Kurduğu kooperatif deprem yaralarını sarıyor

İki yıl önce Kahramanmaraş Türkoğlu'nda kurduğu Mutlu Besin Kadın Kooperatifi ile bölgesindeki kadın potansiyelini harekete geçiren Cennet Polat, şimdilerde Türkiye'nin dört bir yanındaki kadın girişimci dostlarının desteği ile şehrinin yaralarını sarmaya çalışıyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Kahramanmaraş'ta bir kadın girişimci olarak kurduğu kooperatif ile etkileyici bir başarı hikâyesine imza atan Cennet Polat büyük deprem sonrası en büyük desteği sözcülüğünü yaptığı hepyerindenkoop üyesi kız kardeşlerinden gördü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün desteklediği Türkiye'deki 22 kadın kooperatifinin sözcüsü ve koordinatörü olan Polat, Türkiye'nin dört bir yanına uzanan kız kardeşlik ağının yardımlarıyla 10 bin nüfusun üzerindeki köyü ve mahallesindeki depremzedelerin ihtiyaçlarını tek başına karşılıyor. Kooperatifi kurarken Cennet Polat'a destek olmayanlar şimdi 'Çok özür dileriz, hakkını helal et. Sen bugünleri hissederek mi kurdun bu kooperatifi. Şu saatten sonra biz nasıl dahil olabiliriz' diyor. Polat ise keşke bu kadar büyük bir sınavla öğrenmeselerdi sözleriyle özetliyor üzüntüsünü.

Kahramanmaraş'ın ilk kadın kooperatifi Türkoğlu Mutlu Besin'in kurucusu Cennet Polat, şehrindeki kadın potansiyelini üretime dahil etmek için 2021 yılında kolları sıvadı. Kadının çalışmasının pek de hoş karşılanmadığı, kooperatif kurmanın dolandırıcılık gibi algılandığı bir ortamda eşinin ve erkek kardeşlerinin desteğiyle hayallerinin peşinden giden Polat, Kahramanmaraş'ın yöresel ürünlerinden tarhanaya yeni bir yorum getirirken şehirde daha önce üretilen ancak etkin bir şekilde işlenmeyen istiridye mantarı ve Trabzon hurmasını da işleyip satışa sundu. Tarhanayı sumak ekşisi ile üreterek patentini alan Polat, şimdilerde konteyner temin ederek kooperatifini yeniden aktif hale getirmek istiyor. Böylelikle hem bölgedeki kadınların başkalarının yardımlarına bağımlı olmaktan kurtulacağına hem de üretime katılıp bir meşgale edinerek iyileşme sürecinin hızlanacağına dikkat çekiyor.

8 çocuklu bir ailenin en küçük kızı olan Cennet Polat, esnaflıktan başlayıp kooperatif başkanlığına giden süreçte toplumsal ezberlerle de mücadele etmiş. Ancak yakınlarından benzer tepkiler görmemiş: "Ailemdeki erkekler konusunda hep çok şanslıydım. Hiçbir zaman baskı uygulanmadı, her zaman destek oldular. Burada ilkokulu bitiren kızların okula gitmesi pek doğru karşılanmaz. Ailem beni destekledi bu anlamda. Evlendiğimde eşim konusunda da çok şanslıydım. Ne yapmak istedimse her zaman destekledi. Kadın çalışmaz diyenlere en güzel cevabı verdiler abilerim ve eşim."

ÇALIŞMAK İSTEYEN KADINLARI DERT EDİNDİM

"Çalışmayı çok seven bir insanım. Yapamazsın denileni yapmayı çok severim." diyen Polat kooperatifi kurma fikrinin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor:

"Bölgemdeki ilk kadın esnaflardanım. Etrafıma baktığımda kadınlar çalışmayı çok istiyordu. Ama aile ve eş engeline takılıyorlardı. 'Kadın çalışmaz, Cennet çalışıyor ama gittiği yol, yol değil' diyorlardı ilk çalışmaya başladığımda. Kendi adıma bu söylenenleri önemsemedim. Çalışıyorum kazanıyorum ama o kazandığım para beni mutlu etmemeye başladı. Dedim ki 'Bu kadar kadın çalışmak istiyor. Benim en büyük şansım hayatımdaki erkeklerse ve onlar benim yolumu açtıysa ben neden bu kadınların şansı olmayayım' diye bu kadınları bir çatı altında toplama derdine düştüm. Araştırma yapmaya başladım. Sosyal medyadan girişimci kadınların hayat hikâyeleri, başarı hikâyeleri, nereden nasıl gelmiş, nasıl zorluklarla karşılaşmışlar bunları okudum. Bir yola çıkmak istiyorum ama daha öncesinde bunu yapanlar neler yaşamış, hangi engellerle karşılaşıp nasıl aşmışlar göreyim istedim. Sonra kooperatifçilik tarihini okudum.

BU ŞEHRİN EBRU BAYBARA'SI OLMAK İSTEDİM

Hikâyesiyle onu en heyecanlandıran, motive eden iki isim olmuş. Biri Ebru Baybara Demir. "Uzun yıllardır onu takip ediyorum. İnşallah bir gün onunla tanışma fırsatı bulurum. Onun hayat hikâyesini izledikten sonra o kadın da orada bir şeyleri başarmış. O da doğu kültürü ve tabuları yıkmış. Neden ben de Kahramanmaraş'ın Ebru Baybara Demir'i olmayayım? diye düşündüm. Kooperatifçilikle ilk tanıştığımda tarihine indim, nasıl başlamış diye araştırdım. Mustafa Kemal'den sonra kooperatifçiliği İzmir'de devam ettiren Mahmut Türkmenoğlu var. Onun hikâyesi de beni çok etkiledi. 'Ben Kahramanmaraş'ın Ebru Baybara Demir'i olabilirim. Mahmut Türkmenoğlu'nun görevini bu şehirde ben üstleneceğim' dedim."

