İstanbul’un eşsiz sokaklarında sıra dışı gösteri

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

İstanbul’un tarihi semtlerinden Eminönü, eşsiz bir gösteriye ev sahipliği yaptı. Dünyanın en iyi slackline sporcularından biri olan Red Bull sporcusu Alex Mason, uzun süre unutulmayacak gösterisini Eminönü’nün nostaljik sokaklarında bulunan apartmanların arasında yaptı. Bu vesileyle usta sporcuyla yaptıklarına dair sohbet ettik. 

Slackline’ı ilk gördüğün zamanı hatırlıyor musun? 

Aslında slackline’ı ilk görüşüm 5-6 yaşlarındaydı ve ne olduğunu hiç bilmiyordum. Daha kısa bir iple yapılan tricklining gibi olmadığı için insanlar çok etkileyici hareketler de yapmıyordu açıkçası. Ama benim bir hayli ilgimi çekmişti. 

Slackline ile ilgilenmeye ne zaman başladın? Ne zaman profesyonel sporcu oldun?

On yaşındayken ikiz kardeşimle kaya tırmanışı rekabetlerine katılmaya başladık. California’da bir spor salonunun bu spora yönelik çok donanımlı bir düzenekleri vardı. Her yıl özellikle “bouldering” adı verilen, yapay tırmanma duvarlarına tırmanmayı gerektiren dal ile kendimi geliştirmeye yoğunlaştım. Çoğu zaman bu sporu yaparken yoruldum, sakatlandım. Sakatlandığım zaman ise geçmesini beklerken yapacak bir şeye ihtiyacım vardı. Ben de ne zaman yorulsam slackline ile zaman geçirirdim. Zaten o zamanlar her gün spor salonunda tırmanış yapıyordum. Slacklining’ı çok sevdiğimi ve bundan keyif aldığımı fark ettim. Bundan sonra spor salonuna gittiğimde ağırlıklı olarak üzerinde çalıştığım şey slacklining oldu, onun üzerinde hareketler yapmaya yoğunlaştım. Bu şekilde de devam etti.

SLACKLINER’IN EN GENÇ ÜYESİ BENDİM

16 yaşındayken slackline’da dünya şampiyonluğu kazandın. Dünya Şampiyonası deneyiminden biraz bahsedebilir misin?

Yeteri kadar uzun bir süredir slacklining yapıyordum ve bu süre içinde yeteri kadar hareket yarattım. O zamanın en tutarlı slackliner’ı bendim. Slackliner camiasının gördüğü en genç üye de bendim. Yaptığım hareketlerde çok yaratıcı ve tutarlıydım. Bu yaratıcılık ve tutarlılığın bana yardımcı olduğunu düşünüyorum. Yarışma süresince de tüm bunlar göz önünde bulunduruldu ve bu şekilde ilerledi. 

Bize antrenman yapma rutininden de bahseder misin? 

Şu an genellikle proje bazlı antrenmanlar yapıyorum. Okulda da olduğu gibi, her projenin kendine özgü bir süreci var. Örneğin, bazı projeler sadece highlining ağırlıklı. Ama eğer bir rekabet için hazırlanılıyorsam her gün saatlerce antrenman yapıyor, hareketlerimi mümkün olduğunca büyük ve etkileyici yapmaya uğraşıyorum. Şu an çoğunlukla projeler için antrenman yapıyorum, çünkü kariyerimin yönelimi bunu gerektiriyor. 

Hareketlerini önceden mi belirliyorsun yoksa o an ne yapmak istersen onu mu yapıyorsun? 

Hareket yaratmanın gerçekten de iki yolu var; bilerek ve kazayla. (gülüyor) İlk yolu çoğunlukla bir hareketi denersiniz, havada adeta kaybolursunuz. Diğer yol ise şu ana kadar kimsenin yapamamış olduğu bir hareketi düşünüp trambolin üzerinde antrenman yaparak dönüş hareketlerini mükemmelleştirmekten geçer. Yani önce hareketi slackline’ın üzerinden alıp sonra slackline üzerine yerleştirerek hareketi yaratırsınız ve büyük hareketler bu şekilde oluşur. Hiç kimse kazayla üç takla hareketini yapamaz. 

ARKADAŞINIZA KAHRAMAN DEMEK KOLAY DEĞİL

Bu sporda bir kahramanın var mı? Ya da takip ettiğin birileri? 

Tam olarak bir kahramanım var diyemem, ama çok fazla yol göstericim var. Spora başladığım salonun sahibi Damian Cooksey ve Andy Lewis’in bana çok yardımı dokundu… Yani çok saygı duyduğum çok büyük bir insan grubu bana slackline yapmayı öğretti ve şu an olduğum yere gelmemi sağladı. Kahraman çok büyük bir kelime. Arkadaş olduğunuz biri için kahramanım demek çok da kolay değil. 

