16 Ocak 2001. İstanbul, dehşet dolu bir sabaha uyanıyor. Fatih’teki bir inşaatta, erkek cesedi… Ayakları ve elleri önce birbirine sonra da boynuna bağlanmış. Kulak, burun ve ağız delikleri silikonla doldurulmuş… 23 Aralık 2002. Tekirdağ/Çorlu, Türkiye en çok insan öldüren seri katiliyle tanışıyor. 10 Şubat 2002. Zeytinburnu, Yerli Hannibal’ın vahşet dolu cinayetine tanıklık ediyor. Fatma Ş. yatağında cansız yatıyor ama ölüm nedeni yangın değil. Yüzünde, kollarında, bacaklarında daha doğrusu vücudunun her yerinde derin ısırık izleri var… 13 Eylül 2007. Mamak Çöplüğü’nde daha önce hiç görülmemiş bir şey bulunuyor. Çöplerin arasına atılmış eller ve ayaklar… Medya ‘Yamyam’ haberiyle sarsılıyor… 26 Nisan 2010. İzmir’de bir el silah sesi duyuluyor. Başından tek kurşunla vurularak öldürülmüş transseksüel bir kadının cesedi… Çok değil bir ay önce yazar Sevinç Yavuz’un kaleminden ‘Türk Seri Katiller’ adlı bir kitap çıktı… Kitapta gelmiş geçmiş en ünlü seri katiller yer alıyordu. Yavuz, ‘Kötülüğün karanlık aktörleri’ diye tanımladığı bu katillerin iç dünyalarını inceliyordu. 27 Mayıs 2016 Cuma günü aralarına biri daha eklendi: Atalay Filiz… Tuzla’da yaşayan tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı, Filiz’in zehirli düşüncelerinin ve ölüm arzusunun kurbanı olmuştu… İşte gündeme bomba gibi düşen cinayetin ardından Türkiye’nin ve dünyanın en ünlü seri katilleri…
“OLAY BÜYÜMESİN VE BABAM DUYMASIN”
Seyyar satıcı Orhan Aksoy 1971’de Samsun-Bafra’da doğmuş. Evli ve iki çocuk babası... Cinayetlerine 2001 yılında başladı… Beş kişiyi evinde içkiyle uyutup öldürdü. Cesetleri günlerce çırılçıplak halde evde bekletti ve bütün vücut boşluklarına silikon doldurdu. Kurbanlarının cesetlerini kolilere ve kolilerin de her birini İstanbul’un bir başka semtine
“CİNAYETLERİ İŞLEYEN İÇİMDEKİ DİĞER ADAM”
Yavuz Yapıcıoğlu… Namı diğer ‘Tornavidalı Katil’… 1967’de dokuz çocuklu bir ailenin oğlu olarak doğdu. Resmi kayıtlara göre 1994-2002 yılları arasında 18 kişiyi öldürdü. Fakat kayıtlara geçmeyen cinayetleriyle bu sayının 40’a yakın olduğu düşünülüyor. Cinayet aleti tornavidaydı. Cezaevinde…
“SES GETİRECEK BİR CİNAYET İŞLEMEK İSTİYORDUM”
Uğur Varol… Tiner bağımlısı… 2002 yılında İstanbul’da üç kadına saldırdı. Birini ısırarak öldürdü. İkincisini ağır yaraladı. Üçüncüsünün de yüzünü yine ısırarak parçaladı. 2003’te İstanbul Bakırköy’de yakalandı. Cezaevinde…
10 Şubat 2002-İstanbul/Zeytinburnu
