HALUK KESİM / cumartesi@aksam.com.tr
Osmanlı İmparatorluğu'nun çok önem verdiği bu liman kenti 17. yüzyıldan itibaren Avrupa'ya açılan kapısı olmuştur. Bölgede yaşayan gayrimüslümlere verilen imtiyazlar ticaret yapmalarını sağlamıştır. Bölgede yaşayan Levantenler ticaretin baş aktörü olarak ön plana çıkmışlardır. Cumhuriyet döneminde İzmir önemli bir liman olmaya devam ederken bölgeye yakın turistik yerlerinde etkisiyle göç alarak büyük bir kültür zenginliği yaşamıştır. 1935 yılında dönemin İktisat Vekili Celal BAYAR tarafından İzmir Arsıulusal 9 Eylül Panayırı 21 Ağustos'ta açıldı. 311.000 kişinin gezdiği panayır, bugünün organize uluslararası fuarının öncüsü oldu.
Peki bu kadar önem verilen bu şehir şu an ne durumda?
Çocukken ailemle İzmir'e ilk kez gittiğimde denizin kenarında güneş ışıklarının palmiye ağaçlarına vururken görüntüsünü seyrederken burnuma gelen koku yüzünden arabadan çıkmak istememiştim. Hatta babama o sıcakta arabanın camını açmaması istemiştim. Yıllar sonra bu kokuyu ortadan kaldıran ve İzmir'in güzelliklerini ortaya çıkartan Burhan Özfatura şehre çok önemli hizmetler verdi.
En son İzmir'e gittiğimde ise aynı koku eskisi kadar olmasa bile bazı bölgelerde vardı. İzmir tarihinin verdiği zenginlikle hala sevilse bile yaşamanın çok kolay olmadığı bir şehir olarak düşünüyorum. Elbette bunu düşünmemin ana sebebi mimari zorluklar. Güzelliği ile övünülen bir şehrin her yaştan, her türlü fiziksel zorluğu olan birinin yaşanabilir olması önemli.
İzmir dediğimizde aklımıza ilk gelen kumru ve boyoz olur herhalde. İzmir yemekleri nedir diye araştırdığımda tarihe kaydolmuş çok önemli bir lezzet karşımıza çıkmıyor. Kumru son yıllarda ortaya çıkan bir çeşit sandwic. Ekmeğin içine kızartılmış, sucuk, sosis, salam, turşu, ketçap ve mayonez konularak yapılan bir çeşit atıştırmalık. Aynı şekilde Boyoz ise poğaçanın biraz daha farklısı diyebiliriz.
Evde rahatlıkla kahvaltı için boyoz yapabilirsiniz. Yanında haşlanmış yumurta ise sıkı bir kahvaltı için ideal.
4 su bardağı un
1 buçuk su bardağı eli yakmayacak ısıda ılık su
1 tepeli dolu tatlı kaşığı tuz
1 tepeli dolu tatlı kaşığı toz şeker
Arasına sürmek için;
6 tepeli dolu yemek kaşığı tereyağı yada margarin
Yoğurma kabına un ,tuz ve şekeri alıp karıştırın. Üzerine suyu azar azar ekleyerek ele yapışmayan yumuşak kıvamda bir hamur elde edin. Hamuru 6 eşit parçaya bölüp yuvarlayarak bezeler haline getirin.Bir tabağa alarak üzerlerini eritilmiş tereyağ veya sıvı yağ ile yağlayın.20 dakika bu şekilde dinlendirin. 3 adet bezeyi küçük bir pasta tabağı büyüklüğünde elinizle açın her birinin ortasına 2 dolu yemek kaşığı yumuşak kıvamda tereyağını kenarlarına gelmemesine dikkat ederek sürün. Geriye kalan 3 adet bezeyi de açın bu defa yağ sürmeden üzerlerine kapatıp kenarlarını parmak uçlarınızla bastırarak birbirine yapıştırın. Bu hazırlık sonrası 50 dakika bekletin. Mümkün olduğunca ince şekilde elinizde çekiştirerek açın. Sonrasında rulo yaparak ve hafifçe üstüne bastırarak tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlanmış alt üst ayardaki fırında 20- 25 dakika altı üstü kızarıncaya kadar pişirin. Bu kadar kolay.
Ayrıca yine bildiğiniz gibi İzmir'in en beğenilen yemeklerinden birisi İzmir Köftedir. Bu yemeği yapmak ise yine çok kolay.
Herkes köfte yapmayı bilir. Köfteleri hazırladıktan sonra elma dilim patates, sivri biber, dilim domates ve sulandırılmış salçai baharatlarda eklenerek 180 derece fırına verilip patatesler kızarana kadar pişirilir. Hem lezzetli, hem pratik bir yemek.
İzmir'le ilgili bir İzmir'li ile konuştuğunuzda sizi pek dinlemez ve aslında hep farklı ve güzel bir yer olduğunu söyler. " biz özeliz " derler. Türkiye'nin birçok yerinde yemek yedim. Ancak İzmir kadar yemek konusunda az seçeneğim olan başka bir yer olmadı. En son bunu İzmir'li bir hanımefendiye söylediğimde " Ama İzmir'in kızları güzel" demişti. Ona verdiğim cevap ise " Eğer anlattığınız kadar mükemmel olsalardı Atamız boşamazdı" dediğimde verecek bir cevap olmadı. Siz yine de İzmir'e gidip en azından bir kumru deneyin değişiklik olur.