GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com
Gazze'de iki haftadır işgalci İsrail yaptığı katliamlar sanat ve edebiyat dünyasını da ayağa kaldırdı. Ancak siyonizmin kültürel hegemonyasının kuşattığı çevreler ısrarla 'mazlum israil' yalanını savunmaya devam ediyor.
İsrail'in yürüttüğü bu korkunç savaş tek cephede ilerlemiyor elbette. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın Yahudilere yönelik katliamlarını on yıllardır sinema sektörü ve televizyon dizileri ile tüm dünyanın zihnine kazıyan İsrail, aslında en başta insanlığın zihnini işgal etti. 'Mazlum Yahudi' algısının ardına sığınarak Filistinlilere yönelttiği tüm zorbalık ve saldırılara meşruiyet kazandırdı.
Çünkü Schindler'in Listesi, Hayat Güzeldir, Piyanist, Şeytanın Aritmetiği, Çizgili Pijamalı Çocuk, Anne Frank'in Hatıra Defteri, Bölük Pörçük Yaşamlar, Amen, Soysuzlar Çetesi gibi yapımlar ve daha onlarcası Hitler tarafından Yahudilerin ne kadar çileli bir hayata zorlandığı, ne kadar da ağır bedel ödediklerini dünyada başka hiçbir acı yaşanmıyormuşçasına bıkmadan usanmadan önümüze sürdü. Hollywood'da yükselmek isteyen hemen her yönetmenin güçlü bir Holocost filmi çekmesi gerekliliği sektörün yazılı olmayan en temel kurallarından biri haline geldi. Filistin davasına destek veren Hollywood oyuncuları da kara listeye alındı. Kültür-sanat alanındaki İsrail hegemonyası elbette sinema ile sınırlı değil.
FRANKFURT'TA BÜYÜK SKANDAL
Dünyanın en büyük yayıncılık platformu olan Frankfurt Kitap Fuarı'nda Filistinli yazar Adania Shibli'ye "Küçük Bir Ayrıntı" adlı romanı için ödül verilmesi planlanan törenin iptal edilmesi Siyonizmin edebiyat sahasında da ne kadar etkin olduğunu gösterdi. Frankfurt Kitap Fuarı Direktörü Juergen Boos'un açıklaması ise törenin iptalinden daha büyük bir vahamet. "Hamas'ın İsrail'e karşı barbarca terörünü" şiddetle kınadığını belirten Boos'un, "Düşüncelerimiz kurbanlar, yakınları ve bu savaş nedeniyle acı çeken tüm insanlarla" şeklindeki açıklaması üzerine uluslararası pek çok yayıncı, yayın kuruluşu ve yazar tepki göstererek fuardan çekildi.
Frankfurt Kitap Fuarı'nın bu kararını kınayan Uluslararası Bağımsız Yayıncılar Birliği Shibli'ye destek vererek ortak bir metin yayınladı. Fuarın yanlı tavır almasına kınayan yayıncılar "Tören, 'kitap fuarında Yahudi ve İsrailli sesleri özellikle görünür kılmak' ve 'İsrail'in yanında tam bir dayanışma içinde durmak' amacıyla tek taraflı olarak iptal edilmiştir. Bu tek taraflılık kabul edilemez, zira Frankfurt Kitap Fuarı şiddet içermeyen diyalog ve tartışmaların yapılabileceği özgür ve tarafsız bir forum olmalıdır." ifadeleriyle Filistinli seslere diğer seslerle aynı "görünürlük ve saygının" gösterilmesi çağrısında bulundu.
Açıklamada, "Filistin topraklarında on yıllardır süren İsrail işgali ve yerleşimci sömürgeciliği, İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik son saldırılarıyla yeni bir boyuta ulaştı" denilerek devam eden insani krizin ortasında, kitaplar ve edebiyat da dahil olmak üzere tüm ifade araçlarıyla mazlumlara ses vermenin önemi vurgulandı.
KİTAP DEĞİL UTANÇ FUARI
Edebiyat dünyasının tepkisi bununla da sınırlı kalmadı. The Guardian'ın haberine göre aralarında İrlandalı romancı Colm Tóibín, Pulitzer ödüllü Libyalı Hisham Matar, Pakistanlı romancı Kamila Shamsie ve İngiltereli tarihçi William Dalrymple'ın da olduğu 350'den fazla yazar da yayınladıkları ortak mektupta, fuarın organizatörü LitProm'a tepki göstererek fuarı Filistinli sesleri "susturmakla" suçladı. Açık mektupta, türünün dünyadaki en büyük ticari fuarı olan Frankfurt kitap fuarının organizatörlerine, "Filistinli yazarların düşüncelerini, duygularını ve bu korkunç, acımasız zamanlarda edebiyat üzerine düşüncelerini paylaşmaları için alanlar yaratma sorumluluğu var, onları kapatma sorumluluğu değil" denildi.
Tüm bunlara rağmen Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılış konuşmasını üstlenen Slavoj Zizek de Siyonist lobinin baskı ve dayatmalarından nasibini aldı.
ZİZEK DE OLSAN SUSTURURLAR
Zizek, Gazze Şeridi'nde İsrail ve Hamas arasında süren savaşı da ele aldığı konuşmasında, "Hamas'ın İsrail halkına yönelik terör saldırılarını" kınarken, "Fakat aynı zamanda Filistinlileri de dinlemek ve çatışmayı anlamak için olayların arka planına dikkat etmek gerektiğini" söyleyince büyük tepki gördü. Zizek'in sözleri, İsrail'in acılarına hakaret, suçu önemsizleştirmek ve antisemitizme kapı açmak olarak gören çok sayıda konuk tarafından protesto edildi. Birçok konuk da salonu terk etti.
Tepkilere neden olan konuşmasında Zizek, Filistinlilerin sadece bir sorun olarak görüldüğünü, kendilerine olumlu bir rol verilmediğine dikkat çekerek "Filistin sorunu çözülmeden Orta Doğu'da barış olamaz" demişti. Kendisinden önceki konuşmacıların hepsinin İsrail hakkında konuştuğunu, ancak Filistinliler hakkında konuşmadıklarının altını çizen düşünür, Filistinli yazar Adania Shibli'ye kitap fuarında ödül verilmemesi kararını da "skandal" olarak niteledi.
Peki utancına utanç ekleyen Frankfurt Kitap Fuarı sorumluları olan biteni nasıl karşıladı derseniz aslında söyledikleri hiç de şaşırtıcı değildi. Olayların ardından Frankfurt Kitap Fuarı Müdürü Juergen Boos bir "eleştirel açıklama" yayımladı. "Ne olursa olsun Zizek'in ifade özgürlüğü olduğunu" hatırlatan Boos, bu özgürlüğe sahip çıkılmasını istedi. Boos, tartışmalı ve tepkilere yol açacak bir konuşmayı kesmenin de mümkün olabileceği görüşünü savunurken sözde ne kadar da 'hoşgörülü' ve 'özgürlükçü' olduklarının altını çizerek "Hoşumuza gitmese, kınamış bile olsak, konuşmayı sonuna kadar dinlediğimiz için memnunum" dedi.