Olay Yeri İnceleme ekibi, cinayet mahalline ulaştığında, gecekonduda çıkan yangın bir saat önce söndürülmüştü. İtfaiyeye haberi 80 yaşındaki Fatma Ş.’nin komşuları vermişti. İtfaiye ekibi, yanan eve girdiğinde beklemediği bir manzarayla karşılaşmıştı. Fatma Ş. yatağında cansız yatıyordu ama ölüm nedeni yangın değildi. Sağ eli yüzüne kapalıydı ve çıplaktı. Yüzünde, kollarında, bacaklarında daha doğrusu vücudunun her yerinde derin ısırık izleri vardı. En dehşet verici görüntüyse cesedin bir metre ilerisindeydi… Fatma Ş.’nin bedeninden dişle koparılmış et parçaları…
“YILLARDIR BOŞU BOŞUNA DANA ETİ YEMİŞİZ”
1980 yılında Edirne’de doğan Özgür Dengiz, bekâr ve lise mezunuydu... İlk cinayetini 17 yaşında işleyen Dengiz, 2007’de Ankara’da iki cinayet işledi. Kurbanlarından büyük parça et kesip buzdolabında saklıyor ve köpeklerle birlikte Dengiz de insan eti yiyordu. Bu yüzden medya ona ‘Yamyam’ lakabını taktı. Cezaevinde…
13 Eylül 2007/Mamak Çöplüğü
Olay Yeri İnceleme ekibi için bile cesedin durumu dehşet vericiydi. Mamak Çöplüğü’nün İmrahor girişinde parçalanmış bir erkek cesedi vardı. Cesedin sağ omuz başıyla göğsünde ve kafasında kesiğe bağlı büyük yaralar bulunuyordu. İki kolunun, omuz başı alt hizasından el bileklerine kadar kesilmiş, baldırlarının da ayak bileklerine kadar olan bölümleri aynı yöntemle kesilerek alınmıştı. Eller ve ayaklar, çöplerin arasına atılmıştı…
“BEN ONUN ROBOTU DEĞİLİM”
1983’te Mardin-Nusaybin’de doğan Hamdi Ayri, sevgilisi tarafından terk edildikten sonra cinayet işlemeye başladı. 2010’da üç günde üç kadını tabancayla öldürdü. Bodrum’da uyurken yakalandı. Üzerinden bir kadına ait kimlik ve işlediği cinayetlerinin anlatıldığı gazete kupürleri çıktı. Cezaevinde…
26 Nisan 2010-İzmir/Balçova
Fevzipaşa Bulvarı’ndaki fırın işçileri mesaiye yeni başlamıştı. 05.30 sularında 913 Sokak’taki tarihi Kavaflar Çarşısı, Kavukzade Kapısı önünden bir el silah sesi yükseldi. İşçiler geceyi yaran bu sesin geldiği yere doğru koştu. Sokağın başında park halinde bir araç vardı ve kapısı açıktı. Olay Yeri İnceleme ekibi geldiğinde otomobilin direksiyon koltuğunda transseksüel bir kadının cesedi bulundu. Pantolonu yarıya indirilmiş haldeydi ve başından tek kurşunla vurularak öldürülmüştü. Kurbanın çantası ve cep telefonu çalınmıştı.
DÜNYANIN EN ÜNLÜ SERİ KATİLLERİ
TED BUNDY
3 kez hapisten kaçmayı başaran ve seri katillerinin öncül örneği olarak kabul edilen Ted Bundy, 1946 yılında doğdu. 1974-1978 yılları arasında, ABD'nin çeşitli yerlerinde çok sayıda genç kadını öldürdü. Kurbanlarının kesin sayısı bilinmeyen Bundy, 10 yıla aşkın süren inkâr sonunda, 35'ten fazla cinayet işlediğini itiraf etti. Kurbanlarını genelde sopayla döverek, bazen de boğarak öldüren Bundy, kurbanlarının çoğuna tecavüz ediyor ve öldürdükten sonra yine tecavüz edip bedenlerini kesiyordu. İşlediği vahşi cinayetlere rağmen eğitimli, yakışıklı ve kibar bir genç adam olarak tanımlanıyordu.
