İstanbul'a ait bir müzik var

''İstanbul başlı başına müzik cenneti. İstanbul'a ait bir müzik, İstanbul musikisi var. Dolayısıyla bu konuda ne kadar çalışılsa az kalır.'' diyen müzisyen Hakan Dedeler İstanbul müzik literatürüne hacimli bir katkıda bulundu. Dedeler'in alanında yetkin 35 ismin kaleme aldığı makalelerden oluşan Müzik İstanbul adlı kitabı Esenler Belediyesi tarafından okura ulaştırıldı.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Esenler Belediyesi son yıllarda kültür yayıncılığı anlamında bir adım öne çıkan yerel yönetimlerin başında geliyor. Yakın zamanda okurla buluşturduğu Müzik İstanbul da şehrin müzik kültürünü ansiklopedik çapta kayda alan çok kıymetli bir çalışma. Bu eseri yayına hazırlayan müzisyen Hakan Dedeler'e İstanbul Müziği'ni ve bu kitabın ortaya çıkış sürecini konuştuk.

İstanbul zengin bir müzikal birikime sahip. Peki bu birikim üzerine yeterince akademik ve literatür çalışması yapılıyor mu?

İstanbul dünyanın kültür metropollerinden ve en önemli kültür duraklarından biri. Bütün dünyadaki entelektüellerin, müzisyenlerin, yazarların, ressamların bir çoğu İstanbul'dan geçmiştir. Dolayısıyla elimizde çok fazla argüman var bu konuda. Özellikle müzik alanında da batılı bestecilerin ve derleme için gelen insanların olması bize önemli kaynaklar oluşturuyor. Zaten İstanbul başlı başına müzik cenneti. İstanbul'a ait bir müzik, İstanbul musikisi var. Dolayısıyla bu konuda ne kadar çalışılsa az kalır. Çünkü çok fazla konu ve argüman var. İstanbul için kurulan araştırma merkezlerinde ve bireysel çalışmalarla da İstanbul'un müzik kültürü irdeliyor. Bu mutluluk verici bir şey.

Esenler Belediyesi kültür yayını olarak çıkan Müzik İstanbul'un çerçevesi nedir? Hangi ihtiyaca binaen ortaya çıktı bu çalışma?

Benim İstanbul'a olan müzik sevgimden ortaya çıktı. Müzisyen olarak İstanbul müziğini ve İstanbul'u çok seviyorum, İstanbul benim ilham kaynağım. Çoğu bestemi bu şehirde yaptım, müzik grubumu burada kurdum. İstanbul'daki yaşantı bana ilham veriyor ve bu ilham sonucu da müzik yapmaya başladım. Müzik yaptıktan sonra da İstanbul'un müzik kültürü üzerine çalışmak istedim ve değerli yazar arkadaşlarımla, istişarelerde bulunarak Müzik İstanbul isimli kitabı meydana getirdik. Bu gerçekten benim İstanbul müziğine olan ilgimin bir ürünü diyebiliriz.

Türk müziği alanında çok önemli hocaların makaleleri var kitapta. Kimler hangi başlıklar altında yazdı örneklendirmek gerekirse?

Müzik İstanbul 35 yazardan oluşuyor. Yaklaşık bin sayfalık hacimli bir kitap oldu. Bu kitapta Süleyman Erguner İstanbul ve Türk musikisini yazdı. Cem Behar Dede Efendi ile ilgili bir makale ile katkıda bulundu. Emre Aracı Naum Tiyatrosu'nu yazdı. Hakan Talu İstanbul Mevlevihaneleri'ndeki müziği yazdı. Süleyman Şenel halk müziği ile ilgili bir makale kaleme aldı. Cemal Ünlü İstanbul Kantosu ile ilgili bir makale ile yer aldı bu çalışmada.

Müzik ve sanat camiası kitabı nasıl karşıladı? Müzik araştırmacıları için nasıl bir veri kaynağı bu kitap?

