Manevi bir keşfin başlangıcı: Ghalandar

Tanbour üstadı Mehrdad Maleki ile meditasyon ve daf ustası Mareechi Asu'yu bir araya getiren Ghalandar albümü Hz. Mevlâna ve Şair Hafız İmani gibi isimlerin sözlerine yer veriyor. “Albümde kullandığımız şiirler mistik şairlere ait. Onların bu muhteşem sözleri, mistik bir yolculuğa çıkmak isteyenleri manevi bir keşfe davet eder. Biz de burada aracıyız.” diyen Asu, albümü anlattı.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Tanbour üstadı Mehrdad Maleki ile meditasyon ve daf ustası Mareechi Asu'nun müzikal vizyonlarının harmanlanmasıyla ortaya çıkan "Ghalandar" albümü müzikseverlerle buluştu. Mistik ve geleneksel müziğin 432 Hz frekansında kaydedilmiş özel bir çalışma olan "Ghalandar"da yedi parça yer alıyor. Hz. Mevlâna ve Şair Hafız İmani'nin izlerini göreceğiniz albüm, bu iki üstadın ustalığı ve derin müzikal anlayışının birleşiminden oluşan eşsiz bir eser. Bugünün müzik piyasasından çok ayrı bir yerde duran çalışmanın her bir parçası dinleyicilere, iç huzur ve manevi keşiflerin kapısını aralamak için bir fırsat sunuyor. Geleneksel Pers müziğinin zenginliğiyle, modern unsurların muhteşem bir sentezini sunarak dinleyicilere unutulmaz bir müzik deneyimi yaşatmaya hazırlanan albümü Mareechi Asu anlattı.

Bu albümde sizi bir araya getiren neydi? Ghalandar albümünün çıkış noktası ne oldu?

Daha önceden tanışıyor olmamız ve ortak müzik bakış açılarımızın olması bu albümde bir araya gelmemize vesile oldu. Mistik müzik her zaman için bana farklı bir haz verdi, kendimi içinde bulabildim. Hislerime yakın bir yol arkadaşı bulmak gerçekten mutluluk verici. Müzik tarzlarımızın da birbirine uyması tamamlayıcı oldu. Üstat Mehrdad Maleki ile çalışmayı her zaman arzu ediyordum, onun da kabul etmesiyle iş birliğine başladık.

Mistik müzik, tarih boyunca insanların kalplerine dokunan ve ruhlarını coşkuyla dolduran bir müzik türü olmuş. İran, mistik müziğin köklerinden biri olarak, bu gizemli ve içsel deneyimi sunan nadir kültürlerden biridir. "Ghalandar'' albümü, İran›ın sanatçıları Mehrdad Maleki ve Mareechi Asu›nun özgün yorumuyla bu kadim geleneği dinleyicilerine taşıyor.

Ghalandar'ın anlamı nedir?

Ghalandar; "Hakikat yolunda olan kişi, sufi" anlamına gelir. Eski zamanlarda dikkatini dış dünyadan kendi iç dünyasına yönlendiren kişiye Ghalandar diyorlardı. Türkçe karşılığı Kalender'dir. Kalender kelimesinin bir diğer anlamı da mala, üne ve şöhrete önem vermeyen, toplum içerisinden kendini önemli ölçüde ayırmış kimselere de denir. Ancak daha çok alçak gönüllü ve gösteriş yapmayan anlamı üzerinden cümle içerisinde kullanılır.

Yapmak istediğimiz müzik de gönülden gelen sade bir işti. Eski bir deyiş vardır, gönülden çıkan söz gönüllere ulaşır der. Bu albümde ismi gibi sade ve özgün bir tarzdadır.

Bugünün müzik dünyasında aslında hep aynı sesleri duyuyoruz. Ama sizin albümünüz çok farklı. Nasıl anlatırsınız bize bu müziği?

