Kukuli çocukluğumuzu hatırlatıyor

''Kukuli şarkılarını yazarken çocukluğumuza dönüyor ve o dönemin efsane şarkılarını anımsamaya çalışıyoruz. Şarkılarımızı bu klasiklerden ilham alarak hazırlıyoruz. Ve şimdiki nesile sıcak, samimi bir yandan da öğretici şekilde aktarıyoruz.'' diyen Fauna Ceo'su Emre Aksoy, içerikleri hazırlarken kültüre, değerler eğitimine ve geleneklere önem verdiklerini aktarıyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Bu hafta sayfamızın konuğu çocukların yakından tanıdığı Kukuli... Bakkal Amca, Turşu, Paylaşmak Güzeldir, Kar Yağıyor şarkılarıyla çocukların en sevdiği çizgi karakterlerden biri olan Kukuli, Arkadaşım Eşek, Nane Limon Kabuğu gibi bölümleriyle de ebeveynleri geçmişe götürüyor. 2013 yılında yayın hayatına başlayan Kukuli'ye maceralarında arkadaşları Tinky ve Minky eşlik ediyor. 16 ayrı dilde 85 ülkede yayınlanan ve milyonlarca çocukla buluşan çizgi filmi, işitme engelli çocuklar da rahatlıkla izleyebiliyor. "2013 yılında hem çocukların hem de ailelerin severek izleyebileceği, topraklarımızın kültürüyle beslenen bir çizgi dizi yapma amacıyla yola çıktık. Kukuli ve arkadaşları ile çocukluğun saflığını ve eğlenceli anlarını kutlamayı odağımıza aldık. İlk şarkımız Dişlerimi Fırçalarım ile Kukuli'nin ilk bölüm ve şarkısı Youtube'da yayınlandı. Ardından Abur Cubur geldi." diyen Emre Aksoy, eğlenerek öğretmenin mümkün olduğu hikâyeler anlatmaya çalıştıklarını dile getiriyor. 7'den 70'e herkese hitap eden Kukuli'nin hikâyesini ve yeni projelerini Fauna Ceo'su Emre Aksoy ile Fauna Genel Koordinatörü Ceren Samıkıran'dan dinledik.

KÜLTÜRE VE DEĞERLERE ÖNEM VERİYORUZ

Neden bir maymun karakteri seçtiniz?

Emre Aksoy: Karakterimizin maymun olması, maymunların sevimli ve komik olmalarından kaynaklanıyor. Kukuli'nin enerjik, muzır ve bir o kadar da tatlı kişiliğine uygun olduğunu düşünüyoruz.

10 yıllık bir geçmişi var... Nasıl bir değişim yaşadı Kukuli?

Emre Aksoy: Çocuklara yönelik öğretici içeriklerle başladık. El yıkama, diş fırçalama gibi alışkanlıklara dikkat çektik. Daha sonra biz çocuklardan neler öğrenebiliriz diye düşündük. Birlikte eğlenmek, gülmek, paylaşmak istedik. Eğlenerek öğretmenin ve gelişimin mümkün olduğu hikâyeler yazmaya başladık.

Ceren Samıkıran: Okul öncesi çocukların günlük hayat akışlarına, duygusal, sosyal, motor becerilerinin gelişimlerine destek olarak eğlendirirken öğreten bir konsept içinde ilerliyoruz. Kukuli çocukların keyifli vakit geçirmesini sağlarken gelişimlerini de destekleyen bir karakter. Eğlenceli bölümlerimiz, ilham veren şarkılarımızla öğrenmeyi kolaylaştıran bir animasyon dizisiyiz.

İçerikleri üretirken nelere dikkat ediyorsunuz?

Emre Aksoy: Çocukları eğlendirmek bizim için en önemli unsur. Yazdığımız her senaryoda, bestelediğimiz her şarkıda, 'Bu iş yeterince eğlenceli mi?' diye soruyoruz kendimize. Sonrasında ürettiğimiz her içeriğin çocuk saflığına değinmesine ve onların potansiyelini ortaya çıkarmasını desteklemesine dikkat ediyoruz. Yapımlarımız sadece Türkiye'den de değil, farklı kültürlerden, ülkelerden pek çok çocuğun izlediği içeriklerden meydana geliyor. Kültüre, değerler eğitimine ve geleneklere saygıya önem veriyor; bununla birlikte eşitlik, pozitif yaklaşım, akıl yönetimi gibi temalarla çocukların eğlenerek öğrenmesini hedefliyoruz.

