Koronavirüs salgınına karşı hastaneler hazırlıklı olmalı

Salgınların ‘tehdit' düzeyine geldiği bu kritik dönemde hastane politikalarının gözden geçirilmesi, bu tür ölümcül vakalarla ilgili planlamanın/yaklaşımın multidisipliner bir şekilde belirlenip bu planlamalara harfiyen uyulması büyük önem taşıyor.

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Beyin ve Zihin köşesinin amacı sizleri kendi alanım olan nöroloji/nörobilim konusunda bilgilendirmek. Ama sağlık alanında çok önemli ve acil konularda da güvenilir kaynaktan bilgileri aktarmayı görev biliyorum. 2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan yeni bir koronavirüs türü olan 2019 Novel Koronavirüsün (2019-nCoV) neden olduğu salgın endişe verici bir hâl aldı. ABD’deki ilk vaka benim de şu anda yaşadığım eyalet olan Washington’da görüldü. Bunun üzerine tedbirler daha da artırıldı. University of Washington çalışanları düzenli olarak üniversite tarafından e-maille bilgilendiriliyor. En son bana ulaşan e-mailde 2019 nCoV’in Wuhan’da enfekte ettiği kişi sayısının 3 bini bulduğu, ölü sayısının (yazının yazıldığı tarih itibarıyle) 132’ye ulaştığı, ABD’de konfirme edilen vaka sayısının şu an için 5 olduğu belirtilmişti. Hastaneye ulaşan ve şüpheli görülen vakalara yaklaşım, tetkik için toplanması gereken örneklerle birlikte hangi merkeze gönderileceği, izolasyonun nasıl yapılacağı ile ilgili detaylı bilgiler de vardı. Bu kritik dönemde bütün dünyada hastane politikalarının gözden geçirilmesi ve planlamanın/yaklaşımın multidisipliner bir şekilde belirlenip bu planlamalara harfiyen uyulması büyük önem taşıyor. Genellikle bu tür salgınlarda ciddi risk taşıyan hasta grupları bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı ve bağışıklık yetersizliği bulunanlardır. 2019 nCoV’un hızlı mutasyona (değişime) uğrayan bir virüs olduğu düşünülüyor. Çok yeni olduğu için hakkındaki her şey şimdilik bilinmiyor ama üzerinde yoğun çalışmalar yapılıyor. Sırasıyla 2002 ve 2012 yıllarında salgın ve ölümlere neden olan SARS-CoV (774 ölüm) ve MERS-CoV (858 ölüm) hakkında bilinenlerden yola çıkılarak yaklaşım belirlenmeye çalışılıyor. Aslına baktığınızda basit bir hastalık olarak düşünülen grip her yıl yukarıda belirttiğim grupta yer alan vakalarda ölümlere sebep oluyor. Sadece biz bunları fazlaca duymuyoruz. Hatta ABD’li uzmanlar her yıl influenza virüsünün neden olduğu ölümlerin koronavirüse yakın olduğunu belirtiyor. 2019-nCoV’nın başlangıç bulguları; ateş, burun akıntısı, öksürük ve solunum sıkıntısı.

En büyük problem bazı vakalarda hızlıca pnömoniye yol açıp ciddi solunum sıkıntısına sebep olması ve ölüm oranının yüksek olması. Aralık-2019’da ilk vakaları saptanan, Çin’de Wuhan şehrinde bulunan Huanan deniz ürünleri marketi ile teması olan kişilerde görülen 2019-nCoV salgını ile ilgili bilimsel bildiriler yapılmaya başlandı. Henüz hastalıkla ilgili herhangi bir antiviral ajanın etkisi net olarak tespit edilemezken, daha önce SARS-CoV’de kullanılıp kısmen klinik etki gözlenen, lopinavir ve ritonavirin hastaneye yatırılan 2019-nCoV vakalarında kullanılabileceği belirtilmiş. Bizim yapmamız gerekenler oldukça basit bazı tedbirler; sık sık ellerimizi yıkamak, ellerimizi göz, ağız ve burnumuzdan uzak tutmak, kalabalık alanlarda bulunmamak, düzenli uyku ve istirahat, bol sıvı almak...