'Kars' soğuk yeryüzü cenneti

DENİZ YILMAZ AKMAN

denyilmaz88@gmail.com

Tigran Hamasyan’ın Kars1 şarkısı eşliğinde Doğu Ekspresi rayları üzerinde Kars'a doğru ileriyorum. Artık bembeyaz karın dondurucu etkisiyle yüzleşmeye, sonsuz Çıldır Gölü’nde atların izlerini takip etmeye hazırım. 

Soğuk bir akşamda, 24 saat 30 dakika süren Doğu Ekspresi tren yolculuğumuz sonrası Kars’a varıyoruz. Bizi karşılayan yerli birkaç arkadaşın ilk uyarıları: “Dikkat edin, yerler çok kayar. Bu şehir kışın hep buzludur” oluyor. Buzlu kaldırımlarda dikkatle yürüyen insanları ve yol kenarına dizilmiş eski konakları sokak lambalarından süzülen sarı-turuncu ışık aydınlatıyor. Birkaç gün önce yağmış olan karın, etrafı bembeyaza bürümüş olması, gecenin ortasında insana huzur veriyor.

200'den fazla kuş çeşidi var

Kars’a dair sohbet ederken, yerlilerden biri şöyle bir cümle kuruyor: “Burada ilkbahar, yaz, kış ve kara kış vardır.” Bu şehre geliş zamanımız da kara kışın tam ortasına denk geldiğinden, soğuğa hazırlıklıyız. 

Kahvehanelerde kışları yapılan âşıklar atışması ve âşık geleneği, artık sadece Ramazan döneminde, Âşıklar Otağı’nda sürdürülüyormuş. Bir diğer Kars geleneği olan cirit oyunlarının da, Şubat ayında gerçekleştiğini öğreniyorum. Cirit, Orta Asya’dan günümüze kadar gelmiş bir oyun; at üzerinde süngü ve mızrağın düşmana daha iyi savrulması amacıyla ortaya çıkmış. “Kars’ta insanlar neler yapıyor?” diye soruyorum. Kars köylerinde çoğunlukla hayvancılık, şehir merkezinde ise kıraathane, lokanta işletmeciliği yaparak geçiniyorlarmış. Ayrıca, bir zamanlar Rusların, Ermenilerin yaşadığı bu şehirde, günümüzde Azeri, Kürt ve Terekemeler huzur içinde yaşayıp gidiyor. Tesadüfen karşılaştığımız bir kuş fotoğrafçısından da duyduğum üzere; Kars’ın özellikle Kuyucuk Gölü çevresinde 200’den fazla kuş çeşidi varmış. Bu nedenle Kars ve çevresi kuş gözlemcileri ve belgeselcilerinin de uğrak yeri. 

ANİ HARABELERİ VE ÇILDIR GÖLÜ

İlk sabahımızın gün doğumunda Ani Harabeleri için yola çıkıyoruz. Vardığımızda hava -20 derece. Dolunayın sağımızda, güneşin solumuzda olduğu anlar inanılmaz bir uyum ve güzellik içinde. “Mihr-ü mah” denen bu anı yaşamak, Kars deneyimlerimiz arasında en iyiler arasına giriyor. Ocaklı köyü sınırları içinde yer alan Ani Antik Kenti, Türkiye-Ermenistan sınırını çizen Arpaçay nehrinin batı yakasında, volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir orta çağ şehri. İpek Yolu üzerinden Anadolu’ya ilk konaklama merkezi de olan bu şehir, M.Ö 5000 yıllarına uzanıyor. Aziz Prkitch, Tigran Honents, Büyük Katedral, Ebul Manucher Camii ve diğer önemli yapıları geziyoruz. Karlar altındaki bu antik şehri gezmek yaklaşık 2-3 saati alıyor. Ani Harabeleri’nden sonra, sırada buz tutmuş göl üzerinde atlı kızaklara binmeyi iple çektiğimiz meşhur Çıldır Gölü deneyimi var. Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde yer alan Doğu Anadolu’nun Van’dan sonra en büyük ikinci gölü. Atlı kızaklar, Atalay’ın Yeri restoranı önünden hareket ediyor. Yaklaşık 10 dakika sizi gezdirip yine aynı noktaya geri getiriyor. Biz atının süsleri pek bir renkli olan, Tekin amcanın kızağına biniyoruz. Yanık türküleri eşliğinde bir gezintiye çıkıyoruz.

KARS’TA MUHAKKAK…

- 1877-1878 yıllarında yaşanan Osmanlı-Rus harbi sonrası, 40 yıl kadar Rusya’nın kontrolünde kalmış şehrin Baltık mimarisi özelliğindeki binalarını ziyaret edin. 

- Kars şehir merkezinde yer alan Kars Kalesi, Taş Köprü, Cuma Hamamı, 12 Havari Kilisesi, Fethiye Camii, Defterdarlık binası, Cheltikov Otel gibi önemli yapılarını görün.

- Dükkânlardan Kars kaşarı, gravyer peyniri ve bal alın.Kristal Lokantası’nda “Piti”, Kaz Evi’nde ise kaz eti ve 

“Hangel” yemeyi unutmayın.

- Günü birlik olarak kiralayacağınız bir araba veya taksiyle Ani, Çıldır, Şeytan Kalesi veya Sarıkamış turu yapın.