BAŞAK BIÇAK / basakbicak@gmail.com
AMADEUS
Müzisyen biyografilerinden bahsedildiğinde, F. Murray Abraham’ın Wolfgang Amadeus Mozart yorumuyla nefes kestiği ve bu sayede Oscar kazandığı Amadeus şüphesiz akla ilk gelen filmlerden olacaktır. Milos Forman yönetimindeki film, 8 Oscar’ı birden elde etmeye hak kazandı.
BIRD Jazz efsanesi Charlie Parker’ın biyografisini anlatan Bird, Forest Whitaker’ın oyunculuğuyla göz doldurduğu ve Golden Globe’u kucakladığı film oldu. Filmin yönetmeni ise Clint Eastwood… THE DOORS Tıpkı geçtiğimiz yıl izlediğimiz Freddie Mercury biyografisinde olduğu gibi, epey genç bir yaşta, 27 yaşında ölen The Doors grubunun solisti Jim Morrison’ın hayatını ele alan film için grubun üyeleri, Morrison’a hayat veren Val Kilmer’ın sesinin gerçek Jim’den ayırt edilemeyecek kadar iyi olduğunu söyleyerek Kilmer’ın performansını takdir ettiler. RAY Jamie Foxx’un, performansıyla Oscar ödülüne layık görüldüğü Ray, yine bir Jazz efsanesini, Ray Charles’ı anlatıyor ve biyografi türünün en önemli filmlerinden birine dönüşüyor. WALK THE LINE (2005) Şu sıralar Joker’le anılan Joaquin Phoenix’in, country müziğinin ilahlarında kabul edilen Johnny Cash’e hayat verdiği Walk The Line, Phoenix’in tüm şarkıları kendisinin seslendirmesiyle ayrı bir yerde konumlanıyor. LA VIE EN ROSE (2007) Kaldırım Serçesi olarak tanınan Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın dramatik yaşamını anlatan La Vie En Rose, Marion Cotillard’ın en iyi performanslarından birini gösterdiği film oldu. BOHEMIAN RHAPSODY (2018) Geçtiğimiz sene Oscar yarışının tartışmasız en çok konuşulan filmi, Bohemian Rhapsody’ydi. Efsanevi müzik grubu Queen’in solisti Fredie Mercury’nin hayatına odaklanan film, ödüllerinden çok Rami Malek’in dönüşümü ve hayranlık uyandıran performansıyla hafızalara kazındı. THE ROCKETMAN (2019) Gelmiş geçmiş en iyi sanatçılar arasından gösterilen Elton John’un yaşam öyküsü ölmeden bir biyografiye konu oldu. Sanatçının en meşhur şarkıları arasında yer alan Rocket Man ile adlandırılan film müzikal türünde muadillerinin önüne geçmeyi başaramasa da, temiz işçiliği, fantastiğe yakın duran stili ve Taron Egerton’ın leziz performansıyla iyi bir filme dönüştü.