özel projelerle desteklenmesi gereken isimlerden.

TUBA ERGİN

Mercedes Benz Fashion Week kapsamında “İlkbahar/Yaz 2017” koleksiyonunu sunan Tuba Ergin final gününe imzasının attı. Sektörümüzün en duyarlı ve başarılı geri dönüşüm projelerine imza atan Tuba Ergin, yüzünü her zaman doğaya ve özel kumaşlara dönen bir tasarımcı. Kullandığı canlı renklerle modern kesimleri ustaca bir araya getirmiş ve koleksiyona ismini veren “Post-Apocalypse” hissiyatını tam olarak yansıtmıştı.

NİYAZİ ERDOĞAN 

Erkek giyim dendiğinde akla gelen sayılı isimlerden Niyazi Erdoğan da şüphesiz moda haftasının merakla beklenen tasarımcısıydı. “Sonbahar-Kış 2017” koleksiyonunda, 2016 yılında “Türk Tasarım Danışma konseyi Onur Ödülü”ne 

layık görülen, grafik tasarımcısı Yurdaer Altıntaş’tan ilham aldı. Bir grafik tasarımcısının leke arayışı serüvenindeki yolculuğunu anlatmaya çalıştığı koleksiyon iş, günlük ve aktif spor giysilerinden oluşuyor. Koleksiyonun en önemli rengi siyah ve beyaz, bunlara mavi ve sarı eşlik ediyor. Klasik iş görünümünü destekleyen yünlü kumaşların yanı sıra, squba ve aktif spor giysilerinde kullanılan özel performans kaliteleri, markanın DNA’sı olan sports couture görünümünü tamamlamıştı. Erdoğan, modern ve şehirli erkeğin nasıl rahat ve şık olabileceğini göstermişti. Bu sezon Erdoğan’ın koleksiyonunun en önemli bileşenlerinden birisi de denim. 2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nda yer alan bütün denim ürünler, TAY GROUP şirketlerinden TAYPA’nın yaklaşık yarım asırlık konfeksiyon tecrübesi ve sektörün en önemli denim teknoloji yatırımları arasında yer alan CreaTay Yıkama ve Arge merkezinde geliştirilmiş.