''Kolluklar sahte güven veriyor''

Bebek yüzme eğitmeni ve su terapisti Nazlı Denge: ''En temel amacımız bir bebek yanlışlıkla suya düştüğünde ya da denizde, havuzda boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığında kendini su yüzeyinde tutması veya sudan çıkmasını sağlamak. Kolluk ve simit kullanmak tamamen yanlış diyemem. Çocuğun vücut ağırlığını kullanarak suyun yüzeyinde kalmayı öğrenmesi, bedenini kuvvetlendirmesi açısından önemli bir detay. Kolluk hem aileye hem de çocuğa sahte güven veriyor. Bu güven çocuğun yapabileceklerini de engelliyor.''

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Deniz ve su kaynakları açısından son derece zengin bir ülke olmamıza rağmen çoğumuz yüzme bilmiyor ya da çok geç yaşlarda öğreniyor. Oysa bebeklik döneminden itibaren yüzme bilmek bireylerin sadece beden sağlığına değil ruh sağlığına da olumlu etki ederken özgüven kazanmalarını da sağlıyor. Sosyal medyada Yüzdüren Anne hesabıyla tanınan Nazlı Denge ile bebeklerin suyla ilişkisinin neden önemli olduğunu ve verdiği eğitimleri konuştuk.

21 günlükten itibaren bebeklere yüzme eğitimi veren ayrıca yetişkinler ve engelli bireylerle de su terapisi yapan Denge'yi kurucu ortağı oldu Tiny Heroes Land çocuk gelişim merkezinde ziyaret ettik. Suyun gücüne inandığını söyleyen ve bebeklerle olan yolculuğun kendisine büyük bir keyif verdiğinden bahseden Denge, Ely Havuza Giriyor adlı kitabını da kısa süre önce okurla buluşturdu. Kitabın seri olarak devam edeceğini belirten Denge, yüzmeye başlamış ya da başlayacak olan çocuklar ve ebeveynler için eğlenceli bir rehber sunuyor. Sohbet esnasında hedeflerinden de bahseden Denge, "Türkiye'de il il dolaşıp workshoplar yaparak bebeklerin yüzmesini ve su terapisini yaygınlaştırmak istiyorum. Özellikle Anadolu'da derelerde boğulan çocukları görüyoruz. Üzülüyorum. Bu konuda bir bilinç oluşturmak istiyorum." diyor.

İNCE VE KABA MOTOR GELİŞİMİNİ HIZLANDIRIR

Kurumsal hayatı bırakarak altı yıl önce kızının vesilesiyle bebek yüzme eğitmenliğine başlayan Denge, "Doğduğu ilk haftalarda suyla tanışan bir bebektim. Hatta 40 yıkamaları sırasında boğulma tehlikesi de atlatmışım. Ama bu bir travmaya dönüşmedi. Tersine şifa oldu su benim için. Suyu, denizi, yüzmeyi seven biriyim. Sabah kalkar spor yapar ya da yüzmeye giderim. Vakit olmazsa iş çıkışı giderim. Yüzme konusunda profesyonel bir kariyerim yok ama su beni hep çekerdi. Özel sektörde kurumsal bir hayatım oldu 30 yaşına kadar. Sonra kızım Ela dünyaya geldi. Onun için yüzme nasıl olabilir diye araştırmaya başladım. Ama kızımın büyümesi ile aslında farkında olmadan ona yüzmeyi öğrettiğimi gördüm. İngiltere ve Rusya'dan eğitimler alarak bebek ve okul öncesi yüzme eğitmeni oldum. Daha sonra dünyaca ünlü Waba'ya kayıtlı Watsu'da ve ülkemizde su terapisi uygulayıcılığı alanında uluslararası geçerliliğe sahip olan Eternal Flow'un eğitim programını tamamladım." şeklinde konuşuyor.

Kemiklerin, kasların tamamını çalıştıran tek aktivitenin yüzme olduğunu hatırlatan ve sağlıklı bireylerin yetişmesinde yüzmenin önemini vurgulayan Denge sözlerine şöyle devam ediyor, "İlk aylarda başlanan bu eğitim ince ve kaba motor gelişimini hızlandırır. Motor gelişimi artan bebekler hayata daha kolay adapte olmaya başlar ve daha özgüvenli olurlar. Ayrıca su arındırır, stresi azaltır. Çok güçlü bir element. Suyu gerçek anlamda hissederseniz o sizin için şifaya dönüşür."

BEBEKLERLE BÜYÜLÜ BİR MACERAMIZ VAR

Bebeklerle büyülü bir macerası olduğunu söyleyen Denge, "Süreç içinde birçok bebek ve ebeveynle bir araya geldik. Eğitimler önemli ama asıl olan tecrübe. Bir de her bebek farklıdır. Hepsi kendi kitabını yazıyor. 21 günlükten itibaren 0-6 yaş ağırlıklı olmak üzere hemen her yaşa eğitimler veriyoruz. Periyodik olarak devam eden dersler çok faydalı." diyor.

