İstanbul Modern: Üzerine henüz su sıçramış bir deniz canlısı

Türkiye'nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, 4 Mayıs'ta ziyarete açılan yeni binasını tasarlayan mimar Renzo Piano'yu ağırladı. Piano, İstanbul Modern'i üzerine henüz su sıçramış bir deniz canlısına benzetti.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Boğaziçi'nin ışıltılı sularından ve ışık yansımalarından ilhamla tasarlanan İstanbul Modern'in Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, dünyanın önde gelen kültür sanat kurumları ve müzelerinin tasarımında imzası bulunan Renzo Piano'yla birlikte İstanbul Modern'in teras katında bir basın toplantısı düzenledi. Yeni müze binasının tasarım sürecine ilişkin detaylar aktaran Renzo Piano ise şunları söyledi: "Bu bina Boğaz'ın sularından henüz su üstüne sıçramış bir deniz canlısı gibi. Yerçekimine meydan okuyarak yerden yükselen, böylece bir tarafındaki deniz manzarası ile diğer tarafındaki park ve tarihi Orta Çağ'a dayanan Galata bölgesi arasında şeffaflığıyla ilişki kuran bir bina yapmak istedik. Bakışı engelleyen hiçbir şeyin olmadığı, adeta havada asılı duran bir mekân tasarlayarak çoklu düzlemler oluşturduk. Projeye böylece güçlü bir nitelik daha kazandırmayı önemsedik. Zemin katta, bir ormandaki ağaç gövdeleri gibi derinlik hissi veren kolonlar bulunuyor. Yukarıya doğru birinci, ikinci katlara ve son olarak terasa çıkıyoruz, burada güneye bakınca Boğaziçi'nin sularıyla bütünleşen su havuzuna ve ışığın tanımladığı sonsuzluğa ulaşıyoruz. Kuzeyde ise park ve kent var. Burada kentin tüm bileşenleri bir araya geliyor. Kent de tam olarak budur: Birbiri ardına sıralanan binalar, sokaklar ve birbirine bağlanan mekânların oluşturduğu bütünlük, çoklu düzlemler yaratan bir panorama."

PIANO'NUN TÜRKİYE'DEKİ İLK PROJESİ

Müzenin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu ve ana sponsoru Doğuş Grubu-Bilgili Holding'in ortak katkısıyla inşa edilen İstanbul Modern'in yeni binası Renzo Piano Building Workshop'un (RPBW) Türkiye'deki ilk projesi. Ziyaretçilere çok yönlü bir deneyim alanı sunan yeni müze binasının şeffaf ve erişilebilir tasarımı, İstanbul Modern'in günümüzün sanatsal çeşitliliğinden esinlenen sergi ve programlarının içeriğiyle de örtüşüyor. 10.500 metrekarelik kullanım alanına sahip beş katlı müze binası, büyük sergi salonları, çok amaçlı mekânlar, ofisler, eğitim ve farklı kültürel etkinlikler ile ticari faaliyetlere olanak tanıyan alanlar barındırıyor. Bina, olası kuvvetli depremler öngörülerek çelikle desteklenen betonarme kolonların oluşturduğu 8,4x8,4 metre boyutlarındaki ızgara sistem üzerinde yükseliyor.