’Kupayı 15 Temmuz’da almak gururlandırdı’

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Yaşıtları sokakta oynarken o, tenis kortlarından çıkmadı. 12 yıl emek verdi ve sonunda emeklerinin karşılığını aldı Yankı Erel. Dünyanın en önemli tenis organizasyonu Wimbledon Tenis Turnuvası’nda genç çiftlerde kupayı kaldırdı. Türkiye tarihinde bir ilke imza atan Yankı Erel’le bir araya geldik ve başarı dolu hayat hikâyesini dinledik. 

Ailenin isteğiyle başlamışsın, peki sen isteyerek mi gidiyordun?

Tenise başladığımda 6 yaşındaydım. Başarılı bir tenisçi olmayı çok istiyordum. Bunun için de korttan çıkmıyordum. Hâlâ da aynı duyguları hissediyorum. O dönem dört yıl özel ders aldım. Daha sonra babamın işi nedeniyle İzmir’e taşındık. Altı ay Karşıyaka Spor Kulübü’nde çalıştım. Sonra Bursa’ya geçtik, bir buçuk yıl da Altın Ceylan Spor Kulübü’nde oynadım. Daha sonra TED Spor Kulübü’ne yatılı geçtim. 11 yaşımdaydım. Üç yıl yatılı kaldım. Sonrasında da Garanti Koza Spor Akademisi’ne kayıt oldum. Üç yıldır da buradayım.

Yatılı okurken zorlandın mı?

Çok, hem de nasıl. İlk altı ay o kadar zorlanmıştım ki. 

Tenisi bırakıp ailenin yanına dönmeyi istemiş miydin?

İlk üç hafta telefon açıyor, “Gelin beni alın” diyordum ama hiç gelmediler. İyi ki gelip beni almamışlar çünkü bu noktaya gelemezdim. İlk ayrıldığımız gün hem onlar için hem de benim için çok zor olmuştu ama tenisçi olabilmem için onlardan ayrılmam gerekiyordu.

Belki o zaman seni bıraktılar diye ailene kızmışsındır… 

O zaman üzülmüştüm ama şimdi de onlara teşekkür ediyorum. 

Boş zamanın oluyor mu, hayatında hep spor mu var?

Çok fazla boş zamanım olmuyor ama fırsat olduğunda film izlemeyi ve play-station oynamayı çok seviyorum

Haftada kaç gün çalışıyorsun?

Haftanın altı günü çalışıyorum. Haftada beş gün, altı saat, hafta sonları da üç saat antrenman yapıyorum. Tabii öncesinde ısınma çalışmaları da oluyor haliyle saat uzuyor. Geri kalan zamanda ailemle daha çok vakit geçiriyorum, sinemaya gidiyorum. Pazar günleri boşum. “Oh be uyuyacağım” diyorum ama sabah yine 07.30’da ayaktayım. Vücudum alışmış artık yapacak bir şey yok.

Ne tür filmler izliyorsun?

Aksiyon, macera türü seviyorum. Bazen değişiyor, korku ya da komedi türünde filmler izlemeyi tercih ediyorum. 

Arkadaşların tatildeyken sen İstanbul’da kalıp antrenman yapmak zorundasın. Bu durum seni sıkmıyor mu?

Zaten eğlence mekânlarına, gece kulüplerine gitmeyi çok sevmiyorum. Açıkçası kalabalık ortamlardan hiç hoşlanmıyorum. Hayatım boyunca yalnız kalmayı tercih ettim. Yalnızken kendimi daha rahat hissediyorum. 

Maça çıkmadan önce yaptığın bir ritüelin var mı?

O kadar çok ki. Her maçtan önce duamı ederim. Size saçma gelebilecek o kadar çok ritüelim var ki hangisini sayayım, var da var. Mesela ilk servis atarken topu 6 kere sektiririm, ikinci serviste 4 kere sektiririm. Return back beklerken raketi altı kere çeviririm. Maçtan önce hep aynı motivasyon müziğini dinlerim. 

Maçtan bir gece önce nasıl hissediyorsun?

Maçtan önce muhakkak kıyafetlerimi hazırlarım, her maç öncesi duş alırım. Duş almazsam kendimi hazır hissetmem. Bunların biri eksik kalırsa maçı kaybedeceğim diye korta çıkarım. 

Bu ritüellerinden birini eksik yapıp da maç kazandın mı?

