Kadim şehir Adıyaman

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com

Bir şehir hayal edin, dağında heykelleri olan...

Nereye baksanız tarih, neresini gezerseniz bereketli topraklar...

Hamurunda huzur, ruhunda barış var...

Hoşgörü şehridir, Adıyaman kendi yaman kadim şehir... Adıyaman o kadar farklı bir şehir ki, ya benim gibi çok seversiniz ya da kıskanırsınız. Son gelişimden bu yana kent epey büyümüş… Ama benim aklımda o mis gibi yemekler; Adıyaman Kebabı, Besni Tava, içli köfteler, Adıyaman’a özgü katmerler ve daha fazlası. Ama önce bu tarih kokan huzur şehrinde bir yolculuğa çıkalım.

NEMRUT DAĞI EFSANESİ

O kadar güzel bir yer ki, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde… Yani sadece Adıyamanlılara değil tüm dünyaya emanet Nemrut Dağı ve tanrı heykelleri… Kommagene Kralı 1. Antiochos bu güzel dağa harika Yunan tanrıları heykelleri yaptırmış. Kendisi de tanrı olmak istediği için yanlarına bir de kendi heykelini diktirmiş. Bu heykelleri hem doğu terasında hem de batı terasında görmeniz mümkün. Ama benden söylemesi batı terasındaki heykeller daha büyük ve daha güzel. Orada yapılan kazılarda ortaya çıkan Kral 1. Antiochos’un mezarının gizemi hâlâ çözülemedi… Çünkü yapılan tüm çalışmalarda hâlâ gizli olduğu belirtilen tüneller ve mezar bulunamadı. Ama bilinen o ki, kral henüz ölmeden bile orada kendisi için ayinler yaptırmış. Tümülüs’te gizli kalan sırlar bir gün elbette aydınlanacaktır. Kesinlikle gitmeniz gereken önemli yerlerin başında gelir. O tanrı heykelleriyle aynı hizadan güneşin doğuşu veya batışı o terasta muhakkak izlenmeli, bu güzelliği görmezseniz pişman olursunuz…

KIZILİN MAĞARALARI’NDA KEŞFE ÇIKMAK

Besni’de gezip dolaştıktan sonra Kızılin Mağaraları’nın görkeminden bahsettiler bize, “Kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında Kızılin Kaya Mezarları ve Mağaraları geliyor” denildi. Fırat Nehri kıyısı boyunca kayaları düşünün, o kayaların aynı zamanda insan eli ile oyularak yaşam alanlarına dönüştüğünü ve tam ne zaman olduğu bilinmese de insanların burada barınmak ve saklanmak için hayat sürdürdüklerini... İlk bakışta bana biraz Halfeti ve eski Hasankeyf’i anımsattı. Kızılin için çok güzel projeler yapılmış, umarım hayata geçer. Çünkü bu mağaranın Adıyaman ve Güneydoğu turizmine çok katkı sağlayacağına inanıyorum. O kaya mezarları ve mağaralara tekneler ile ulaşmanız mümkün. Biz de 3 katlı mağaraya yolculuk yaptık. Ben ruhu olan yolculukları seviyorum. İşte burası tam da öyle bir yer…

PERRE ANTİK KENT’E YOLCULUK

Adıyaman’a 5 km uzaklıkta Örenli Mahallesi sınırları içerisinde Perre şehri… Aslında Kommagene ülkesinin 5 büyük şehrinden biri ancak, günümüze çok az bir kalıntı ulaşmış. Antik kentte sur duvarları, halen halk tarafından kullanılmakta olan çeşme ve 200’e yakın kaya mezarının bulunduğu Nekropol yani mezarlık bulunmakta… Şehre çok yakın olduğundan bence gezilmesi gereken önemli yerlerin başında geliyor. Ve orada bol bol fotoğraf da çektirebilirsiniz.

CENDERE KÖPRÜSÜ’NÜN HİKAYESİ

Adıyaman’a 55 km mesafede, bugün Eskikale olarak bilinen bir antik yerleşim bölgesinde bulunmaktadır. Kahta ve Sincik’i birbirine bağlar. Romalıların yaptığı ikinci en geniş kemerli köprü. 120 m uzunluğunda ve 7 m genişliğinde. Her biri 10 ton ağırlığında 92 kayadan meydana gelir.

Köprünün üstündeki Latince bir yazıttan anlaşıldığına göre Roma İmparatoru Septimius Severus, bu köprüyü karısı ve oğulları adına yaptırılmış. Orijinalinde 4 korint sütun bulunduğu Kahta tarafındaki ikisinin Septimius Severus ve eşine, Sincik tarafındaki ikisinin ise oğullarına adandığı biliniyor. Ancak oğullardan Geta’ya ait olan sütun, onu öldüren ve kardeşine ait her şeyi yok etmek isteyen Caracalla adlı kardeş tarafından yıktırılmış. Bu kadar güzel gezinin ardından neler mi yedim? Kebapçı Beko’da Adıyaman Kebabı, Sultan Sofrası’nda yöresel lezzetler, katmer, Besni Tava ve mis gibi Adıyaman usulü çiğ köfte… Hepsi birbirinden güzeldi. Sırf kebap için Adıyaman’a tekrar gideceğim. 

Daha anlatılacak çok yer var daha yazacak yok tarih, başka bir yazıda görüşmek dileğiyle hoşçakalın…