Karadeniz'in kalbi Ordu

Lokman DAĞ

lokmandag@gmail.com

Bu mısraları kalpten yazacağım.

Ne de olsa gönülden bağlıyız bu kente...

Orta Karadeniz’in en güzel şehirlerinden...

Mavi ile denizin kucaklaştığı,

Yağmur’un fındığa dönüştüğü güzel şehir Ordu’dayız.

Dereler yukarı ya mı akar yoksa denize mi kavuşur? Bilemem ama biraz gezelim.

Böyle başlamıştım daha önceki Ordu yazıma, çok sevmişler eniştelerini tebrik mesajları yağmıştı mesaj kutuma… O kadar güzel düşüncelerle çıktım yolculuğa, Karadeniz’in berrak kalbine… 

Ordu bende şu hisleri uyandırıyor. Şehir ama aynı zamanda köy… Büyükşehir ama aynı zamanda yayla… Şehir ama hem denizi hem de dereleri var… Şehir ama aynı zamanda huzur kokuyor.

BOZTEPE’DE KAHVALTI 

Gezimize Ordu merkezden başladık, benim önceliğim teleferikle Boztepe’ye çıkmak… Ama ekip arkadaşlarım bir hayli heyecanlı, çünkü kameraman arkadaşımız Mithat’ın yükseklik korkusu var. Elbette korkutmadık kendisini, ama şehrin üzerinden geçen teleferikten aşağı bakması çığlıklar atmasına yetti arttı bile… Yukarı doğru çıkarken en güzel Ordu manzarası ile karşılaşacaksınız. Teleferikte başlayacaksınız güzel fotoğraflar çekmeye. Harika ordu siluetine karşı güzel bir kahvaltı yapın. Eğer biraz cesaretiniz var ise, yamaç paraşütü yapmak için de ideal bir yer. 

DENİZİ İÇİNİZE ÇEKİN 

Ordu’nun gezilmesi gereken en güzel koylarından... Yason Burnu evleneceklerin de uğrak yeri, katalog çekimleri için, gelin-damat çekimleri için fotoğrafçıların uğrak mekanı. Tarihi mekanlar ve deniz manzarası yeni evlenecek çiftleri cezbediyor. O sahilde kaç gelinlik harap oldu, sadece ben bir çay yudumlarken. Çiftlerin biri gidiyor biri geliyor. Yason Burnu’nun harika bir hikâyesi var. Elbette anlatmayacağım gidince öğrenirsiniz. 

Güzel bir gezinin ardından acıktık. İlk durağımız Çarşı’da Derin Balık oldu. Bu mevsimde deniz ne veriyorsa onlarda onu pişiriyor. Ama öğle vakti o kadar kalabalık ki; tüm balık severler sanırım orada toplanmış. Ben balık çorbasıyla başladım. Masaya gelen tüm ürünler harikaydı. Daha gezilecek çok yer var vakit kaybetmeden yola çıkıyoruz.

ŞİRİN ÜNYE’DE SAHİL TURU

Yeni yapılan otobanı değil de eski yoldan götürüyor bizi rehberimiz. Yol üzerinde harika ızgaracılar var. Etleri çok lezzetli, köfteleri enfes, eğer açsanız, yol üzerindeki herhangi lokantaya girebilirsiniz. Hepsi aynı lezzette ve harika deniz manzaraları var. Özellikle köfte ve kuzu pirzola tavsiyemdir. Her yer yemyeşil, bir de denizin mavisi ile bambaşka bir yerde hissediyorsunuz. Eski yolda ormanın içinden geçerken kesinlikle Uzun Saçlı’nın Yeri’ne uğrayın kendine has saçı ve sohbeti çayın yanına en güzel ikramıdır. Eğer “çay yok bekle” derse mutlaka bekleyin. Pişman olmazsınız. 

Neden Ünye ile başladığımı belirteyim malum hanım köy bizim oralar. Her ev denize bakar, deniz görmeyen evlerde oturan yok sanırsın. Önce Gül Kantar annem bize güzel yemekler yapmış, epey de vejetaryen yemekler. Malum ot deyince akıllara Karadeniz gelir. Ama Ünye’de nereye gitmeli diye sorarsanız, Çakırtepe’yi öneririm. Pideleri harika, istediğiniz kadar yiyin, sizi rahatsız etmez. Özellikle kuşbaşı-kaşarlısını çok beğendim.  

Sahili de çok keyifli Ünye’nin, bozulmasın diye çevre yolu bile ilçenin arkasından geçirilmiş.

Şirin, huzurlu ilçede eğer şanslıysanız, yunuslarla beraber yüzme fırsatı bulabilirsiniz. Gönlüm el vermiyor ama artık Fatsa’ya doğru yola koyulduk.

Dilimde Hekimoğlu şarkısı, “Ünye’de Fatsa bir olsa da narinim yine de eğilmem.” Söyle bir özet geçeyim Ünye için ne yazdıysam Fatsa’da aynısı, biraz daha şehirleşmiş hali diyebilirim.

Şehir merkezine 13 kilometre uzaklıkta. Harika bir kale, kazı çalışmaları devam ediyor. Yakın zamanda Kybele heykeli bulundu. Kesinlikle gezilmesi gereken bir yer. Tüm şehir ayaklarınızın altında… Kibele heykelinin bulunması valilikte ve il kültürü epey heyecanlandırmış. Zaten Ordu Valiliği son zamanlarda turizmi daha da canlandırmak için kolları sıvamış durumda. İddia ediyorum o harika yaylalar ve göllerin fotoğrafları bile çok sayıda yerli ve yabancı turisti çekmeye yeter. 

YAYLADA HUZUR SESLERİ

Perşembe yaylası gibi çok fazla yaylası var Ordu’nun, hepsi birbirinden güzel, sakin ve bir o kadar da serin… Gezin dolaşın ama kalacak bir yeriniz ya da çadırınız yok ise, hava kararmadan yaylalardan ayrılın çünkü sis çöktü mü daha da inmesi çok zor. Ama kesinlikle gidilmesi gereken önemli bir yer daha var. Gölköy’e bağlı Ulugöl Tabiat Parkı, şık ve gür ormanların içinde harika bir yer. Sadece Ordu’dan değil, çevre illerden de bu doğa harikasını görmeye geliyorlar. Bize ayrılan sayfanın sonuna geldik bir başka macerada görüşmek dileğiyle hoşça kalın…