Andy Lewis ile arandaki ilişki de arkadaşlık gibi yani? 

Evet, kesinlikle. Arkadaşlık ve karşılıklı saygı diyebilirim. Belki 12-13 yaşlarında olsaydım Andy kahramanım olarak düşünülebilirdi ama o zaman onu çok iyi tanımıyordum. Başka insanlar için Andy kesinlikle bir kahraman olabilir. Çünkü harika işler yaptı, ama ben şu an onu kahramanım demek için fazla iyi tanıyorum. Ona kahramanım demem kendine güvenini fazla arttırırdı. (Gülüyor)

Slackliner olarak gelecekte gerçekleştirmeyi planladığın bir hedefin var mı? 

Şu an sadece var olan projelerimle devam etmek istiyorum. Mümkün olduğunca seyahat etmeyi ve sporu gidebileceği yöne doğru iteklemeyi, çocukların ilgisini bu yöne çekebildiğim kadar çekmeyi ve sporu yeni seviyelere ulaştırmayı amaçlıyorum. 

GOLDEN STATE WARRIORS’IN HAYATIMDAKİ ETKİSİ BÜYÜK

Başka sporlara ilgin var mı? 

Evet, kayak yapmakla ilgileniyorum.

Yani daha çok ekstrem sporlarla ilgileniyorsun değil mi? Futbol gibi sporlarla bir ilgin var mı? 

Evet daha çok ekstrem sporlar diyebilirim. Biraz basketbola ilgim var. Oakland Bölgesi’nde büyüdüm, orada Golden State Warriors’ın hayatımdaki etkisi büyük. 

Söylenilenlere göre Red Bull ile oldukça havalı projeler yapıyormuşsun. ‘Güneş tutulması’ projesi gibi… Şimdi ise başka bir proje için İstanbul’dasın. Bu İstanbul’a ilk gelişin mi? 

Hayır, aslında bu İstanbul’a ikinci gelişim. Daha önce buraya ailemle gelmiştim. Sonradan İstanbul’un tarihi kısmının fotoğraflarını gördük ve hoşumuza gitti. Sonra da Andy’i burada bir proje yapmaya ikna ettik. Andy’den buraya gelip şehri keşfetmesini rica ettik. Sonra olaylar birbirini takip etti ve buraya gelip çekimimizi yaptık.

Bu projeyi ilk duyduğunda nasıl hissettin? 

Bu fikre zaten 5-6 yıl öncesinden sahiptik. Red Bull aslında bu proje gibi bir yarışmayı highlining olarak İtalya’da düzenliyor. Yani aslında daha önceden aklımdaydı. Aklımın bir köşesinde yıllardır var olan bir projeyi sonunda gerçekleştirebilmek çok iyi oldu. Bunu Türkiye gibi harika bir yerde yaptığımız için de çok mutluyum. Çekimler için mükemmel bir ortam sağladı ve arkasındaki hikâye de çok güzeldi. Bitirdiğimiz için çok mutlu oldum, neye dönüşeceğini görmek için de sabırsızlanıyorum. 

ÇOCUKLARA İLHAM VERMEK GURUR VERİCİ

Buradaki çocuklara da ilham verdiniz. Çocuklara ilham vermek ve küçük bir ihtimal de olsa bazılarının bu sporu ve seni daha fazla araştırmasını sağlamak nasıl bir duygu? 

Yeni bir yere gelip slacklining’i hiç duymamış olan insanlara bu sporu göstermek çok güzel bir deneyimdi. Hatta boş zamanımda kaykay yaptığımda bile profesyonel bir seviyede kaykay yapmamama rağmen insanların bunun için bile heyecanlandığını gördüm. Buradaki çocuklar sanırım Red Bull’un projelerini ya da ekstrem spor faaliyetlerini çok göremiyorlar. Örneğin, ben buraya geldiğimden beri tek bir kaykay bile görmedim gençlerde. Slackline’dan bahsetmiyorum bile (gülüyor). İnsanlara yeni bir şey göstermek, kültürler arası bir bağlantı kurmak her zaman harika hissettiriyor; gerçekten benim için çok ilham verici. Eğer bir gün bu sporlara dâhil olurlarsa bu çok güzel olurdu, Türkiye’de de bir slacklining topluluğu var mesela. İnsanların oralara uğraması güzel olurdu. Bunları paylaşabilmek ve dünyayı gezmek muhteşem bir duygu!