ÜRETİMDEN E-TİCARETE

İnsanlara kooperatif fikrinden bahsettiğinde çevrelerinde olumlu örneklerine rastlamadıklarından destek vermeye yanaşmamışlar. Yakın dostları kuruluş aşamasında çoğunluk sağlansın diye kuruculardan olmayı kabul etmiş. Başlarda eşi ve oğlu ile üretim yapan Cennet Polat, Maraş cips tarhanası, sumak ekşisi, mevsimine göre sebzeler, meyveleri işlediklerini anlatıyor. Kooperatifi kurduktan 6 ay sonra BM Gıda ve Tarım Örgütü ile tanışmış. Bu tanışma da kadın üreticilerin ne tür bariyerlerle karşılaştıklarının somut bir örneği. Tarım İl Müdürlüğüne desteklemek üzere yeni kurulmuş, çoğunluğu kadınlardan oluşan, idealist bir başkanı olan, hedefleri bulunan bir kooperatif aradıklarına dair yazılar yazan BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yetkililerini sahada erkeklerin kurduğu kooperatiflere yönlendiren İl Müdürlüğü kriterler sağlanamadığı için en son Türkoğlu Mutlu Besin Kooperatifi ile buluşturmuş onları. Sonuçta Cennet Polat'ın kooperatifi FAO'nun Türkiye'de fonladığı 23. kooperatif olmaya hak kazanmış. Ancak Polat'ın enerjisi, girişimci potansiyeli ve heyecanı onları öylesine etkiliyor ki onu, Türkiye'de destekledikleri 23 kooperatifin sözcüsü ve koordinatörü olarak seçiyorlar. İş bununla da kalmıyor. Bir yılı tamamlamadan 10 ilden 10 kadın kooperatifi İzmir'de bir protokole imza atarak Hepyerindenkoop adı altında bir e-ticaret platformu kurarak ürünlerinin aracısız bir şekilde tüketiciye ulaşması için de güçlü bir adım atıyor.

SIFIR ATIKLA ÜRETİM

Üretimlerini sıfır atık prensibine göre yapan Cennet Polat, "En son ürettiğimiz Trabzon hurmasının Maraş bölgesinde üretimi inanılmaz fazla. Ama üreticiler kâr edemiyoruz diye bırakıyorlardı ağaçlarda. Üreticilerimizin bahçelerinin tamamını aldım. 5,6 ton ürün aldım kadınların hepsini topladım. Kooperatife gelemeyenlere de ürünleri mahallelerine götürüp işlediklerinde geri aldım. Meyveleri soyup kuruttuk. Kabuğunun yarısından sirke yaptık diğer yarısını kurutarak un haline getirdik; pastacılıkta kullanılmak üzere aroma verici ve tatlandırıcı, renklendirici olarak ürettik. Bir çekirdeği kaldı onu da keçelerden şekiller kestik silikonla yapıştırdık nihale yaptık. Tabi bunların hepsini depremde kaybettik." diye anlatıyor üretim sürecini.

Deprem sizi nasıl etkiledi?

Zor kurtulduk. Çekirdek ailemle hayattayız. Kooperatif ortaklarımdan hayatını kaybedenler var. İnsanların televizyondan izlerken dayanamadığı olayların ben her gün yüzlercesine şahit oldum. Depremin ikinci günü kendime geldiğimde çocuklarımı şehir dışına bir arkadaşıma gönderdim. Urfa'daki Nazende Kooperatifimizin başkanı geldi çocuklarımı aldı, 'Onlar sıcak bir yatakta yatsınlar, güvende olduklarını bileyim ki ben buradaki insanlara yetebileyim, daha çok kişiye ulaşabileyim.' dedim. O günden bugüne hiç durmadım. Rabbim bana güç verdi, bu iyiliği yapma fırsatı verdi hamdolsun. 81 ilde o kadar güzel kalpli insanlar tanımışım, hayatıma dahil etmişim ki kooperatifim sayesinde kızkardeş kooperatiflerim, kadın dernekleri, vakıflar adını dahi bilmediğim insanlar hepsi gruplardan bana ulaşarak araçlarını yardım malzemeleri ile doldurup gönderdiler. Koli koli, onları standart hale getirip 15 bin nüfusa sahip köyüme ulaştırdım. Koordinatör olarak şehrimizde görevlendirilen Valimizi ziyaret edip 'Benim kızkardeş kooperatiflerimden gelen yardımları kapı kapı dolaşıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorum. Hangi kooperatiften, hangi dernekten gelmiş diyerek sadece yardım gönderenler yerine ulaştığını bilsin diyerek kısa videolar çekiyorum. Bunu gönül işi olarak Allah rızası için yapıyorum' dedim. Sayın Valimiz de 'Sen10 bin nüfusun üzerindeki bir köyün, mahallenin yükünü devletin omuzlarından aldın. Allah senden razı olsun, bildiğin şeyi yapmaya devam et, arkadayız. Eksiğin olursa da yetişmeyen, ulaşmayan her ne olursa biz buradayız' dedi. Bu benim için çok kıymetliydi. Şehrimi asla bırakmayacağım, asla vazgeçmeyeceğim. Kahramanmaraş Milli Mücadele'de nasıl kahramanlık destanı yazdıysa tekrardan kahramanlık destanı yazıp ayağa kalkacak.