Kayıttayız Selami… Kayıttayız deme geriliyorum

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Biri unutulmaz aşk şarkılarının mimarı, biri bir kulübün olmazsa olmazı başarılı bir DJ… Soner Arıca ve Selami Bilgiç… Müzikal deneyimlerini “Dönsem Bile” adlı bir single’la birleştiren ikiliyle bir araya geldik. Projelerini örnek alarak AKŞAM Cumartesi için birbirleriyle röportaj yapmalarını istedik. Biz izlerken büyük keyif aldık. İşte kayıt cihazını elinden bırakmak istemeyen ikilinin keyifli söyleşisinden satırlarımıza yansıyanlar.

Soner Arıca: Kayıttayız Selami…

Selami Bilgiç: “Kayıt” dendiği zaman ne oluyorsa bana bir geriliyorum.  

S.A: Kaynatma Selami, sorularımdan kaçamayacaksın. Arkadaşların bambaşka işlerin peşinde koşarken sen ne oldu da DJ olmaya karar verdin?

S.B: Müzik aşkı baskın geldi. Abim hem kulüp DJ’i hem de radyocuydu. Arada sırada yanına gider, insanları nasıl eğlendirdiğini izlerdim. Sonra bir gün abim beni aradı “Biz yarın hepimiz açık öğretim sınavına giriyoruz. Bu yüzden yarın radyoya geliyorsun ve akşama kadar yayınını sen yapıyorsun” dedi. Gidiş o gidiş... 

S.A: DJ’liğe ne zaman başladın?

S.B: Radyoda işin teknik ve üreten kısmındaydım. Kulüp DJ’liğine radyodan birkaç sene sonra başladım.

S.A: Radyo, kulüp DJ’liği derken prodüksiyon tarafına nasıl geçtin?

S.B: Radyoda programcı değildim, teknik masada oturuyordum.  

S.A: O zaman bu işe olan tutkun kulüpte ortaya çıktı.

S.B: Evet ama kulüp DJ’liğinin başlama noktası radyoydu. 

S.A: Hangisinin enerjisi daha yüksek?

S.B: Kulüp DJ’liğinin daha yüksek çünkü dinleyicilerden anında etki-tepki alabiliyorsun. Peki, sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

S.A: Aslında ben de sahnede bir anlamda kulüp DJ’liği yapıyorum. Çünkü sahne repertuvarını yaparken DJ mantığıyla düşünüyorum. “Dinleyici olsaydım hangi şarkıları arka arkaya dinlemek isterdim” diyorum. Peki, hiç “Çalıyorum ama anlamıyorlar” dediğin oldu mu?

S.B: Kulüpte çalıyorum mesela “Hiç yeni bir şey çalmıyorsun” diyorlar. Yeni bir şey çalıyorsun, bu sefer de “Biraz bilindik şarkılar çalsana” diyorlar. Her zaman bu dengeyi korumaya çalışıyorum. Sen hiç böyle bir şey dedin mi?

S.A: Bir-iki kez repertuarı tümden değiştirmek zorunda kaldım. Bundan bir rahatsızlık duymadım ama sıkıntıyı keşfedene kadar biraz yoruldum. 

S.B: Sıkıntı neydi?

S.A: Sahneyi tiyatral bir şova dönüştürmemi isteyen bir seyirci vardı. Fakat ben bunu 30-35 dakikalık bir mücadele sonucunda anladım. Komple repertuarımı değiştirdim ve nerdeyse daha önce hiç söylemediğim şarkıları tiyatral bir şekilde söylemeye başladım. Hepsi sandalyesini döndürdü ve sadece beni dinledi. Muhteşem bir andı. 

S.A: DJ olarak çalışmanın zorlukları var mı?

S.B: Kulüp işletmecileriyle ve mekân sahipleriyle bir sürü problem yaşayabiliyoruz. Bu bazen çalıştığın organizasyon şirketi de olabiliyor. Onun dışında müşteri zaten DJ’leri “Aman ne yapıyor ki play tuşuna basıyor” gözüyle baktığı için zorlanıyorsunuz. Siz şarkı çalarken şarj kablosu uzatan da para verip “Şarkı çalsana” diyen de oluyor.

AŞK ACISI DEĞİL, “İŞ ACISI”YMIŞ

S.B: Bizim yollarımız nasıl kesişti? 

S.A: Aslında yıllar önce DJ arkadaşım Serdar Ayyıldız’a bir iş yaptıracaktım fakat Serdar Bodrum’daydı. “Sana çok iyi bir arkadaşımı önerilebilirim” dedi ve seni önerdi. Çok doğru bir öneriymiş. Çok güzel bir iş yapmıştık. 

