''Küçükken bayram solisti gibi gezerdim''

Dostluğun ve muhabbetin bol olduğu bir Ramazan Bayramı dileyerek sözlerine başlayan sanatçı Bekir Ünlüataer, geçmişe dair anılarını Akşam Cumartesi okurları için anlattı: ''İlkokuldan beri şarkı söylerim. O zamanlar sanat müziği değil de halk müziği okurdum. O yüzden bayramda bir araya gelindiğinde bana hep şarkı söyletirlerdi. Bayram solisti gibi evden eve dolaşırdım. Muallim türküsünü çok severdim.''

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Ramazan Sohbetleri dizimizin son konuğu Türk Sanat Müziği sanatçısı Bekir Ünlüataer... Mübarek Ramazan ayının artık son günleri... Önümüz bayram... Bu vesileyle Ramazan ayı boyunca müziğiyle insanlarla buluşan Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Ses Sanatçısı Ünlüataer ile sanata kıymet veren Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nda bir araya geldik. Dünün ve bugünün bayramlarını konuştuğumuz Ünlüataer, geçmişe dair özlemini dile getirdi. Akşam Cumartesi ekibi olarak şimdiden herkese sağlıklı, huzurlu, sevdikleriyle güzel bir bayram diliyoruz.

RAMAZAN'A MÜZİĞİMİZLE EŞLİK ETTİK

Ramazan ayı size ne hissettirir?

Ramazan manevi duyguların çok yoğun olduğu bir ay... Çocukluğumdan beri sahuruyla, iftarıyla, teravih namazlarıyla bu mübarek ayın ulviyetini çok derinden hissederim. Hâlâ çocukluğumuzdaki gibi olmasa da Ramazan coşkusunu yaşamaya çalışıyoruz. Birlik ve beraberliğin, kaynaşmanın, aynı sofrada buluşmanın keyfiyetini hatırlatıyor bize. İnsan bazı şeyleri çok çabuk unutuyor. Çok hızlı yaşadığımız için birçok şeyi kaybediyoruz maalesef.

Bu sene nasıl geçti Ramazan sizin için?

Biraz yoğun geçti. İstanbul'un çeşitli ilçelerinde teravih namazlarından sonra insanlarla buluştuk. Uzun zamandır Ramazan ayında sahne alıyorum. Bu etkinlikleri çok kıymetli buluyorum. Anadolu'da geçti benim çocukluğum ve bu tarz eğlenceler pek hatırlamıyorum açıkçası. Ben iftar ve eğlence çadırlarını 90'lardan sonra İstanbul'a geldiğimde gördüm. İşim gereği şimdi ben de sanatımla insanlarla buluşuyorum. Ramazan için özel bir repertuvar oluşturduk. Hem sanat müziği hem de tasavvuf müziğinden örnekler sunduk. Ramazan ayı olduğu için bu ayın iklimine uygun bir dinlence yapıyoruz. 90'lı yıllarda bestesini yaptığım güftesi Yunus Emre'ye ait olan Sen Sultansın Ben Kulunum adlı eserle başlıyorum. Sonra birkaç modern ilahi seslendiriyorum ve akabinde sanat müziğine geçiyoruz. Sanat müziğinde de derin anlamlar taşıyan eserler var onlardan seslendiriyoruz.

MAHALLEDE KAPI KAPI DOLAŞIRDIK

Önümüz bayram. Sizin evde bayrama nasıl hazırlanırdı aileniz?

Annem bir hafta öncesinden temizliğe başlardı. Misafir odamız vardı. Oraya normal zamanlarda kimse giremez, yasaktı. Misafir için açılırdı sadece. Koltuğu, halısı her şeyi özeldi. Bayram için annem pasta, börek yapardı. Annem Konyalı, su böreği çok güzel olur. Babamın da bir baklavacısı vardı. Oradan birkaç gün öncesinden sipariş verirdi. Çok güzel olurdu. Misafire servis eder, geri kalanını yerdik. Ben bir de etli yaprak sarmasını çok severdim.

Akraba ziyaretleri sizin için önemli miydi?

Bayramlaşma önemli idi. Eskiden daha samimi ve doğaldı her şey. Biz iki kardeşiz bir de annem ve babam. Akrabalar genelde İstanbul'da olurdu. Üsküdar doğumluyum ama babamın işi dolayısıyla farklı şehirlerde bulunduk. O yüzden genelde Ramazan Bayramı'nı akrabalardan uzak geçirirdik. Çocukluğumda Kurban Bayramı yaz tatiline denk gelirdi. O zaman İstanbul'da akraba yanında geçirirdik bayramı. Gerçi Anadolu'da komşular akraba gibiydi. Bayramdan önce bir telaş olurdu. Nereye gideceğimizi planlardık. Önce apartmandaki yakın komşularla bayramlaşılır, sonra mahalleye giderdik. Kim daha çok harçlık verir biliyorduk, ondan başlardık. Daha sonra kapı kapı dolaşır bayram şekeri, çikolatası toplardık. Babamın iş arkadaşlarıyla da bir araya gelirdik. Büyüklerimizi aramak için PTT'ye giderdik. Evde telefon falan yoktu. Bir emek vardı yani aslında. Şimdi her şey elimizden altında ama o heyecan, mutluluk bir parça eksildi sanki. Bir araya geldiğimizde sığ bir muhabbetten sonra telefonlar alınıyor. Bu çok acı... O zamanlarda teknoloji bizi bu kadar ayırmamıştı. Şimdi ortak mesajlarla bayramlar kutlanır oldu. Bir de şimdi çocuk hangi kapıyı çalacak. Koca koca binalar içinde insanlar birbirini tanımıyor ki... Biz çocukken acıkınca bile bir komşunun kapısını çalardık bize salçalı ekmek verirlerdi. Korku, kaygı yoktu. İnsanlar birbirine güvenirdi. Sokakta büyüdük biz. Ağaçlara çıkar, misketler oynardık. Özlüyorum o yılları.