ELIZABETH BATHORY
Macaristan asıllı seri katil Elizabeth Báthory, güzelliği uğruna 650 genç kızı katletmiştir. 40 yaşına geldiğinde, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceğini düşünen Elizabeth, tokat attığı hizmetkârının yüzünden eline damlayan kan sayesinde kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını zanneder ve uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup ‘kan banyosu’ yapar. Tarihin ‘Kanlı Kontes’ lakabıyla andığı Elizabeth, iyice yoldan çıkar ve 612 bakire kızı kaçırtıp bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste, işkence çektirmiş; kafesten akan kanlarla ise duş almıştır. Yaptıkları anlaşılan Báthory hücreye kapatılmış, 1614 yılında ise hücresinde ölü olarak bulunmuştur. Şizofreni hastasıdır.
ALBERT FISH
Kurbanlarını genellikle küçük ve savunmasız çocuklardan seçen ABD'li seri katil Albert Fish, Kurbanlarını işkence yaparak öldürüyordu. Bir kurbanının ailesine kızlarını nasıl öldürdükten sonra nasıl yediğini anlatan bir mektup gönderince yakalandı ve elektrikli sandalyede idam cezasına çarptırıldı. 1936 yılında idam edilen Fish, 100'den fazla cinayet işledi. Bilinen en yaşlı seri katil özelliğini de taşıyan seri katil, Kuzuların Sessizliği ve The Gray Man filmlerine konu olmuştur.
Cinayetler; haftalar, aylar, hatta yıllarca devam edebilir
Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddeti Önleme Merkezi Müdürü ve Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı Profesör Oğuz Polat, AKŞAM Cumartesi için seri katillerin genel özelliklerini, öldürme güdülerini ve seri cinayetlerin nedenlerini anlattı.
çocukluklarından başlıyor
Seri cinayet 3 veya daha çok kişiyi geniş bir zaman diliminde öldürmektir. O halde seri cinayet 3 veya daha fazla bağımsız olayda birkaç mağdur öldürmeyi içerir. Seri cinayetlerde öldürmeler haftalar, aylar veya yıllar boyu devam edebilirler. Yani seri katiller, katliam katillerinden cinayetleri uzun bir zaman sürecinde gerçekleştirmelerinden ötürü farklılardır. Araştırmalar seri katillerin başka çocukları, kardeşlerini hatta küçük hayvanları hedef alan şiddet hareketlerini çocukluklarında başladıklarını göstermektedir. Seri cinayetin nedenlerini muhtemel nedenleri arasında akıl hastalığı, cinsel yönden hayal kırıklığına uğrama, çocuk istismarı, nörolojik problemler, anneyle baskılayıcı ilişki ve çocukluk anksiyetesi sayılabilir. Seri cinayetler hakkındaki rakamsal veriler çok sağlıklı değil. Olguların seri cinayetler grubunda olduğunun anlaşılabilmesi her zaman mümkün olmayabilir. Bu ancak çok farklı bir yöntemi sürekli kullanan veya aynı tip kurbanı sürekli seçilmesi durumunda mümkün olabilir.
Misyon edinen katiler
Suç işlemek için belli gruba odaklanırlar. Gerçek hayatın içinde, gerçek bir yaşam sürerler. Ama bu durum söz konusu olduğunda çizgiyi aşarlar. Dıştan tamamen normal gözükürler. Amaçları, misyonları dünyadan belli grup insanları temizlemek için kendilerine görev çıkarırlar ki bu insanlar, fahişeler, dindarlar, çocuklar veya bunlar gibi herhangi bir grup olabilirler.
ZEVK İÇİN ÖLDÜREN KATİLLER
Şehvet delisi seri katillerin suçları işlem/süreç merkezli olarak tanımlanabilirler ki suçu tamamlamaları, suç işleme süreçleri daha kısa ve davranış merkezli olan görevli ya da hayalci katillerin tersine, genelde zaman alır. Süreç
merkezli cinayetler kişiyi baskı altına alma, işkence, parçalama, vücudun bir parçasını koparma veya değişik korkunç yöntemleri içerir. Bu tip katiller zekidirler ve devamlı yer değiştirdiklerinden dolayı yakalanmaları zor olur.