S.B: Yıllar sonra da albüm hazırlığına başladım ve albümün içinde yer alan şarkılardan “Dönsem Bile”yi “İlla ki ben söyleyeceğim” dedin ve yine bir aradayız.

S.A: Doğruyu söyle “Bu şarkıyı ben söyleyeceğim” dediğimde ne düşündün?

S.B: Benim kafamda “Dönsen Bile” hep vardı ama hazırladığım taslak listede yoktu. Sana mesaj atarken araya onu da yazmışım. Sen “Dönsem Bile’yi ben söyleyeceğim” deyince fark ettim. “Niye bu kadar tutturdu?” dedim ve sana da sordum. Sen de “Bende anısı var” dedin. Aşk acısı diye düşünmüştüm ama “iş acısı”ymış (gülüyor). 

S.A: Dönsem Bile yıllar önce teknik bir sebepten dolayı albüme alamadığım şarkılardan biriydi. Listede görünce iştahım kabardı. Evet, şimdi itiraflar bölümü başlıyor. Hiç “Şarkıyı söyleyebilecek mi?” diye düşündün mü?

S.B: İnan ki hiç düşünmedim. 

S.A: Ben olmasaydım kim okuyacaktı?

S.B: Hâlâ arıyor olabilirdim (gülüşmeler).

S.A: Şarkı bittikten sonra evde göbek attın mı? 

S.B: Göbek atmadım çünkü tepkisiz bir adamım ama “Süper oldu” dedim. Biraz da ben soru sorayım. Son dönemde ne oldu da çılgınca şarkı paylaşmaya başladın? 

S.A: İçime bir şey kaçtı (gülüyor). Bu kaçan şeytan değil ama tarif edemediğim bir enerji arka arkaya geldi. İşimle ilgili farkındalığım çok arttı. Mesela yıllarca haksızlık etmişim kendime, çok mütevazı davranmışım. Kendimi daha çok keşfettim. Şarkılarla, dinleyicilerimle olan ilişkilerim daha iyi… 

SOSYAL MEDYA ZAMANIMIZI ALIYOR

S.B: Aşkın sahnesi mi dönsen bile mi?

S.A: Dönsen Bile’yi birçok şarkıyla kıyaslayamam çünkü bu şarkıya tutkuyla yaklaştım, albümü erteledim. Bütün ülke “Soner bu şarkıyı söyleyerek kariyerine büyük bir zarar verdi” deseydi bile benim için bir önemi olmayacaktı. Çünkü benim ölçüm tıklanma oranları değil, beni ne kadar ifade ettiğiyle orantılı…  

S.B: Her hafta sahne, konser, radyo programcılığı, spor ve piyano derslerin var. Aynı zamanda akademik kariyerin de başladı. Bu kadar yoğun bir tempoda çalışıp nasıl şarkı üretiyorsun?

S.A: Hayatımızdan çapakları, lüzumsuz diyalogları temizleyebilsek o kadar çok vaktimiz kalır ki… Bunu çok geç anladım ki biz çok gereksiz şeyleri uzun uzun konuşuyoruz. Hâlbuki hepimize yetecek kadar zaman var. Bir de galiba bu sosyal medyayla ilişkimizin sınırlarını çok doğru belirlememiz gerekiyor. Çünkü farkında olmadan çok zamanımızı alıyor. 

YORDUN BENİ SELAMİ!

S.A: Kendine şarkı çalıyor musun? 

S.B: Kendime bir iki tane çalıyorum şarkı çalıyorum ama yine eğleniyor olmaları lazım. Bazen “Ne bu şimdi?” der gibi baktıkları oluyor ama sonradan şarkının içine giriyorlar. Sen kendine şarkı çalar mısın?

S.A: Çalarım, hatta bu şarkılar dönem dönem değişir. Mesela bir müddet Yalnızlık Senfonisi’ni söyledim. Bir ara Sezen Aksu’nun “Gidemem” şarkısını kendime çok söyledim. Şimdilerde “Ben Yoruldum Hayat”ı söylüyorum. Yordun beni Selami!

S.B: Gerçekten yordum mu?

S.A: Yok yok fıstık gibi sorunsuz geçen ender çalışmalarımdan biriydi. Peki, sana “Şurası şöyle olsun” dediğimde  daralıyor muydun? 

S.B: Her zaman öneriye açık bir adamım.