Kameraya adanmış bir hayat: Ahmet Başalan

Ahmet Başalan, çocukluğundan beri 60 yıl boyunca biriktirdiği kameraları için Başalan İstanbul Kamera Müzesi adında ikinci bir müze açtı. Başalan, kameraya ve fotoğrafa olan ilgisini Akşam Cumartesi'ye anlattı.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Resmi açılışı 1 Ocak 2022 tarihinde yapılan ve Kağıthane'de bulunan Başalan İstanbul Kamera Müzesi, Ahmet Başalan'ın kendi koleksiyonunda bulunan binlerce kamera ve aksesuardan oluşuyor. Ahmet Başalan'ın kendi çektiği fotoğraflarından oluşan ve mayıs ayına kadar devam edecek "Kendi Gök Kubbemiz" adlı sergiyle açılan müze, Başalan'ın 60 yıllık birikimi. Açılıştan kısa bir süre sonra Başalan'la bir araya geldik ve Akşam Cumartesi için keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Sohbetimizden kameraya ve fotoğraf çekmeye gerçekten 'gönül' verdiği açıkça belli olan Ahmet Bey aslında bir avukat. Kameraya olan ilgisi de çocukluğuna dayanıyor. Kendisinden dinleyelim: "Aslen Manisa Alaşehirliyim. Alaşehir'de bir fotoğrafçı vardı Nedim Eraybat diye. Ben o zaman ortaokul birinci sınıfta öğrenciydim ve ondan bir fotoğraf makinesi satın almıştım. Sonra fotoğraflar çekmeye ve bu alanla uğraşmaya başladım. Çektiğim fotoğrafları Nedim Bey'e götürüyordum. O da fotoğrafları basıp bana veriyordu. Bazılarını satıyordum bazılarını da çevreme dağıtıyordum. Nedim Bey bana bir gün 'Ahmet sen bunları kendin basabilir misin?' dedi ve bana bir agrandizör sattı. Filmleri banyo etmeyi, basmayı ondan öğrendim. Bu işi evde yapmaya başladım. Ama bu annemin ve babamın çok hoşuna gitmedi. Evin banyosunu işgal edip stüdyo haline getirmiştim çünkü. Fotoğrafları banyo ettikten sonra agrandizör ile fotoğrafları basıyordum. Bazılarını okul gazetemizde sergiliyordum. Sonrasında üstten bakmalı fotoğraf makinem oldu. Lise ve üniversite zamanında ise Zenit marka bir makine. Böyle arka arkaya farklı modellerle fotoğraf çekmeye devam ettim."

PROFESYONEL KAYGIM YOK BEN AMATÖRÜM

Ahmet Başalan şu an 71 yaşında ve 42 yıldır avukatlık yapıyor. Hem Kağıthane'de hem de Balat'ta bulunan her iki müzedeki tüm kameralar onun 60 yıllık birikimi. Söylediğine göre daha hiç gün yüzüne çıkmamış bir sürü makinesi daha var: "Burası kalıcı bir kamera müzesi. Kamera, aksesuar ve lenslerin hepsi benim koleksiyonum. Kimseden bir şey ödünç alınmadı. Sadece kamerada değil, sanatın farklı alanlarında koleksiyonlarım var. Onların da bir kısmını bu müzede sergiliyoruz. Heykel, yağlı boya tablolar, seramik eserler, efemeralar vs." Sohbetimiz sırasında kameraya ve fotoğraf çekmeye olan ilgisinin ısrarla sadece amatör boyutta olduğunu söyleyen Ahmet Bey, bunca birikime rağmen asla profesyonel tanımını kabul etmiyor: "Kendimi fotoğrafçılık konusunda hiçbir zaman profesyonel olarak tanımlamadım. Amatörüm. Bu aslında hastalık gibi bir şey. Kitap da öyle. Evimde de muhteşem bir kitaplık var hepsi birinci baskılardan oluşuyor. O kadar kıymetli ki bizim için. O kitapları nasıl değerlendiririz bilmiyorum."

ARA GÜLER HENÜZ YAPIM AŞAMASINDAYKEN ZİYARET ETTİ

Mimar Atıl Beçin'in yabancı bir mimarla beraber tasarladığı müzeyi yapım aşamasında iken Ara Güler'in de ziyaret ettiğini söyleyen Ahmet Bey burası için "Geriye dönük bir arşiv niteliği taşıyor" diyor. Hukuk fakültesinde okumaya karar verme sürecini ise şöyle anlatıyor: "Üniversite çağına geldiğimde felsefe ve sosyolojiye meraklıydım. Üniversite sınavında ilk aldığım puan epey yüksekti ve tıp fakültelerine dahi rahatlıkla girebiliyordum. İkinci defa yine girdim sınava ve o da çok yüksek geldi. Sonra hukukta karar kıldım ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okumaya başladım." Kağıthane'de bulunan bu müzede Ahmet Bey'e ait Başalan Hukuk ve Başalan Patent markaları da bulunuyor.

MÜZENİN GELECEĞİ İÇİN BİR VAKIF KURULACAK

Balat'ta bulunan diğer kamera müzesi için ise şunları söylüyor Başalan: "Orası dört katlı bir müze. Deniz kenarında. Bizim şöyle bir hayalimiz var, bir tekne gezisi organize edeceğiz. Balat'taki müzemizi ziyaret edenler ardından tekneye binip deniz gezisiyle fotoğraf çekimi gerçekleştirecek. Ondan sonra da buraya Kağıthane'deki müzemize gelecekler. Kağıthane Belediyesi bu konuda bize yardımcı olacağını söyledi. İskele açacaklar." Müzede farklı etkinlik ve söyleşilerin de yapılacağını söyleyen Ahmet Bey, "Buraya çok insan gelmesin, ilgilisi gelsin yeter" diyor. Her iki müzenin de geleceği için bir vakıf açmayı planladıklarını söyleyen Ahmet Bey, daha bilinçli ve daha doğru yönetilmesi aynı zamanda kalıcı olması adına bu vakfı kuracaklarını belirtiyor.