GÜÇ KONTROL BAĞIMLISI KATİLLER
Seri katiller kurbanlarının üstünde elde ettikleri kontrol ve hükmetme hissinden cinsel tatmin duyarlar. Genç bir kadını öldüren seri katilin, cinayet işlemesindeki motiv cinsel zevkten çok kurbanı kontrol etmek, üstünden güç uygulayarak kurbanın acizliğini hissettirmektir. O, başka bir insana ne isterse yaptırabileceğine olan inancından dolayı çeşitli tatminlere ulaşır. Bu tip katiller psikolojik olarak gerçeklere bağlıdır. Hareketleri psikopatik veya düzensizlikten kaynaklanıyor olabilir. Bu tipler sosyal kurallara ve kendi değerlerden uzaktır. Bunları görmezden gelir. Gerçek bir psikopat gibi kendi kural ve prensiplerini yaşar. Öldürme tipleri işlem/süreç merkezlidir ve cinayetlerini öldürme eyleminden aldıkları zevk ve psikolojik tatmin yüzünden uzatabilirler. Birçok seri katil gibi, bu tip seri katiller cinayetlerini elleriyle işleme, özellikle boğarak öldürme eğilimindedirler.
KURBANDAN HATIRA ALIRLAR
Birçok seri katil cinayetten sonra bir sakinleşme dönemine girer. Buna ‘Cooling down’ denir. Bu durumda cinayeti hafızasında taze tutabilmek için kurbandan hatıra alırlar. İstisnalar dışında genelde tek başına cinayeti işlerler, ölülerin etini yiyebilirler ve ölü sevicilikten hoşlanabilen tiplerdir. Aşağılık duygusuna sahiptirler. Seri katillerin yüzde 90’ı erkektir. (Ressler et all 1995) Doktor seri katiller de vardır. Bunların öldürme güdülerinin altında yatan neden psikiyatristlere göre; kontrol etme arzusu yani gücü elde tutma isteğidir. Bir başka deyişle kimin yaşayıp kimin ölmesine gerektiğine karar verme güdüsüdür. (Tanrı Sendromu)
ŞİDDET UYGULAYARAK ÖLDÜRÜRLER
Seri katiller kendi içlerinde şu alt gruplarda değerlendirilmektedir.
l Hayalciler: Ses duyduklarını ve bu sesin emriyle cinayetleri işlediklerine inanırlar. Cinayetleri bu seslere yanıt olarak işler sesin nasıl cinayeti işleyeceği hakkında bilgi verdiğini söyler. Bu katiller, genellikle şizofren ve psikotik kişilerdir.
l Misyonerler: Kendilerinin bir görevleri olduğuna, tanrı tarafından onlara bu görevin verildiğini söylerler. İstenmeyen
öğelerden toplumu kurtarmak hedeflerini yerine getirmek için öldürürler.
l Hazcılar: Bunlar sadece öldürmekten zevk aldıkları için öldürürler çünkü cinayet onlar için en büyük zevk kaynağıdır.
l Cinsel açıdan yetersizliği olanlarda sıklıkla rastlanan bir boyuttur. Şiddet uygulayarak öldürürler. Cinsel tatmin için öldürürler.
l En tehlikelisi ise sadece öldürme arzusunu tatmin etmek için öldürenler alır. Sadece öldürmenin yarattığı heyecanı tatmak için öldürürler.
l Bir de kişisel kazanç için öldürenler bulunmaktadır. Katil öldürme olayını mali kazanç için önceden tasarlar.
l Güce sahip olmak için öldürenler vardır. Diğer insanların yaşamı ve ölümünün üzerinde kontrole sahip olmak için öldürmektedirler.