Ülkemizde boğulma oranlarının yüksek olduğunu belirten Denge, "Burada en temel amacımız bir bebek yanlışlıkla suyu düştüğünde ya da denizde, havuzda boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığında yardım gelene kadar kendini su yüzeyinde tutması veya kenara doğru ilerleyerek sudan çıkmasını sağlamak. Eğitimlere düzenli devam edildiğinde bebek bir yaşına gelmeden bile bunu yapabilir duruma geliyor. Kolluk ve simit kullanmanın tamamen yanlış olduğunu söyleyemem. Çocuğun kendi vücut ağırlığını kullanarak suyun yüzeyinde kalmayı öğrenmesi bedenini kuvvetlendirmesi açısından önemli bir detay. Kolluk hem aileye hem de çocuğa sahte güven veriyor. Bu güven kendi kuvvetini, yapabileceklerini ya da öğrenebileceklerini engelliyor. Hatta bazen aileler kolluğa güvenip havuzda denize yalnız başına bırakıyorlar. Bir çocuk yüzme bilse dahi her zaman ailesinin gözetiminde olmalı. Makarna daha masum bu anlamda. Makarnada durabilmek de elbette bir süreç. Biz burada onu da öğretiyoruz." şeklinde konuşuyor.

ENGELLİ BİREYLERE İYİ GELİR

Down sendorumlu, brekial pleksus, selebral palsi ya da tanısı konmamış kas rahatsızlıklarının etkilerini azaltmada yüzmenin öneminden de bahseden Denge; "Burada Watsu tekniği ile çalışmalar yapıyoruz. Dünyaca ünlü bir teknik bu. Ülkemizde Waba'ya kayıtlı eğitmen sayısı az. Ben onlardan biriyim. Çok ciddi eğitimlerden geçiyorsunuz. Bu tekniği sağlıklı gelişim gösteren bireylerde de kullanıyoruz. Ama özel gereksinimli çocuklarda yüzme eğitimi ile watsu tekniğini birlikte kullanıyoruz. Burada daha özel esnemeler, kas çalıştırma hareketleri var. Bunları mutlaka işi bilenle yapmak gerekir. Her bölge için hareket ve teknik farklı." diyor.

İSTEMEYEN ÇOCUĞU SUYA ATMAK TRAVMA YARATIR

Kimi bebeklerin suyu istemediğini kiminin ise keyifle derslere geldiğini belirten Denge, "Yüzme için hiçbir yaş geç değildir. Bazı çocuklar sudan korkabilir. Bu noktada sabırlı olmak lâzım. Çocuk için kolunu suda hareket ettirmek bile mesele. Kimi büyükler suyun içine çocuğu direkt atıyor. Bu bir travma yaratır. Banyo yapmak istemeyen çocuklar var. Bunu sevdirmenin en güzel yolu elbette oyun. Banyo yapmıyorsa oyuncaklar var banyo için. Ben kızımda aynı şeyi yaşadım. 2 yaşına kadar sudan çıkmayan Ela, 2 buçuk yaşından sonra banyoda başından su döktürmemeye başladı. Tabii bunun birçok sebebi olabilir. O yüzden önce çocuğa güvenmeliyiz ve ona zaman tanımalıyız. Asla zorlamamalıyız." diyor ve ekliyor, "Evde banyo yapmayan dersten derse benimle yıkanan bebekleri biliyorum. Benim ailelere şöyle bir tavsiyem de olabilir; çocuk bir şeyler izliyorsa o zaman yüzme ile ilgili videolar açın. Bunu burada da yapıyoruz. Bazen bebek suya girmek istemediğinde diğer derste yüzen bebekleri izletiyoruz."

SU HER ŞEYİ ÇÖZER

Yetişkinlerde de su terapisi yaptıklarından bahseden Denge, "Yer çekimi ve atmosferden gelen basınç yüzünden aslında yeryüzündeyken kaslarımız, bedenimiz acı çekiyor. Ama suya girdiğimizde rahatlıyoruz. Suyun içinde yapılan egzersizler karada yapılanlara göre daha kuvvetli. Su terapisi insanın kendiyle ve birçok şeyle yüzleştiği bir an. Bu terapilere keyfi gelen de var bir sorunu olup gelen de. Güven problemi yaşadığı için tercih edenler oluyor. Bedenimize, bilinçaltımıza birçok duyguyu hapsediyoruz. Suya girdiğimizde suyun hafızası vardır. Suyun içinde tecrübeli bir terapistin yönlendirmesi ile yaptığınız hareketlerle bir yolculuğa çıkarsınız. Suya sırt üstü bile yatamayan bir danışanım vardı. Onu koluma aldım ve suyun altına bile girdiğimiz anlar oldu. Gözlerini açtığında suyun altına girdim mi diye sordu? Kendinizi suya bırakmak çok önemli. Su her şeyi çözer. Tabii burada da bazı teknikler var. Mesela cenin pozisyonu kullanıyoruz terapi sırasında. Anne karnındaki gibi. İnsanlar doğduğu ilk ana kadar gidiyor." şeklinde konuşuyor.