İzolasyon yine en önemli kozumuz

Covid-19'un etkisi henüz geçmemişken bir pandemiye daha yol açan Maymun Çiçeği virüsü hızla yayılmaya başlıyor. İnsanların aklındaki soru ise 'Yeniden evlere kapanacak mıyız?'' oluyor. Bu konuda rahatlatan açıklama ise Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Esra Ergün Alış'tan geldi: ''Teorik olarak evlere kapanmayı gerektirecek bir hastalık olduğunu düşünmüyoruz. En büyük bulaşma yolu, ciltte temas. Kişi kendisinde içi sıvı dolu bir lezyon gördüğünde kendisini izolasyona alırsa bulaşıcılığın önüne geçmiş olur.''

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Dünya yeni bir virüs ile karşı karşıya... Maymun Çiçeği virüsü kıtalara, ülkelere hızla yayılıyor. Covid-19 ile yaşanılan sürecin etkisi henüz geçmemişken ortaya çıkan maymun çiçeği virüsü insanlarda paniğe yol açmaya başladı. Ülkemizde de vakaların görülmesiyle birlikte en merak edilen konu nasıl bulaştığı ve ölümcül tehlikesinin olup olmaması oldu. Biz de Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Esra Ergün Alış'a bu virüsün ne olduğunu, nasıl bulaştığını ve korunma yolarını sorduk. İşte cevabı: "Maymun çiçeği virüsü, çiçek hastalığı grubundan olan bir virüs ailesinden yayılan bir hastalık. Ciltte suçiçeği benzeri, içi su dolu kabarık lezyonlar oluşturuyor. Bunun yanı sıra lenf bezlerinde şişkinlik ateş, yaygın vücut ağrıları, döküntü gibi bulgular da oluşturabilen bir hastalık. En büyük bulaşma yolu; ciltte temas. Ciltte temas olduğundan cinsel yolla bulaş da olabiliyor. Bir diğer risk de bu hastaların bakımını sağlayan kişilerin hastaların çamaşır, nevresim gibi eşyalarıyla temasta bulunması. İnsandan insana bulaş da büyük solunum yolu damlacıkları da etken olabiliyor. Hasta kişilerle yakın temasta bulunan, bakımlarını sağlayan kişilerin çarşaf, nevresim o tarz şeyleri değiştirirken, yakın temastayken maske, eldiven, önlük gibi kişisel koruyucu ekipmanlar kullanımı önemli. Aslında ölümcüllük oranı çok düşük bir hastalık. 1958'de maymunlarda ve 1970'de ilk defa insanlarda tespit edilmesinden sonra çeşitli ülkelerde zaman zaman salgınlar da yapmış. Salgını, olması gerekenden fazla görülen hastalık olarak tanımlayabiliriz. Pandemi ise birden fazla ülkelerde hatta kıtalarda görülebilen hastalık bu anlamda, kelime anlamıyla bir pandemi kabul edebiliriz. Fakat buradaki insanların merak ettiği, aklına takılan soru Covid'deki gibi evlere kapanmayı gerektiren bir hastalık olur mu, teorik olarak bunu beklemiyoruz. Kişi kendisinde içi sıvı dolu bir lezyon gördüğünde kendisini izolasyona alırsa önüne geçmiş olur. Maymun çiçeği hastalığı teyit edilen hayvan veya kişilerle temas edenlerin son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmesi de olası vaka tespiti açısından önemli.Genel olarak hafif seyreden, 2-4 hafta içinde kendiliğinden geçen bir hastalık. Fakat bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ağır seyredebiliyor, ikincil bakteriyel enfeksiyonlar eklenebiliyor.Maymun çiçeği hastalığı için şimdilik yaygın bir tedavi yok. Şimdiye kadar görülen olgular, sidofovir, brinsidofovir, tekovirimat isimli antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini uygulanarak kontrol altına alınmış. Her iki hastalık için de hasta olan kişilerin ve yakın temaslıların izolasyonu en önemli korunma. Covid için aşı süresi geçmiş kişilerin hatırlatma dozlarını olmasını da bu vesileyle hatırlatalım.

SALGINLAR OLMAYA DEVAM EDECEK

Virüslerin neden artık böyle pandemiye yol açtığını soruyorum, Dr. Alış'a ve şöyle diyor: "Aslında insanlık tarihinde avcı yaşamdan beri salgın hastalıklar hep oldu, hep olacak. Toplu yaşama geçiş, topluluklar arası ticaret, ulaşımın kolaylaşması yani uygarlığın gelişmesi salgın hastalıkları arttırdı. Savaşların kazanılması- kaybedilmesinde, hatta Amerika'nın keşfinde, bazı bölgelerde feodalizmin bitmesinde, Maya uygarlığının sonlanmasında, rönesansın başlamasındaki başlıca nedenlerinden birisi o dönemdeki salgın hastalıklar. Yakın dönemimizde de mesela ilk vaka 1981'de tanımlanan HIV hastalığı da salgın hastalık olarak kabul ediliyor. 2009 yılında da H1N1 Domuz gribi salgını da bu boyutta olmasa da ciddi bir salgındı. Şimdiye kadar olan salgın hastalıkların tecrübesi ile hızlı hareket ve önlem alma, gene hızlı geliştirilen aşılar, karantinalara rağmen bugüne kadar Covid-19'a bağlı milyonlarca kişi vefat etti. Salgın hastalıkların hep olmasını beklesek de umarım bu boyuttaki son pandemi olur."

TESTLERİ AKSATMAMAK GEREKİYOR

Covid-19 ile ilgili de bir değerlendirmede bulunan Alış, bu sonbaharın nasıl geçeceğini insanların belirleyeceğini anlatıyor: "Sars-Cov-2 virüsü bir RNA virüsü. RNA virüsleri yapı olarak mutasyona çok yatkın virüsler. Geniş alanlara yayılması, hızlı bulaşması mutasyon olasılığını ne yazık ki arttırıyor. Şu andaki bilgilerimizle, korunmaya ve hastalığı daha hafif geçirmeye yardımcı en büyük desteğimiz aşılar. Aşı olunca Covid olunmayacağı beklentisi, uzun süren kapanma dönemlerinin verdiği yılgınlık, yaz- tatil döneminin gelmesi, hastalığın son varyantının hafif geçmesi, ekonomik ve sosyal birçok faktörün de etkisiyle sadece bizde değil, genel olarak tüm dünyada önlemler gevşedi. Yeni ve ağır seyreden bir mutasyon olmadıkça geçtiğimiz dönemlerdeki kapanmaların olmasını beklemiyoruz. Ama bu kişisel ve risk grubunda yakınlarını olan bireylerin sanki Covid hiç yokmuş gibi davranmasıyla sonuçlanmamalı. Bu dönemde 'Klima çarptı, soğuk içtim o yüzden boğazım ağrıdı' şeklinde düşündüğü için test yaptırmayan veya evde hızlı test yapıp pozitif çıktığı halde bir hastanede PCR yaptırıp kayıt altına aldırmayan ne yazık ki çok kişiye rastlıyoruz. Siz hastalığı hafif geçirebilirsiniz ama taşıdığınız kişi bu kadar şanslı olmayabilir. Burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi bulguları olan kişilerin imkânı varsa test yaptırması ve o sürede kendisini izole etmesi gerekir. Bu anlamda sonbaharın nasıl geçeceğini tüm dünya olarak bizler belirleyeceğiz."