'Kendimi çektim, ödül aldım'

Bu yıl yedincisi düzenlenen Boğaziçi Film Festivali kapsamında Güney Koreli yönetmen Kim Ki Duk, sinemaseverler için unutulmayacak bir masterclass düzenledi. İşte, usta bir yönetmenin sinema serüveninden notlar…

BAŞAK BIÇAK / basakbicak@gmail.com

• 25 senelik sinema kariyerimde 25 film ürettim ve benim için bir film üretme fikri oluştuğunda her film özelinde süreç ayrı işler. Örneğin İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar (2003) filmimde bir dağın zirvesindeki karlara bakmak o filmi yapmama neden oldu. Filmde herhangi bir senaryo yoktu, sadece beş sayfalık notlar üzerinden filmi oluşturdum. Boş Ev’de (2004) basit bir fikirden, evimdeki çekmeceyi açtığımda gördüğüm bir reklam kâğıdından yola çıktım. Ada’da (2000) bir otobüs yolculuğu sırasında gördüğüm evlerden hareketle oluşturdum hikâyemi; Acı’da (2012), baktığımızda kötü olarak değerlendirdiğimiz insanların da zayıf noktaları olduğunu göstermek istedim.

• Herhangi bir sinema eğitimim yok, hatta 15 yaşımdan itibaren fabrikalarda işçilik yaptım. O sıralarda başarabildiğim tek şey resim yapmak ve fotoğraf çekmekti. Askerden sonra Fransa’ya giderek orada sokakta resim yapmaya ve para kazanmaya başladım. O dönemde izlediğim Kuzuların Sessizliği (1991) ve Köprü üstü Âşıkları (1991) hayatımı değiştiren filmler oldu; o andan itibaren senaryo yazmaya karar vererek fikirlerimi kâğıda dökmeye başladım. 

• İlk filmlerim elbette olumsuz eleştiriler aldı ama her eleştiri beni devam etmeye itti ve üçüncü filmimle Berlin’de ödül aldım. Her şartta yoluma devam ettim ve bugünlere geldim. Çünkü ben sinemanın da bir tür işçilik olduğuna inanıyorum ve nasıl ki bir işçi hayatta kalmak için bedenini ortaya koyuyorsa, ben de ister beğenilsin ister beğenilmesin her seneye bir film sıkıştırmaya çalışıyorum. 

• Film yaparken en zorlandığım şey ise senaryo zira bir filmde en önemli şeyin o olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde bir film üreticisi için dünya görüşünün nasıl olduğunun da önemine inanıyorum. 

• Sinema kariyerimdeki en enteresan anılardan biri de üç sene film yapmak istemediğim ve kendimi bir dağa kapattığım bir süreçte, kendimi çekmeye karar vermem (Arirang, 2011) ve bunu daha sonra kurgulayıp festivale gönderdiğimde ödül kazanmamdı. Demek ki festivallerden böyle de ödül alınabiliyormuş… 

• Kendime film yapmaya başladığım zaman birkaç söz verdim: Yaşanmış bir hikâyeyi çekmemek, tarihsel meselelere girmemek, popüler meseleleri film yapmamak ve en önemlisi de kendimi kandırdığım bir filmi üretmemek.