ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde bölgede bulunan herkesin hayatını geri dönülmez biçimde etkiledi. Köylülerinden merkezde yaşayanlarına, hayvanlardan doğasına kadar. Ancak sahip oldukları koşullar ve özellikler nedeniyle dezavantajlı vatandaşlar daha çok sarsıldı. Bunların başında da engelli bireyler geliyor. Kahramanmaraş Down Sendromu Derneği Başkanı Zeynep Nur Yerhan da bu konuda elinden geleni ardına koymayan insanlardan sadece biri. Hem dernekte hem de Özel Hamidiye Bekir Topçuoğlu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi (DOKMER)'de engelli bireyler ve aileleri için seferber olan Zeynep Hanım ve eğitmenler, yaraları bir nebze de olsa sarmak için ellerinden geleni yapıyor. Hem bölgedeki ihtiyaç sahiplerini haberdar etmek hem de faaliyetlerini duyurmak amacıyla Zeynep hanıma ulaştık ve çalışmalarını sorduk. Depremin gizli kahramanlarından Zeynep Nur Yerhan da şöyle anlatı:
FİZİKSEL VE ZİHİNSEL GELİŞİMLERİNİ SAĞLAMAK İÇİN...
"Kahramanmaraşlı iş insanı Alper Topçuoğlu beyefendinin annesi ve babası adına yaptırdığı Özel Hamidiye Bekir Topçuoğlu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi (DOKMER) özel gereksinimli insanlara doğumdan itibaren hizmet veren bir yaşam merkezi. Merkezimizde özel bireylerimizin fiziksel ve zihinsel gelişimlerini sağlamak için günümüz dünyasının en gelişmiş metot ve yaklaşımları en modern fiziki donanım ile birleştirilirken ailelerimizin de eğitimi ve istihdamı ile sürece dâhil edildiği bütüncül bir yaklaşım benimseniyor. Bu kapsamda merkezimizin bünyesinde yer alan destekli istihdam iş koçluğu programı ile eğitimi tamamlanan gençlerin istihdamda yer almaları sağlanıyor. Böylece başkalarına bağımlı olmadan yaşama dâhil olmaları hedefleniyor."
EĞİTİM MERKEZİ BİR BARINMA MERKEZİ HALİNE GETİRİLDİ
"Bilindiği üzere 6 Şubat'ta yaşanan iki büyük deprem bölgemizde ve şehrimizde büyük yıkım ve acılara sebep oldu. Birçoğumuzu yemek ve barınma gibi temel insani ihtiyaçlarımızdan dahi alıkoydu. Bu süreçte yaşanan acıları, açılan yaraları tedavi etmek için gösterilen dayanışma bizleri ayakta tutan ve umut veren en büyük güç oldu. Devlet kurumlarımız, sivil toplum kuruluşları, bireysel olarak tüm vatandaşlarımız ve hatta depremzede konumundaki bölge insanlarımız dayanışma içinde yıkılan tuğlaları yerine koymaya çalışıyor. Bu amaçla, DOKMER ailesi olarak, sorun yerine çözümün parçası olmak ümidiyle ilk günden bu yana kapılarımızı açtık ve evlerine giremeyen, sığınma ve barınma yeri bulamayan ailelerimizi kabul ettik. Aslında burada eğitimcilerimiz inisiyatif alarak ve gönüllü olarak eğitim merkezini bir barınma merkezi haline getirdiler. Sınıflar, terapi odaları ve fizyoterapi salonları yatakhanelere dönüştü. Okulumuz engelli çocuğu olan ailelere öncelik verilmek suretiyle yaşlılara ve diğer tüm depremzedelere yuva oldu. Türkiye'nin birçok yerinden sivil toplum kuruluşları bizimle iletişim kurarak doğrudan yardımlarını bizlere ilettiler. Ülkemizdeki birçok engelli derneği kendi organizasyonlarını kendi şehirlerinde oluşturdular ve hem insani yardım hem ürün, hizmet ve insan kaynaklarını seferber ederek bize ulaşmasını sağladılar. Aynı zamanda yurtdışı kaynaklı resmi ve sivil organizasyonlar depremden çok kısa bir süre sonra merkezimize ulaştı. Yaşam merkezimizde yer alan down cafe sayesinde ise ilk günden itibaren gıda problemi yaşamadan misafirlerimize yemek ikram edebildik. Bu süreçte gönüllü aşçılar merkezde kalan 300'ü aşkın kişiye gönderilen yardımları kullanarak üç öğün yemek çıkartabildi. Merkezde yer alan eğitim materyalleri ve oyuncaklar çocukların bu uzun süreçte içinde bulundukları durumu bir nebze de olsa rahat geçirmelerini sağladı. Kurumumuzda çalışan görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi ve çocuk gelişimi öğretmenleri havanın güzel olduğu dönemlerde bahçede çocuklarla etkinlik yapabilme şansı buldu."
AYNI ZAMANDA SAHADAKİ ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR
"Eğitim merkezindeki misafirlerimiz için bu çalışmalar yapılırken dışarıda kalan ailelerimizi yalnız bırakmadık. Şehirde muhtelif yerlerde veya çadır kentlerde kalan özel gereksinimli çocuğu olan ailelere yönelik de saha ekibi kurarak onların güncel ihtiyaçlarını tespit edip bu ihtiyaçların teminini ve teslimini gerçekleştirdik. Bu anlamda yüze yakın ailenin sahadaki ihtiyacını giderdik. Sahadaki tüm bu çalışmalarımız devam ederken artık daha önemli bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz. Bu dönem fiziksel yaraları sarıp çocuklarımızın ve yetişkinlerin ruhsal ve duygusal yaralarını tedavi etme dönemi olacak. Bu büyük felaketin özellikle çocuklarımızda ömür boyu taşıyacakları bir yük haline gelmeden gerekli önlemlerin alınmasının barınma kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda da merkezimizde görevli tüm uzmanlarımız ile birlikte psikolojik destek talep eden herkese kapılarımız açık olacak. Depremzede olmalarına rağmen bu gönüllü seferberlik hareketinde yer alan tüm personelimizin, eğitimcilerimizin ve idarecilerimizin bu olağanüstü gayretini bizi takip eden herkesle paylaşmayı çok önemsiyorum. Milletçe çok büyük yaralar aldığımız bu deprem felaketinin ise fert fert her birimize ne düşüyorsa gayret ve inançla çalışarak aşılacağına inanıyorum."