AYAKKABIM BAŞUCUMDA YATARDIM

Bayram kıyafetleri de mutluluk sebebiydi eskiden değil mi?

Bayramların en sevdiğim taraflarından biri de yeni kıyafet ve ayakkabı alınmasıydı. Bütçemiz elverdiğince annemler yeni bir şeyler alırdı. Hatta sanıyorum ilkokul bir ya da ikinci sınıftayken bana bir ayakkabı almışlardı o kadar sevinmiştim ki... Başucuma koyup öyle uyumuştum. O ayakkabıyı hâlâ saklarım. Ben severdim güzel giyinmeyi, ayakkabı takıntım vardı. Cepli pantolon alırlardı bir de ince boğazlı kazak. Bir üstümüz bozulmasın, ayakkabımız kirlenmesin diye özen gösterirdik. Annem çok iyi bir terziydi. Önceden kalıpların olduğu dikiş dergileri vardı. Bazı bayramlardan önce annem bana, kardeşime kıyafetler dikerdi. Bayramdan önce son provalar yapardık, iğneler batardı annem ölçü alırken. O bile çok eğlenceli idi. Annemin göz nuru, el emeği yaptığı kıyafetleri giymeyi severdik. Haklarını asla ödeyemeyiz.

Çocukluğumdan beri şarkı söylüyorum dediniz. Bayramlarda size şarkı söyletirler miydi?

Bayram solisti gibi evden eve dolaşırdım. Bir araya gelindiğinde bana hemen şarkı söyletirlerdi. İlkokulda söylemeye başladım. Müsamerelerde, anne babamın arkadaş toplantılarında hep şarkıları bana söyletirlerdi. O zamanlar sanat müziği değil de daha çok halk müziği okurdum. Muallim türküsünü çok severdim. Mustafa Topaloğlu söylerdi, çok meşhurdu. Yine Ayağında Kundura, Evlerinin Önü Yoldur Yolaktır, Şafak Söktü Yine Sunam Uyanmaz türkülerini çok severdim. Bir de Belkıs Akkale hayranıydım.

BAYRAMA TATİL GÖZÜYLE BAKILIYOR

Bugün de aynı gelenek sürer mi?

Bayramlar bizler için hâlâ çok özel. Bir ay oruç tutuyorsun bir ödül gibi aynı zamanda. Hâlâ çok heyecanlanırız. Bayram sabahı kahvaltısını çok severim. Beraber sofraya oturmak o sıcak temas kıymetli. Şimdi bazı akrabalar yurt dışında, kimini de kaybettik ama olanları ziyaret ederiz. Anne babam hayatta çok şükür. Geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. Annem hâlâ hazırlık yapar. Ben büyüklerin sohbetini çok severim. Geçmişi konuşmaktan mutluluk duyuyorlar. Anlatırken hep gözlerinin içleri güler. Büyüklerimizi yalnız bırakmamalıyız bence. Zaman çabuk geçiyor. Ânın kıymetini bilelim.

Bu tür gelenekleri de sanki azalttık hayatımızda...

Şimdi bayramlara tatil gözüyle bakılıyor. İnsanlar başka şehirlere kaçıyor. Tatilden bir telefon ile bayram kutlanıyor. Elbette eski geleneklerini devam ettiren aileler var ama özellikle gençler bu konuda eksik. Büyükleri ziyaret etmek, el öpmek, muhabbet etmek yok gibi. Özellikle pandemiden sonra bunları daha da yitirdik sanki. Bir kopukluk oldu insanlar arasında. Bizim yaş grubundan sonra bayramlaşmalar azaldı. Gerekli önem verilmiyor. Biz geleneklere bağlı bir toplumuz. Umarım yeniden hatırlarız.

BÜYÜKLERİMİZİ MUTLAKA ZİYARET EDELİM

Bu bayram için nasıl temenniniz olur okuyucularımıza?

Dostluğun, muhabbetin olduğu bir bayram diliyorum. Eski bayramların yeniden hatırlanmasını temenni ediyorum. Birlik, beraberlik içinde geçsin bayramlarımız. Özellikle gençlere söylemek istiyorum; büyüklerimizi hatırlayalım. Onların dertleriyle dertlenip mutlulukları ile mutlu olalım. Çünkü onlar yaş aldıkça yanlarında birilerini görmeyi daha çok istiyorlar. Sadece telefon ile aramayalım. Büyüğümüz yoksa bile etrafta olan yaşlıları ziyaret edelim.

GEÇEN YÜZYIL'IN İLK KONSERİ 22 NİSAN'DA

Müzikle ilgili neler yapıyorsunuz bu ara? Bayramda sahne alacak mısınız?

Bayramda konser yok. Ailemle birlikte vakit geçirmek istiyorum. Ama TRT Müzik'te Ezgi Köker ile İki Yürek programına başlıyoruz. 40-45 dakikalık, 13 program çekeceğiz. Çizgi Ötesi adlı bölüm de olacak program içinde. Burada alanımız dışında eserler okuyacağız. Yine konserlerimiz var. Ekim ayında Geçen Yüzyıl albümü hazırladık. 30 yıldır müzikle uğraşıyorum. Bu albüm benim best of çalışmam oldu diyebilirim. Konseri, 22 Nisan'da Moda Sahnesi'nde olacak.