Kediler için şehirde hayat çok daha zor

Parkta yürüyüş yaparken hasta bir anne kedi ve yavrularına denk gelen Tuba Karaçorlu, bu sevimli aile ile ilgilenmeye başladı. Dönüp gitmek yerine sokağa terk edilen hayvanlara sahip çıkmayı seçen Karaçorlu şimdilerde Sokakta Besleme adlı sosyal medya hesabı ile daha çok canın hayatına dokunuyor.

EMİNE DOLMACI / cumartesi@aksam.com.tr

Orhan Pamuk, Yeni Hayat romanının girişinde "Bir kitap okudum ve hayatım değişti" diyor ya, bu aslında genel geçer bir kabul cümlesi. Hepimizin hayatlarına dokunan, bazen yüz seksen derece bazen de kısmen hayatımızı değiştirenler var. Tuba Karaçorlu'nun hayatı da bir gün parkta yürüyüş yaparken gördüğü yaralı bir anne kedi ve yavrularıyla değişti. O şimdi kedilerin hamisi, "Sokakta Besleme" adı altında açtığı hesap ise, konuyu sosyal medya üzerinden tüm duyarlı insanlara taşıdı. Bir hayvansever ve gönüllü olan Tuba Karaçorlu, çocukluğundan beri hayvanlarla, bitkilerle ve doğayla barışık bir isim. Ama bu alanda tek kişilik bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışmasına vesile olan olay, Bayrampaşa'da evine yakın bir parkta gördüğü anne kedi ve yavruları olmuş.

BAŞKA YAVRULARA KOL KANAT GERMEK

"Anne kedi halsizdi, solunum yolları enfeksiyonu vardı. Annenin yavrularına baktığımda anladım ki hepsi kendi yavrusu değildi. Yavrulardan ayırıp götüremezdim, yavrular kaybolurdu ama hasta hasta da orada bırakamazdım" diyen Tuba Karaçorlu, veteriner hekimi arayarak onun tavsiyeleri doğrultusunda antibiyotik ilaca başlamış. Bir hafta boyunca ilaç vermek için parka gidip geldiğinde orada yaşayan hayvanların ve ortamın ne halde olduğunu görmüş. Daha sonra insanlar, burada bakıyorlar diye yavru kedi bırakmaya başlamış. Karaçorlu yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Anne kedinin iki yavrusu vardı, onların gözleri kapanma noktasındaydı. Bir aydan fazla veterinerde tedavileri devam etti. Bu süreçte çok fazla ölen yavru kedi de oldu. Tek başıma yetemiyordum. Sokakta besleme yapan biriyle tanıştım. 'Sosyal medyada bir hesap aç, ilgililere ulaşırsın' dedi. Öyle açtım hesabı, oradan tanımadığım bir çok insan yazdı. Maddi, manevi destek verenler oldu. Daha sonra 'Kedilerle ilgili doğru bilinen yanlışlar' serisine başladım. Sahiplenmeyi de buradan yapıyorum."

GÜNDE İKİ KEZ GÖREVDE

Çocukluğunda anneanne ve babaannenin bahçeli evlerinden dolayı kedilerle ve köpeklerle büyüyen Tuba Karaçorlu'nun, Bobili adında 16 yıl onlarla birlikte yaşayan bir köpekleri olmuş. Evlerinde de annesinin beslediği Nazlı isimli bir kedileri varmış. "Biz hayvanlarla birlikte büyüdük" diyen Karaçorlu'nun hayatı, şimdi de onlarla iç içe geçiyor. Bayrampaşa'da besleme yaptığı parka günde iki defa gidiyor, kedilerin bakımını yapıyor, mama ve sularını veriyor. Özel bakıma ihtiyaç duyanları veterinere götürüyor, eğer özel bakıma ihtiyaç varsa bir süre evine alıyor.