Kullandığımız enstrümanlar Tanbour ve Daf. Her ikisi de kadim enstrümanlar. Çok eski zamanlardan bu yana mistik topluluklarda kullanılmış. Bu müzik "hâl" müziğidir. Bu müziği çalmak için tekniğin yanı sıra "hâl"i de yakalamak gerekir. "Hâl" dediğimiz histen farklıdır. Kelimelerle anlatılmaz sadece deneyimlenebilir. Zihin onu analiz edemez, zihnin ötesine geçip zihinsizlik boyutundan dinlemek gerekir. Biz de bunu yaşamaya ve yansıtmaya çalıştık.

Albümde Hz. Mevlâna, Hafız İmani isimlerini görüyoruz. Neden onların eserlerini seçtiniz?

Bu albümde kullandığımız şiirler mistik şairlere aittir. Şahsi görüşüm şu yöndedir; şairin sözlerinin etkisi şiirleri gibi yaşamasından gelir. Bu eserde kullandığımız şiirlerin şairleri yaşamlarını yazdıkları şiirler gibi yaşamış insanlardı, onların yaşamları birer şiir gibiydi. Onlar şiir yazmak için değil iç dünyalarını paylaşmak için yazmışlar. Mistik bir kişinin yazdığı her şey mistiktir ve bu enerji bulaşıcıdır. Ben bu şiirleri okurken sarhoş oluyorum. Aşkın gökyüzünde kanatlarımı açıp uçuyorum.

Bu müzik türü; sevgi, birlik ve ruhsal aydınlanma temasını işler. Kalbin derinliklerine işleyen nağmeleriyle dinleyiciyi dünya ve maddi arayışların ötesine taşır. Sufi şairlerinin muhteşem sözleri, mistik bir yolculuğa çıkmak isteyenleri manevi bir keşfe davet eder. Biz de burada aracıyız.

432 Hz frekansında kaydedilmiş özel bir deneyim albümü olarak lanse ediliyor çalışmanız... Nedir bu 432 Hz?

432 Hz: Evrene Uyumlu Frekans... Bu albüm, mistik müziğin sihirli ezgilerini sesin temel frekansı olan 432 Hz ile sunuyor. Geleneksel müzikte yaygın olarak kullanılan 440 Hz yerine, 432 Hz'e dayalı müziğin, insan ruhunu daha derinlemesine etkilediğine inanılır. 432 Hz, evrene uyumlu olduğu düşünülen, doğal titreşimlerle uyumlu bir frekans olarak kabul edilir. Dinleyiciler, bu albümdeki her notanın evrensel bir uyum ve denge içinde olduğunu hissedecek. Aslında ruhani bir uyanışa yönelecekler.

ALBÜMÜ DİNLERKEN AN'DA KALIN

Müziğin meditasyon etkisi ile dinleyeni rahatlattığını düşünür müsünüz? Ve bu albüme nasıl yansıdı?

Meditasyon aslında bir farkındalıktır. Meditasyonun sadece rahatlama olarak görülmesi yanlıştır ama maalesef bu bilgi çok yaygındır. Bence meditasyon içselin bilimidir. Çok boyutlu bir kavramdır. Bu konuda çok farklı kitaplar da yayınlanmış. Mesela Kuantum ve Spiritüellik, Holografik Evren, Mistizm ve Modern Fizik, Plasebo Sensin, İnancın Biyolojisi, İlahi Matriks... Tabi ki müzik, meditasyon için çok önemli bir araç. Meditasyonun türüne göre müzik seçimleri çok önemli. İkisinin uyumu muhteşem bir destek sağlar. Meditasyon başka bir deyişle anda kalmaktır. Bildiğiniz gibi an, yaşamdır. Geçmiş ve gelecek sadece birer illüzyondur. Gerçek meditasyon yapan kişi tamamen şimdiki anda yaşar. Bu albümü 423 Hz'de kaydettik. Bunun ruha uygun bir frekans olduğunu düşünüyoruz. Bu albümü dinlerken veya başka müzikleri dinlerken şimdiki anda kalırsak meditasyondayız demektir.