İskenderun’un kireçte kabak tatlısı

BEYZA AY FİDANCI

tadindaturkiye@gmail.com

Nur Dağları’na sırtını dayayan, Amanos Dağları’nın eteklerinde kurulmuş, sanayi, deniz ticareti ve turizm alanında hızla gelişen İskenderun’dayız.  MÖ.333 yılında, Asya seferine çıkmış olan Büyük İskender tarafından kurulmuş. Dört mevsimi ayrı güzel, Akdeniz’in incisi İskenderun tarih boyunca hep stratejik bir konumda olmuş, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı nadir yerlerden biri. İnsanların birlikte yaşama alışkanlığını, sevgi, saygı ve hoşgörü temelinde yaşam biçimine dönüştürdüğü kent olan İskenderun’un (Hatay) tarım ürünlerinin çeşitli olması bölgenin mutfağına yansımış. Bölgede; portakal, mandalina, limon bahçeleri ve zeytin önemli yer tutuyor. Köylerinde tandırda biberli ekmek pişirilmesiyaygındır. Sürk denilen çökelek salatası genelde kahvaltılarda çok tüketilir. Her bölgede olduğu gibi, İskenderun’da da patlıcan, biber, kabak, bamya gibi sebzeler kurutularak kışa saklanır.

SOFRALAR BİRLEŞTİRİCİ

İskenderunlular için güzel ve lezzetli yemek önemlidir. Sofralar birleştiricidir. Geçmişten günümüze sofralarda her kesimden insan bir arada olmuştur. Bu sofralar kentin birlik ve beraberliğine de önemli katkı sunmuştur.  İskenderun mutfağı coğrafi yakınlığı nedeniyle Şam, Halep, Lazkiye ve Arap mutfak kültürüyle içli dışlıdır. Tatlı olarak künefe, cezerye, güllaç, lokma ve halka tatlısı yaygın tüketilir. Tadında Türkiye’nin bu haftaki konuğu da, künefeden sonra eşsiz bir tat olan kireçte kabak tatlısı. Tadı çok güzel olan kireçte kabak tatlısının özelliği, kireçte bekletilerek şeffaf, içi yumuşak dışı kıtır kıtır olmasıdır. Sade ya da tahin ve cevizle süslenerek ikram edilir.  İskenderun’daki ustalara göre tatlının asıl lezzeti, İskenderun (Hatay) topraklarında yetişen bal kabağından geliyor. Yapılışının zor olduğunu belirtmekte fayda var. Bu tatlıyı yapmak bilgi, beceri ve ustalık gerektiriyor.

Malzemeler:

l 1 kilo balkabağı l  5 su bardağı şeker l  6 su bardağı su

l  1 yemek kaşığı dut pekmezi 
l  1 çay kaşığı limon tuzu l 300 gram sönmemiş kireç l 3 litre su

Yapılışı:

Sönmemiş kireci akşamdan büyük bir kavanozun içine koyup üzerine suyu ekliyoruz.  Üzerini yarı açık bırakıyoruz. Kabakları iri dilimler halinde doğruyoruz. (İnce doğrarsanız daha sert, kalın doğrarsanız, içi yumuşak dışı sert olur.) Kireç kaymağını yani kirecin üzerine koyduğumuz durulmuş suyu ayrı bir kaba bulandırmadan alıp  kabakları içine atıyoruz. Kabakların suya tam batması için üzerine bir ağırlık koyuyoruz. En az 12 saat beklettikten sonra kabakları alıyoruz. 4-5 kez yıkadıktan sonra çeşme suyuna koyuyoruz. Kireçten tam arınması için 1 saat bekletiyoruz. Bir tencereye su ve şekeri koyup 5-6 dakika kaynatıyoruz. İçine bir yemek kaşığı pekmez katıp karıştırıyoruz ve ılımaya bırakıyoruz. Kabakları duru sudan çıkarıp tekrar yıkadıktan sonra ılık şerbetin içine atıyoruz. Kaynamaya başlayınca altını kısıp ara sıra kevgirle kabakları şerbete hafif bastırıyoruz ve yavaşça karıştırıyoruz ki her yeri eşit olarak şerbeti alsın. 2- 2,5 saat sonra kabaklar şeffaf hale gelince  ocağın altını açıyoruz ve şerbetin kıvam almasını sağlıyoruz. Normal reçel kıvamına gelmesine yakın limon tuzunu atıp 1-2 dakika kaynatıyoruz.  Sıcakken cam bir kavanoza

alıp soğuyunca kapağını kapatıp serin bir yerde muhafaza ediyoruz.