ÇOCUK SAFLIĞI ODAK NOKTAMIZ

Bir çizgi filmin ana amacı eğitici olması mı? Doktorlar çocukların 2 yaşına kadar ekranlardan uzak durmasını söylüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ceren Samıkıran: Çizgi filmler özellikle erken yaş çocukların hem öğrenebildiği hem de eğlenebildiği, en önemlisi de karakterlerle bağ kurabilme potansiyeli olan yapımlar. Pedagojik ve eğitim anlamında seneler içerisinde ciddi değişiklikler oldu, iyi olarak adlandırılan eğitimlerin bugün doğru sonuçlar vermediğini görebiliyoruz. Özellikle teknolojiye doğan kuşaklar için bu geçerli. Okul öncesi çocuklarda kurgunun gerçeklikle arasındaki fark net değil. Bu sebeple hangi yaşa hitap ettiğiniz önemli. Bu yüzden içeriklerimizde çocuk saflığına odaklanıyoruz. Çünkü yaratıcı olmak, hayret duymak, merak etmek, tebessüm etmek gibi olgular değişmiyor. İçeriklerimizi hazırlarken çocuk gelişim uzmanları ile birlikte ilerliyoruz.

Neden şarkılarla ilerliyorsunuz?

Emre Aksoy: Müziğin evrensel bir dil olduğu söylenir. İnsanlara, özellikle erken yaş dönemindeki çocuklara herhangi bir hikâyeyi kalıcı şekilde anlatmak istiyorsanız müziği kullanmak akıllıca. Kukuli şarkılarını yazarken çocukluğumuza dönüyor ve o dönemin efsane şarkılarını anımsamaya çalışıyoruz. Şarkılarımızı da bu eskimeyen klasiklerden ilham alarak hazırlıyoruz. Yetişkin bedenimizin içindeki çocuğun sesine de sürekli kulak verdiğimizi belirtmek isterim.

İzlenme oranları çok yüksek. Sizce aileler neden Kukuli'yi bu kadar sevdi?

Ceren Samıkıran: Bizim için en önemlisi bir çocuğun Kukuli'yi izlerken attığı bir kahkaha ya da ettiği dans... Çocuklardan ve ebeveynlerden aldığımız geri dönüşlerle şekillendirdiğimiz Kukuli dünyası çocuklara, onların diliyle konuşarak ayna tuttu. Sadece çocuklar değil ebeveynler de şarkılarımızı keyifle dinliyor. Hepimiz çocukluğumuzu buluyoruz onda. Dolayısıyla ebeveynlerin de bağ kurması Kukuli'nin sevilmesinin en büyük nedenlerinden biri.

YENİ PROJE, HAYAT BAYRAM OLSA

Çizgi film karakterlerinin filmleri çıkıyor hep. Kukuli ile ilgili sinema projesi var mı?

Emre Aksoy: Bu konu hakkında kendi aramızda da uzun bir süre beyin fırtınası yaptık. Çocukların Kukuli hikâyesini farklı mecralarda deneyimlemesi bizim için oldukça değerli, fakat okul öncesi yaş grubunun sinema salonlarında dikkatini bu denli uzun tutmasını sağlamak çok zor. Bu yüzden şu an için sinema projemiz bulunmuyor.

Yeni bölümler gelecek mi?

Emre Aksoy: Tabii ki! Anlatacağımız çok hikaye var, çok yakında yepyeni sezon bölümlerimiz ve hit şarkılarımız çıkıyor. Yeri gelmişken ilk defa buradan duyurmuş olalım, hepimizin çok sevdiği Hayat Bayram Olsa şarkısını çok yakında bugünün çocuklarıyla buluşturacağız.

Kukuli'nin Türkiye İşitme Engelliler Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği bir proje var. Bu fikir ne zaman ortaya çıktı?

Emre Aksoy: İlk günden beri zihnimizde sürekli nasıl daha fazla çocuğa ulaşabiliriz ve hayatlarına dokunabiliriz sorusu oluyor. Bu projeyi başlatmadan önce işitme engelli miniklerimizin izleyebileceği bir içerik olmadığını fark ettik ve Türkiye İşitme Engelliler Derneği ile üç yıl önce bu projeyi başlattık. Bugüne kadar aldığımız 460 milyonluk izlenme, bu alanda içeriğe ne kadar ihtiyaç olduğunu bize kanıtladı. Hayatta her şeyin ve herkesin değerli, eşit olduğu bilinciyle yaşamaya inanıyor, bunu aktarmaya ve tüm çocukları kucaklamaya çalışıyoruz.