Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Hikayenizden bahseder misiniz?
2012 yılında ABD'de Drexel University'de pazarlama, elektronik ve bilgisayar mühendisliği eğitimi aldım. Amerika'da 6 ay gibi kısa bir sürede toplam 10 kilo aldım. Türkiye'ye döndükten sonra sağlık sorunlarım baş gösterince araştırmaya başladığım alkali beslenmeyi sürdürülebilir kılmanın en kolay ve etkili yolunu Akdeniz beslenmesiyle birleştirmekte buldum. İşte benim ortaya çıkardığım Alka-Terranean (Alkateryan) Metodu'nun çıkışı da buna dayanıyor. Alka-Terranean kelimesi Alkaline (Alkali) ve Mediterranean (Akdeniz) kelimelerinin birleşimi. İlk başta bir 'tutku projesi' olarak başlayan bu iş, danışanlarımın kısa sürede elde ettikleri güzel sonuçlar ve onların çevrelerine referanslarıyla kısa sürede büyüdü ve ben tam zamanlı kurumsal işimi bırakarak tamamen bu işe yöneldim.
Türkiye'de çok sayıda diyetisyen var. Sizin farkınız nedir?
Öncelikle ben diyetisyen değilim. Aslında bunun aksine danışanlarımın 'diyet' yapmayı bırakıp sürdürülebilir beslenme ve yaşam alışkanlıkları kazanması üzerine koçluk yapıyorum. Diyetlerin kalıcı olduğuna inanmadığımdan diyet karşıtı bir yaklaşımım var. Alkali beslenmeyle ilgili yurtdışında birçok beslenme eğitimine katılıp, sertifikalarımı aldım. 2018'de ise Londra'ya yerleşerek UK Health Coaches Association'a üye oldum. Holistik Beslenme ve Yaşam Tarzı Koçluğu yaparak birlikte çalıştığım danışanlarıma yoğun tempo, stresli yaşam, sosyal hayat ve şehir hayatı koşturmacası içerisinde de Alkateryan Metodu ile sağlıklı kalmanın mümkün olduğunu aşılamaya, ve bu beslenme düzenini bir hayat tarzı haline getirerek sürdürülebilir kılmaya çalışıyorum.
Amerika eğitiminiz sırasında kilo aldığınızdan bahsettiniz kaç kilo aldınız bunu iş fikrine dönüştürmeye nasıl karar verdiniz?
Amerika'da 6 ay gibi kısa bir sürede toplam 10 kilo aldım. Porsiyonlar çok büyük ve fast-food tüketimi çok yoğun olduğu için. Döndükten sonra kilo vermek adına başarısız denemelerimin olumsuz etkisi, kurumsal çalışma hayatın stresi ile birleşince sindirim problemleri de yaşamaya başladım. Öyle ki 24 gibi genç bir yaşta kolonoskopi ve gastroskopi geçirmek durumunda kaldım. O dönem beni tedavi eden gastroentologum bana yaşadığım problemleri kökten çözmek istiyorsam alkali beslenmeye başlamamı söyledi. Bu mucizeyle hem sindirim problemlerimi çözdüm hem de 2 ay gibi kısa bir sürede 14 kilo verdim. Bu sebeple, alkali beslenme ile hedeflerime ulaştıktan sonra bunu nasıl sürdürebileceğime kafa yormaya başladım ve en etkili çözümü alkali beslenme ile akdeniz beslenmesini harmanlamakta buldum. Böylece Alkateryan Metodu doğmuş oldu.
Kısa sürede danışmanlık programlarıma olan talep o kadar çok arttı ki tek başıma karşılayamayacağım bir seviyeye gelmeye başladı. Bu noktada grup programları sunmaya başladım. Grup programlarıma maksimum 20 kişi alıyordum ve en son açtığım grup programıma o kadar çok talep gelmişti ki aynı anda 8 adet 20'şer kişilik grup açmak durumunda kalmıştım. Durum böyle olunca kendimi heba etmeden bu talebi nasıl doyurabilirim, nasıl zamanımı daha çok harcamadan daha çok kişiye ulaşarak daha çok kişinin programlarımdan faydalanmasını sağlayabilirim diye düşünmeye başladım. İşte bu noktada SelenleHafifle Platformu'nu açmaya karar verdim.
SelenleHafifle Platformunu ne zaman kurdunuz?
SelenleHafifle Platformunu pandemi döneminde yani Ekim 2020'de kurdum. Şu ana kadar platforma 4000'den fazla kişi üye oldu. Öncelikle hedefimiz Türkiye'de daha çok kişiye erişmek, daha çok kişinin hayatına ve sağlığına güzel bir dokunuş yapmak, onların hedeflerine ulaşmasını sağlamak.
Alkateryan Metodu nedir?
Alkali beslenmenin yoğun tempolu hayata sahip kişilerde veya sosyal hayatı hareketli olan insanlar için sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Sürekli çiğ sebzeler, sebze suları bulmaya çalışmak günlük hayat koşuşturmacası içerisinde veya sosyal etkinlikler sırasında çok zor olabiliyor. Bu sebeple alkali beslenme de neticede diğerleri gibi bir çeşit "diyet" olarak kalabiliyor. Evet çok etkili bir diyet ama sonuçta "diyet". Ve benim bugüne kadar deneyimlerime göre diyetler uzun vadede asla işe yaramıyor. Hepsi geçici çözümler oluyor. Akdeniz Beslenmesi ise aslında beslenmeden çok bir çeşit yaşam tarzı felsefesi. Türk olarak bizim kültürümüze de oldukça yakın bir beslenme yaklaşımı. Bol zeytinyağlı sebze ve balık ağırlıklı, beslenmenin temeline sevdiklerimizle uzun uzun oturulan, yavaş yavaş, anda kalarak yenen öğünleri koyan bir yaklaşım. Alkateryan metoduyla hem Alkali Beslenme mucizesini deneyimleyebiliyor hem de Türk mutfağıyla da uyumlu olan Akdeniz Beslenmesi'ni günlük hayatımıza rahatça adapte edebiliyoruz. Bu metodu uygulayanlar diyet yapmadan, kalori saymadan, besin gruplarını hayatlarından çıkarmadan hızlıca kilo vermek, daha enerjik ve zinde hissetmek, daha sağlıklı bir sindirim sistemine, daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak, daha canlı, parlak saç ve cilde sahip olmak gibi sonuçlara ulaşabiliyorlar.
Bugüne kadar kaç kişiyi hedeflediği kiloya ulaştırdınız?
Platforma şu ana kadar 4000 tekil kişi üye oldu. Platformda üyeler ilk ay içerisinde ortalama 4 ila 12 kilo arası kilo kaybı gözlemliyor. Üye olanların %80'i hedeflerine ilk 2 ay içerisinde ulaştı. Düzenli olarak yaptığımız anketlerde ise platform üyelerinin %70'i SelenleHafifle Platformunda edindiği bilgileri yaşam tarzı alışkanlığı olarak sürdürülebildiklerini beyan ettiler.
Çalıştığınız kişilerin profili nedir?
Genelde yoğun çalışan veya yoğun bir hayata sahip olan kişiler. Örneğin beyaz yaka çalışanlar, girişimciler veya her işe koşan yoğun anneler. Bireysel koçluk danışanlarım ise genellikle CEO'lar, CMO'lar banka genel müdürleri, dünya çapında tanınan start-up girişimcileri.