Kendimizi yermeyi seven bir milletiz

İstanbul'da son yıllarda yaygınlaşan “kitap müzayedeleri”nin değişmez moderatörü Ziyaver Şencan'la kitap müzayedelerini konuştuk. Şencan, “Cebine 5 TL koyan müzayedeye geliyor” diyor.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Kitap müzayedesi nedir?

Kitap müzayedesi, koleksiyona konu diğer şeyler gibi (tablolar objeler mücevherat)  müzayedesi yapılan bir şey. Kitap müzayedelerinde bir kitapsever olmanız gerekiyor. Yani kitapları okumadan, bilmeden kitap biriktirmek biraz zor. Türkiye, Osmanlı’da müzayedeciliğin çok kökleşmiş olduğu bir ülke. Kapalıçarşı’da dünyanın ilk müzayedeleri İstanbul’da yapılmıştır. Mesela 2 bin sene önce İstanbul’da müzayedeyi biliyoruz, limanda  köleler geliyor, orada insan müzayedesi yapılıyor. Sonra Bizans’ta yapılıyor, Osmanlı’da bu çok kurumsal olarak yapılıyor. Kapalıçarşı’da halı ve baharat müzayedeleri yapılıyor. Kitap müzayedesinin geçmişi İsmail Eruysal hocamızın araştırmalarında gördüğümüz kadarıyla 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar gidiyor. Sonra  80’lerde Özal’la birlikte müzayedeler başladı Kitap müzayedelerinin demokratize olması halka inmesi ve cebinde birkaç lira olan öğrencilerin bile, bu çok sınırlı bütçeleriyle kitap alabildiği etkinlikler haline gelmesi, 2000’li yıllarla birlikte internetin devreye girmesiyle beraber bu kitap müzayedeleri demokratize oldu. Herkes internetteki portallara kitaplarını koydu oralarda müzayedeler yapıldı. Bu arada objeler alanında arada tek tük kitapların da çıktığı müzayedeler gözükmeye başladı İstanbul’da. Bunlar çöplerden toplanan şeylerdi bunlara çöp müzayedesi diyen oldu ama onların arasından hazine değerinde kitaplar, objeler de çıktı. Bu müzayede olayını böyle beş yıldızlı olaylardan saraylardan yalılardan halk arasına indiren olayı demokratikleştiren bir şeydi. Bu sırada ben 2008 yılında işten ayrıldım ve 40 bin tane kitabım vardı bunları nasıl değerlendireyim diye düşündüm. Çünkü onlar için bir ev tutmuştum ve kendi kitaplarımla müzayedeye başladım. Sonra piyasadaki arkadaşlar bana kitap getirmeye başladı. 2009-2010 başı gibi 9 yıldan beri kitap müzayedesi yapıyorum, 800 kitap müzayedesi yaptım. Şu anda kaç kişinin müzayede yaptığını tespit etmek zor. Haftada sadece İstanbul’da 40-50 müzayede oluyor objenin hattı hesabı yok.

Sosyal medyada yapılan müzayedelerin hattı hesabı yok, yani tam bir patlama yaşanıyor.  İnternet çok büyük bir imkan sağladı. Tam bir halka inme gerçekleşti. Ben her ay 2 tane düzenli müzayede yapıyorum, birisi her ayın ilk cumartesi Taksim’de, diğeri ise Üsküdar’da her ayın üçüncü Cumartesi’si.  Buralarda çok kaliteli kitapları teklifle çıkartıyoruz, bin liralık kitabı bile 1 TL’den çıkarıyoruz çok büyük talep oluyor.

En pahalı kitap hangisiydi?

En pahalı kitap geçen sene 2017’nin Ramazan ayında Eyüp’te müzayedede bir sahaf arkadaş İbrahim Müteferrika’nın 17 kitabından biri olan Hind-i Garbi’yi getirdi,  30 bin lira istedi sahibi fakat  el değiştirmedi. Müzayedeme çıkardığım en pahalı eser buydu.

Kimler alıyor?

Kendimizi yermeyi seven bir milletiz. Olumlu tarafımızın altını çizmeyiz. Gençlerimiz okuyor, yeni nesilden çok kişinin koleksiyonu, arşivi var. Özellikle kadınlarımız sanılandan fazla okuyor. Fakat kitapları saklamıyorlar, araştırmalara göre kadınlar erkeklerden daha fazla okuyor ama erkekler daha fazla biriktiriyor. Cebine beş lira koyan da müzayedeye geliyor, akademisyenler, gazeteciler, ev kadınları, serbest meslek sahipleri, finansçılar da yani mini Türkiye diyelim.

Medeniyet ayrıntıda gizlidir

Kitap müzayedeciliği yapmak çok basit bir iş değil bu kadar kitabı satarken bilgi sahibi olmak lazım, siz bunu nasıl başarıyorsunuz?

Çok önemli bir husus, 9 yıl evvel bu işe başladım.  Tek başına kitap müzayedesini ben başlattım. O zamanlar bu iş olmaz diyenler, şu anda bunu yapıyorlar ve maalesef kitaptan anlamayanlar da bu işi yapıyorlar. Hiçbir iş kolay değil, bir sanat, bir bilim icra eder gibi yapmalısınız, bunun için de meslek içi eğitim şart. Maalesef bizim moderatörlüğün okulu yok. Kendinizi yetiştireceksiniz. Ben 60 yaşındayım. 54 yıldan beri kitap alıp satıyorum. Türkçe ve İngilizce tüm nadide kitap müzayede kataloglarını okurum. Bu işi yapmaya niyetli arkadaşlarıma çok okumalarını öneririm. Ben günde on saat okurum ama karşınıza çıkan her kitabı bilmenize imkan yok. Elime Çince kitap bile verseniz, okumadan onun hakkında konuşabilirim. Kitap müzayedeleri sadece ekonomik aktivite değil, ağırlıklı olarak kültürel etkinlikler. Özellikle müzayedelerimi bir sohbet ve bir kültür performansı tadında yapmaya çalışıyorum. Bu münadilik değil. Onunla ilgili mutlaka salondaki en azından bir kısım hazirunun bilmediği bir şeyi söylemek zorundasınız. Bu arada okumanın ve meslek için kendini eğitmenin önemi ortaya çıkıyor. Demek ki kültürel yönü ağır basan bir etkinlik insanları arşiv yapmaya ve koleksiyona özendiriyor. Medeniyet ayrıntıda gizlidir. Eski Osmanlı evlerinde bir sürü obje vardı, şimdi eşyalar birkaç yılda bir değişiyor. Cep telefonları, bilgisayarlar, oturma odası takımları, devamlı bir şeyler değişiyor. Oysa medeniyet Çetin Altan’ın dediği gibi, kültür dediğiniz şey bir evde beş kuşak oturmak ve anı biriktirmek, eşya biriktirmektir. Kaçımızın evinde babamızın dedemizin el yazması var. Eskiden duvarlarımızda Kur’an-ı Kerim olurdu, okumasak da orada dururdu.