Kreatif ve butik mekânların dönemi başlıyor

EMİNE BIYIK
emine.biyik@aksam.com.tr

Eğlence hayatının nabzını tutan gece kulüplerine her gün bir yenisi daha ekleniyor. Bazıları yoluna devam ederken bazıları da yolun yarısında yarışı kaybediyor. Biz de işin ehli işletmeci Serkan Koca’nın kapısını çaldık. Gece kulüplerinin akıbetini sorduk. 

“Şimdi şarkıcılar, çok yüksek rakamlar istiyorlar. E işletmeler de ister istemez sosyal medya fenomenlerini çıkarmaya başlıyor” diyen Opera Club’ün İşletmecisi ve Koordinatörü Serkan Koca, yeni nesil  gece kulüplerini anlattı.

2017 YILININ TRENDLERİ

8-10 yıl önceki eğlence anlayışı çok daha farklıydı. Şimdi her yıl eğlence anlayışı değişiyor. 90 doğumlu yeni nesil eğlence anlayışına yön veriyor. Klasik anlayışı benimsemiş gece kulüplerine gitmiyorlar. Daha kreatif mekanları, gece kulüplerini, kafeleri tercih ediyorlar. Eskiden Türkiye’de kreatif denilince yurtdışından kopya edilmiş mekânlar geliyordu akla. O dönemin işletmecileri, New York’a Londra’ya gidiyorlardı, oradan gördükleri herhangi bir şeyi -bu bir sandviç de olabilir, masa-sandalye de- Türkiye’ye gelip burada uyguluyorlardı. Ama yeni nesil tasarımcılar bize bu konuda daha cazip ve daha yaratıcı şeyler sunuyorlar. Yani artık kreatif ve butik mekanların dönemi başlıyor.
KALİTESİYİ DÜŞÜRÜYORLAR 
İşletmeler mekâna müşteri çekebilmek için farklı farklı stratejiler kullanıyor. Eskiden ünlü şarkıcıları sahnesinde ağırlarlardı. Şimdi şarkıcılar, çok yüksek rakamlar istiyorlar ama “Ben bu mekâna bu kadar para kazandırır mıyım?” diye asla düşünmüyorlar. Bunun için mekân hem sanatçıya para vermek zorunda hem de müşteri çekebilmek için bir dünya para harcamak… E işletmeler de ister istemez sosyal medya fenomenlerini çıkarmaya başlıyor. Şarkıcıların istediği rakamlar bir gece kulübünün karşılayabileceği bir meblağ değil. Fenomen 3-5 lira para alıyor ama bir şarkıcıdan daha fazlasını veriyor artık. Dolayısıyla artık Kerim Can ve diğerleri daha çok iş yapıyorlar ve daha çok para kazanıyorlar. Tabii bir yandan da sektördeki kaliteyi düşürüyor, dengeleri altüst ediyorlar. Sektörün ilerlemesine izin vermiyorlar. Konsept 
darmadağın… İlerisi için ışık veriyor mu? Vermiyor. Yani bence herkes birbirini ekmeğini baltalıyor.
BU İŞİN PÜF NOKTASI YOK
Bir gece kulübünün olmazsa olmazı diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Çünkü her şey bir bütündür. Kapıdaki valeden lavaboların temizliğine, mekânın temiz kokmasından çalınan şarkıya kadar aklınıza gelebilecek her şeye kapsıyor. O yüzden ‘iyi bir gece kulübü’ olabilmenin bence bir püf noktası yok. Bu saydığım halkalardan biri eksik olursa zaten hiçbir zaman tam olamıyor. Hep eksik kalıyor. Haliyle devamlılığı da olmuyor.
EN ÇOK ‘OKYANUS’ ÇALIYOR
Artık yabancı parçalar çalan kulüpler neredeyse kalmadı. Hepimizin içinde bir arabesk damarı var. Türkçe şarkıların da çoğu giderli… O yüzden neredeyse sadece Türkçe şarkı çalınıyor. Son dönemlerin en çok istenen şarkı, Derya Uluğ’dan ‘Okyanus’…  Aleyna Tilki’den ‘Cevapsız Çınlama’ ve Cem Belevi şarkıları da çok çalanlar arasında… Demet Akalın’la, Hande Yener’i hiç söylemiyorum onlar zaten olmazsa olmaz… 

GECE KULÜPLERİNİN İŞİ ZORLAŞACAK

Sistemin geldiği son nokta: Kısır bir döngü… Bu da bir gece kulübünün kaliteli iş yapma olasılığını git gide de zorlaştırıyor. Örnekleri çok var. Üç ay çok iyi gidiyorlar, dördüncü ay gece kulübü olarak değil, kulüp-restoran olarak devam ediyorlar. O da tabii sabahın beşlerine altılarına kadar açık kalamıyor. Daha erken saatlerde kapatıyorlar. 2017’de bu tarz yerleri daha çok göreceğiz. Bu yüzden de gece kulüplerinin işi daha da zorlaşacak. Çünkü sayıları azalıyor.