YARDIMCISI 12 YAŞINDAKİ DİLA

Besleme yapmaya başladığında tek başına olan Tuba Karaçorlu, bir süre bu işi yaptıktan sonra 12 yaşındaki Dila ile tanışmış. İnsanlar sokak hayvanlarıyla ilgilenenlere pek iyi bakmadıklarından, deli işi ya da boş iş gibi gördüklerinden sitayişle bahseden Karaçorlu'yu Dila'nın yardıma gelmesi çok mutlu etmiş. Tuba hanımın 10 yaşındaki oğlu Orhan da annesinin en büyük yardımcısı. Ekipte bir de Gamze var, ondan da zaman zaman kendi mıntıkasından geçmesini ve hayvanlarına mama su vermesini istiyor. Tuba Karaçorlu en büyük desteği ise instagram sayfasındaki takipçilerinden alıyor.

7 KEDİYLE BİRLİKTE YAŞIYOR

Sokak hayvanlarına göz kulak olan Tuba Karaçorlu'nun evi de adeta bir veteriner kliniği gibi. Kısırlaştırdıktan sonra eve aldığı kedisi Pofuduk, bacağı yaralı olarak bulup iyileştirdiği Oscar var, şimdi ona yuva arıyor. Oscar yakışıklı olsun diye papyon takıp fotoğrafını da çekmiş sahiplendirmek için. "Mahkemede iyi halden indirim almak isteyen suçlular güzel giyinir ya aynen onlara benzedi" diyor Karaçorlu. Üstelik Oscar'la ilgili attığı tweet almış yürümüş ama hâlâ Oscar'ın bir yuvası yok. Evde bir anne kedi ve üç yavrusu daha var, parka bir adamın kutuyla bıraktığı kediyi, göbek kordonu yavrulardan birinin ayağına dolanması nedeniyle iyi bakabilmek için eve getirmiş. Çok küçük olduğu için eve aldığı sarı kedi de dahil 7 kediyle birlikte yaşıyor.

BİR KAP SU, BİR KAP MAMA

Kediler için bir Instagram sayfası kuran Tuba Karaçorlu'nun takipçilerinden beklentisi ise şöyle: "Duyarlı insanlar Instagram hesabımı takip edip oradaki ilanları paylaşabilir, sokaktan kedi sahiplenebilirler. Candostlarım.com hesabı var. Oradan kumbara hesabı açıp mama bağışlayabilirler. Profilde acil ihtiyaçları yazıyorum, ona yardım edebilirler. Herkes kapısının önüne bir kap su ve bir kap mama koyabilir. Sokakta hayvan beslerken ellerim tırmık içinde kalıyor, kanıyor bazen. Bu benim canımı acıtmıyor ama insanlar beni çok yoruyor. Sokakta kedi beslenmesini istemiyorlar. Yaralı bir kedi gördüklerinde kafalarını çevirip gitmesinler. Belediyeyi arayabilir, özel veterinerlerden fikir alabilirler. Bir canı kurtarmak insana çok iyi geliyor ve bu iyiliklerin karşılığını kat kat görüyorsunuz.

KEDİLER İÇİN ŞEHİRDE HAYAT ÇOK ZOR

Büyük şehirlerde hayat çok zor onlar için. Yavru kedileri çocuklar oyuncak zannediyor, çocuklar ve insanlar zarar verebiliyor. Geçen bir kedinin diyaframında yırtılma vardı, biri tekme atmış. Arabanın altında kalabiliyorlar ya da komün halinde yaşadıkları için viral hastalıklar çok hızlı bulaşıyor. Sokakta gördüğümüz kediler çok kısa yaşıyor. Barınak da bir çözüm değil. Çok fazla hayvan yükü ve hastalık var. Barınaktan da sahiplenme yapmak gerekiyor. Kediler gittikleri eve mutluluk götürüyor. İnsanlar bundan emin olabilirler.

YANGINA SU TAŞIYAN OLALIM

Son dönemde yaşadığımız orman yangınları, seller, doğaya zarar veren ve dengesini bozan olaylar hepimizi çok üzüyor. Ama oradaki yanmış hayvanları üzgün emojilerle sosyal medyada paylaşmanın bir anlamı yok. Ben kapımdaki canlılar için bir şey yapabilmeliyim. Sokak hayvanlarını sevmeyebiliriz, korkabiliriz, tiksinebiliriz ama yaşam hakkına saygı duymak zorundayız. Müslüman olarak en çok bize görev düştüğünü düşünüyorum. Bizler kuşu vefat eden çocuğa taziyeye giden, ashabından birine Ebu Hureyre yani kedi babası diyen bir peygamberin ümmetiyiz.