Müzik ve sanat camiasından çok olumlu bir tepki var. İstanbul müziği bu perspektifte ve bu mantıkta hiç yazılmamıştı. Gerçekten de İstanbul'u irdeleyen, İstanbul müziğini İstanbul'da yaşayan müzikleri anlatan bir çalışma bu zamana kadar yapılmamış. Ben de bu boşluğu gördüğümde nasıl böyle bir çalışma yapılamaz dedim. Hemen bu çalışmaya giriştim. İki yılın sonunda bu eser meydana geldi. Sonuçtan çok memnunum. Müzik camiası, müzikseverler gerçekten çok ilgi gösteriyorlar Müzik İstanbul'a. Bu bizi çok sevindiriyor. Esenler Belediyesi'ne çok teşekkür ediyorum bu kitabın çıkmasına vesile olduğu için. Müzik araştırmacıları için bir kaynak, bir başucu kitabı. Müzik İstanbul için 30'dan fazla makale yazıldı. Mesela Türkiye'de, İstanbul'da gitar eğitimi nasıl başladı diye bir makale var. Bunu irdeledik. Sadece bu kitapta var bu veriler. Bilgi olarak çok yeni bilgiler var. Dolayısıyla bütün akademisyenlere, müzik araştırmacılarına kaynak kitap olacaktır.

İstanbul Müzik Tarihi Müzik İstanbul'da

Kitap Neyzen, Doç. Dr. Süleyman Erguner'in 'İstanbul ve Türk Musikisi' başlıklı makalesi ile açılıyor. Erguner, son derece teferruatlı bir İstanbul Müzik Tarihi kaleme alırken metnin içindeki hatıra ve anekdotlarla da bu tarihi adeta ete kemiğe büründürüyor. Doç. Dr. Uğur Zeynep Güven 'İstanbul'un Çok Kültürlü Müzik Sahnesi'nden söz ediyor. İstanbul müziğinin teori ve eğitimine dair kapsayıcı makaleler Prof. Okan Murat Öztürk, Doç. Elif Damla Yavuz ve Hüseyin Kıyak'ın çalışması ile kitapta yerini almış. Bestekârlar ve Güftekârlar başlığı altında yine müzik araştırmacılarına kaynaklık teşkil edecek başlıklar dikkat çekiyor. Prof. Cem Behar'ın Bir İstanbul Çocuğunun Kısa Biyografisi: İsmail Dede Efendi makalesi şehrin müzik tarihindeki bir mihenk taşına dair zengin bir metin. Dr. Ali Ergur'un İstanbul'un Kadın Bestecileri bu anlamda İstanbul müziğini oluşturan nahif tona da işaret ediyor. Sazlar ve Sazendeler bölümünde İstanbul'un sazları ve batılı enstrümanların şehre ve dolayısıyla Türk kültürüne dahil oluş hikâyelerini takip etmek mümkün. Halk Müziği bahsinde ise İstanbul'un aslında hafızalarda en çok yer edinen ancak İstanbul müziği denildiğinde çok da üzerinde durulmayan İstanbul Türküleri'ne dair araştırmaları bir araya getirilmiş.

İstanbul Müziğine en güçlü tonunu veren Dini ve Tasavvufi Müzik başlığı hatırı sayılır bir yer tutuyor Müzik İstanbul'da. Prof. Namık Sinan Turan 17. Yüzyılda İstanbul'da Toplumsal Bir Krizin Müzik ve Semâya Müdahalesi, Prof. Safa Yeprem İstanbul Mabedlerindeki Müzikal Tınılar, Refik Hakan Talu İstanbul Mevlevihaneleri'nde Müzik, Uğur Alkan da İstanbul ve Ezan makaleleri ile şehre kimliğini giydiren tasavvufi müziğe dair arka planı detaylandırıyor. Prof. Evren Kutlay'ın Doğunun başkentinde Batının Müziği, Avrupa Müziği, Dr. Emre Aracı'nın İstanbul'un Yitik Operası: Naum Operası, Dr. Nihan Tahtaişleyen ise İstanbul'da Çağdaş Müzik makaleleri ile şehrin müzikal zenginliğe işaret ediyor. Müzik İstanbul'da Popüler müziğin geçmişten bugüne nasıl bir seyir izlediği de İstanbul'un Tangoları Tangoların İstanbul'u, İstanbul'un Kantosu, Kağıthane Şarkıları, Türkiye'de Caz Tarihi İstanbul'la Başlar makaleleri üzerinden okumak mümkün.

Bu kapsamlı esere renk katan ve kapağını da güzelleştiren minyatürler ise İsmihan Züleyha Dedeler'e ait.