İKİ GÜN İÇİNDE YAKALANMAZSA ZOR YAKALANIR
İşlenen cinayetlerde büyük oranda cinsel tutkularının yönlendirmesi vardır. Atalay Filiz’in bu cinayetinde de aynı şey gözleniyor. Kurbanlara bakıldığında kadınlardan nefret etme boyutunun, onları suçlama olduğu görüşü ön plana çıkıyor. İyi bir liseden ve üniversiteden mezun olduğu biliniyor. İçine kapanık ama içinde yaşadığı grupla da ilişkisini koparmayan bir yapısı var. İlişkilerini dengeli sürdürmeye çalışan, çok tedbirli olmayı yaşam biçimi haline getirmiş birisi profili çiziyor. Olaydan sonraki cep telefon kullanmama, hiçbir yerde kaydı olmaması bunu düşündürüyor. Zekâ düzeyi diğer tüm katillerde olduğu gibi yüksek… Lise çağlarında yaşadığı yerler dâhil olmak üzere Tuzla ve üniversite ortamının iyi araştırılması da yakalanmasını sağlayabilir. Ayrıca lise yıllığında Kuzuların Sessizliği filminin kahramanı Hannıbal Lecter fotoğrafıyla poz veren birisi olması ve arkadaşlarının da yazılarında bu özelliklere değinen cümleler kurması, o zamandan beri var olan bir saplantılı düşünceyi gösteriyor. Sürekli ellerini yıkayan, düzenli ve adaptasyon gücünün yüksekliği obsesif biri olduğunu gösteriyor. Entelektüel zekânın yüksekliği yakalanmasını zorlaştırır. İki gün içinde yakalanmazsa zor yakalanır.
SERİ KATİLLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Seri cinayetlerde kişilik dejenerasyonu doğru bir eğilim görünür. Her defasında planlama daha da azalır, cinayetler arasındaki zaman azalırken cinayetlerdeki şiddet artar.
l Zekidirler. IQ’ları normalin üstündedir.
l Yüksek IQ'lu olmalarına rağmen okullarında başarılı değillerdir, uzun süreli bir işte çalışamazlar ve çoğunlukla
vasıfsız işçi olarak çalışırlar.
l Dengesiz ailelerden gelirler. Tipik olarak babaları çocukken onları terk etmişlerdir ve otoriter anne tarafından büyütülmüşlerdir.
l Ailelerin geçmişinde suçlular psikolojik sorunları olanlar ve alkol bağımlıları vardır.
l Babalarından ve annelerinden nefret ederler.
l Genelde çocukken fiziksel, psikolojik ve cinsel tacize maruz kalırlar.
l Birçoğu çocukluğunu bazı devlet kurumlarında geçirmiştir ve erken yaşlarda psikiyatrik sorunlar göstermeye başlamışlardır.
l Küçük yaşlardan itibaren fetişizm, röntgencilik ve sadomazoşist pornografiye ilgi duyarlar.
KURBAN SEÇİMİ
Geleneksel düşünürler “seri katillerin kurbanlarının belli birtakım karakter ve fiziksel özelliklerine göre seçerler” görüşünü savunmaktadır. Her seri katil kendi aklında, net bir kurban belirlemek için tercihleri içinde ideal bir kurban belirler. Kadın-erkek, siyah-beyaz, genç-yaşlı, kısa-uzun, şişman-zayıf, atılgan-çekingen ve bunun gibi. Seri katiller av için bir araştırma içine girdiğinde kendi ideal kurban tipine uyan birini bulup onu yakalayacak ve zarar verecektir. Sınırlamış dışsal davranış şekilleriyle beraber her seri katil düşüncelerle dolu hayatında bir sonraki kurban ve cinayetin küçük ayrıntı ve planlarını kurmakla meşgul, hiperaktif ve büyük düşünce gücü harcamaktadır. Kötüye kullanma, tahrip etme daha sonra kurban elindeyken seçim yapabileceği her bir kötülüğü gözden geçirir. Kurbanını aramaya başlamadan evvel, ideal kurban bulma metodunu çoktan zihninde oluşturmuş olur.