ÜMİT TEMURÇİN / umittemurcin@gmail.com
"Queen of The People's Hearts (Kalplerin Kraliçesi)" müzikali popüler kültürün en önemli ikonlarından Prenses Diana'nın hayatını merkeze alıyor. Keyifle izlediğim müzikalde, Diana'nın Prens Charles ile tanışmasından, Kraliçe ve Camilla ile yüzleşmesine, Beyaz Saray'da John Travolta ile dansından, Dodi ile geçirdikleri kazaya kadar bütün hayatı sahneye taşındı. Müzikalin kostümlerini ayrıca mercek altına aldım çünkü Lady Diana gibi bir stil ikonunun hayatını sahnelerken, kostümlerin de ekstra özenli hazırlanması gerekiyor. Nitekim performanslar sırasında kendisinin o unutulmaz stilleri oldukça özenliydi ve Lori Şen başarılı vücut dili ile tüm kostümleri harika bir şekilde taşıdı.
Müzikal kostümlerinde görmeyi çok arzu ettiğim bir kraliyet düğün hediyesi olan ikonik "Safir İnci Gerdanlığı" gözlerim aramadı değil. Birincisi, Prenses Diana, John Travolta ile dans ettiği bir gala gecesi için uzun kadife bir elbiseyle bu gerdanlığı kullanmıştı. Ve sonra Lady Diana'nın, halkına ve vatana ihanet ettiği suçlaması için Prens Charles'dan intikamını güzel bir şekilde aldığı ünlü "intikam elbisesi" ile birlikte kullandığı bu meşhur gerdanlığın boşluğunu o sahnelerde hissettiğimi belirtmek isterim.
Gürkan Us'un kurucusu olduğu US Production tarafından Türkiye'ye getirilen 4400 kişinin izlediği, ilk gösterimi ABD'de yapılan müzikalin Türkiye turnesinin ardından Avrupa'da da sahnelenmesi planlanıyor. Bu arada kaçıranlar üzülmesin çünkü aldığım bilgiye göre müzikal Avrupa turnesi zamanında İstanbul'da yeniden sergilenecek. Bana bu muhteşem müzikali kaçırmamamı öneren, yazar ve televizyon sunucusu Aysun Öz'e de ayrıca çok teşekkür ederim.
BİR MODA EFSANESİ: PRENSES DIANA
Galler prensesi Prenses Diana'dan ne zaman bahsetsek, üzücü ölümünden dolayı hüzün duyuyoruz. Batılı bir halk kahramanına dönüşen Prensesin kalbimizde hâlâ çok özel bir yeri var. Onlarca yıl sonra bile, Diana'nın kusursuz moda anlayışı ona moda efsaneleri olarak Audrey Hepburn ve Jackie Kennedy gibi tartışılmaz bir yer kazandırdı. Prens Charles'ın inciler ve fırfırlı bluzlar giyen utangaç nişanlısından şık, kendine güvenen ve asil bir kadına dönüşmesi, tarzının çok etkileyici bir evrimi.
Galler Prensesi'nin kraliyet kıyafet kodunu yeniden tanımladığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Uluslararası bir figür haline geldiği andan itibaren, dünyanın en çok fotoğrafı çekilen kadınlarından biri oldu. Kıyafetler her zaman kişisel bir tutku olduğundan, hızla küresel bir stil ikonu statüsüne yükselmesi doğaldı. İngiliz Kraliyet ailesinin bir üyesi olarak, dünyası onun balo elbiseleri ve uyumlu şapkalar giymesini gerektiriyordu, ancak onun stili bunun çok ötesindeydi. Geleneksel klasik terziliğe genç, modern bir yorum getirmeye kararlıydı ve tam da bunu yaptı. Daha kısa etek boyları ve yaka modellerini, moda dünyasının ürkütücü hızına ayak uydurmak için tüm doğru riskleri alırken, yine de kendi zamansız zarafetini korudu. Bir çok moda tasarımcısına ilham oldu ve farklı işbirlikleri yaparak moda tarihinde de çok önemli bir karakter olarak yerini aldı.