Kış perisi Kars

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com

Dünyanın en güzel karı yağar o memlekete

Dünyanın en özel peynirini üretirler

Bir dondu mu Çıldır Gölü

Eskimolar gibi balık tutmaya çıldırırsın...

O kadar çok anlatacak yer var ki... 

Nereden başlayayım nasıl yazayım ben de bilemedim.

Özellikle merkezinde gezip dolaşmak, eski yapıların bulunduğu sokaklarda kar üzerinde yürümek.

Serhat Şehir Kars, bende çok güzel anılar biriktirdin. Kar yağmasını bekledik bu şehre, çünkü beyaz gelinliğini giydiği zaman adeta gölde yüzen bir kuğu gibi oluyorsun... 

Haydi başlayayım size gözlemlerimi anlatmaya...

Biliyorsunuzdur, 360 TV’de Anadoludayız programıyla güzel şehirlerimizi karış karış gezmeye devam ediyorum. Formatta artık biraz değişiklik yaptık. Biraz daha kıyıda, köşeye hayatlara, yüreklere dokunmaya başladık. Gittiğim o güzel şehirlerin de size güzelliklerini anlatmaya çalışıyorum. Bu hafta Kars, kar, kaz ve kaşar hikayesini anlatacağım...

ÇILDIR GÖLÜ’NDE BALIK TUTMAK  

Adeta Eskimolar gibi giyindik, Çıldır Gölü nihayet buz tutmuştu. Yaz aylarında ayrı bir güzel elbette ama kışını daha çok seviyorum bu kenti ne yalan söyleyeyim. Kızaklarla vardık balık tutacağımız yere... Balıkçılar birkaç gün önce suyun altına indirmiş ağlarını... Buzları testerelerle kestik. Aklımda hep aynı soru “Eğer bu buz kırılırsa ne yapacağız?” diye... Öyle bir şey olmadı tabii, elindeki sualtı kamerasını buzun altına daldırınca, ağlarla gelen o sarı benekleri görmeye başladım. Fevkalade bir tarif... Yaklaşık 15 kilo Sarı Benek yakaladık. Onları bir güzel tereyağında kızartıp afiyetle yedik. Doğru Boğatepe Köyü’ne...

GRAVYER’İN HİKAYESİ

Rüzgar havada neredeyse buz tutacak. Buz taneleri yüzümüze tokat gibi çarparken, “Kıymetini bilmek gerekli” diyorum içinden bu kristal tanelerin... Soğuk hem de çok soğuk, kaç kat giyinsen nafile... Yaşamın olduğu en yüksek rakımlara çıkıyoruz sanki... 2 bin 600 rakımdayız. İlhan Koçullu abi bizi misafir edecek. Evinde ağırladı. Bize mis gibi peynirlerinden yedirdi. Güzel bir kahvaltının ardından peynir müzesini gezdirdi. Kaliteli peynirin nasıl yapıldığını nelere özen gösterdiğini, Kars nasıl bir marka haline geldiğini bir bir anlattı. Orada unutamayacağım iki şey var. Birincisi mis gibi kaşar peynirinin tadı, ikincisi ise kar nedeniyle damdan dama geçen köylüleri...

ANİ ANTİK KENTİ

Gezmez ise eksik kalır turunuz. Gitmezseniz Kars’a gittim demeyin. Gitmesiyseniz, gezgin olduğunuzu iddia etmeyiniz. Türkiye’de herkesin görmesi gerektiği muazzam bir antik kent, Derli toplu, bakmayın öyle harabe dediklerine falan. Tarihe tanıklık eden o kadar çok yapı var ki, aslında bir gününüzü orada ve çevresinde geçirmeniz gerekiyor. Camileri, kiliseleri, İpekyolu köprüsü, surlarıyla muhteşem bir yer... Tek tek anlatmayacağım bence siz de gidin ve öğrenin... Pişman olmayacaksınız ve hayatınıza bir iyi ki daha ekleyeceksiz...

SARIKAMIŞ KAYAK MERKEZİ

Ulaşımı bakımından en kolay kayak merkezlerinden biri, tarihi açıdan gezilecek çok yeri var. Konaklama  için birçok alternatif var. Eğer malzemelerim yok diyorsanız korkmayın orada rahatça kiralayabileceğiniz tesisler var. Dünyanın en güzel kristal karı üzerinde kayak yapmak sanırım paha biçilmez bir lezzet... Ama gitmişken bir kültür turizmi de yapmadan dönmeyin. Bir Kahterina Köşkü’ne uğrayın mesela. Hani, 1892’de 2. Çar Nikola tarafından eşi Çariçe Kahterina adına yapılan o güzel yere... Aynı zamanda bir av köşkü, güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bir yer. 

ZİVİN KALESİ

Sarıkamışa bağlı Süngütaşı Köyü’nde bulunuyor. Kars’a sadece 39 kilometre uzaklıkta kalenin ne zaman yapıldığı tam bilinmesede köylülerle oturup sohbet edin. Size anlatacak çok şeyleri var. Kale biraz harap bir durumda nedeni tabii ki de 93 Harbi’nde epey zarar görmüş. Daha anlatacak çok şey var ama başka bir yazıda... 

Not: Kars’a gittiğinizi sevdiklerinize söylemeyin o kadar çok peynir siparişi aldım ki, nasıl getireceğimi ben de bilmiyorum...