Binlerce maç yaptım aslında. Profesyonel düzeye geçtikten sonra bu ritüellerim başladı. Dediğiniz gibi bu ritüellerin bir kısmını yapamayıp maç kazanmışlığım da oldu ama hâlâ bu ritüellere devam ediyorum. Sanki bunları yapmazsam olmayacakmış gibi hissediyorum, güvenemiyorum kendime. 

Şampiyonluk sürecini anlatsana…

Daha önce Hırvat partnerimle maça çıkacaktık, haftalar öncesinden sözleşmiştik. Belinde sıkıntı çıkına çekilmek zorunda kaldı. Koreli bir arkadaşımla oynamaya karar verdik ancak son üç gün kala dirseği çatladıı. Otto diye bir arkadaşıma sordum, o da kabul etti. Oynadık ve kazandık. 

Maç günü nasıl hissetmiştin?

Her maçtan önce “Sadece korta çık ve elinden geleni yap” derim. Kazanmayı ya da kaybetmeyi düşünmektense elinden geleni yapmak daha doğru bir yaklaşım. Kaybetsen de önemi yok çünkü elinden geleni yaptığın zaman gerisi gelir. Kendimi en iyi şekilde temsil ettim. Adım adım gittim. Hiçbir zaman finali düşünmedim. Hepsinde de başarılı oldum. Kazanınca şaşırdım tabii ki. Türkiye’de daha önce olmamış bir şeydi. Çok gurur duydum. 15 Temmuz gibi bir günde kazanmak ayrıca ben çok mutlu etti. 

Kız arkadaşım yok sadece tenise konsantre oluyorum...

Okulla aran nasıl?

Bahçeşehir Okyanus Koleji’nde yüzde yüz burslu okuyorum. Pek derslere giremiyorum. Geçen yıl da okul olarak Brezilya’da Dünya Şampiyonu olduk. Seneye sınıfı okuyacağım, üniversite sınavlarına gireceğim. 

Ne üzerine eğitim alacaksın?

Spor üzerine eğitim almak istiyorum. Amerika ve İngiltere’deki okullardan teklifler geliyor. Henüz karar vermedim ama ailemle değerlendireceğiz. Burada da birkaç çok iyi üniversite yüzde yüz spor bursu veriyor, onlardan birini de seçebilirim. 

Senin gönlünde neresi var?

Amerika’daki üniversiteye gidip imkânlarına bakacağız ama asıl önceliğim Türkiye’de kalmak. Ailem de benimle birlikte kalabilir öyle imkânlar sunuluyor ama gidip görmeden bir şey söylemek zor. 

Maç esnasında mesela beğendiğin kız arkadaşın varsa ilgin dağılıyor mu?

Kızlar özellikle bireysel sporlarda bela gibi. Turnuvalara gidiyoruz, bayan erkek maç oluyor. Yenildiği gün kız “Müsait misin, buluşalım mı?” diye yazıyor mesela. Sizin de ertesi günü maçınız oluyor bir şey diyemiyorsunuz. İnsanın aklı karışıyor.  

Peki kız arkadaşın yok mu?

Yok. Uzak duruyorum artık o işlerden çünkü tenisimin önüne geçtiğini düşünüyorum. Olmuyor, çalışmaları kötü etkiliyor. Sadece tenise konsantre oluyorum. Hayatım belli, her gün tenis. 

Şimdi gençler arasında YouTuber modası var. Takip ediyor musun sen de?

Evet, benim de takip ettiğim YouTuber’lar var. Kafalar Kanalı’nı, Orkun Işıtmak’ı severek izliyorum. 

Hayalim olimpiyatları kazanmak

Bundan sonraki hayalin nedir?

Hayalim olimpiyatları kazanmak. En kötü olimpiyatlardan bir madalya alabilmek. 

Takip ettiğin tenisçi var mı?

Novak Djokoviç, Stanislas Wawrinka, Fernando Verdasco’yu ayrı seviyorum. Angelique Kerber’le Gilles Simon’u çok beğeniyorum. Federe, Nadal, Djokoviç’le karşılıklı oynamayı isterim. Elli kişi sayarım aslında.

Para kazanıyor musun?

Henüz değil. Çok masraflı bir spor. Bir raket 1000 TL ve bende 15 tane var. 15 bin TL sadece rakete gidiyor. Her maçta beş raket kullanıyorum. 

Gençlere ne önerirsin?

Herkesin önceliği ya okul ya da spordur, birini tercih edersiniz. Hangisini seçiyorlarsa bir hedef belirlesinler, hayal kursunlar ve o hayalin peşinden gitsinler. Asla pes etmesinleri her zaman çalışsınlar.