MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Bir mücadelenin, azmin, pes etmemin hikâyesi onunki... On dört yıldır profesyonel olarak basketbol oynayan, sekiz yıldır da Milli formayı terleten Çağla Nur Uzundurukan ile yollarımız bir gazeteci arkadaşımın aracılığıyla kesişti. Hikâyesinden o kadar çok etkiledim ki bir de kendisinden dinlemek istedim. Çağla, 24 yaşında duyma kaybı olan, işitme engelli bir sporcu. Ancak kendi engelinden çok çevresindeki insanların engelleri ile karşılaşmış.
Uzundurukan adını tarihe yazdırmış bir isim aynı zamanda. 2020 yılında transfer olduğu İzmit Belediyespor ile hem Kadınlar Basketbol Süper Ligi hem de Euroleague Women'da oynayan ilk işitme engelli basketbolcu oldu. Ancak bir şekilde engelinden dolayı yoluna ket vuruldu. Ve yükselişini sürdüremedi. Yine de pes etmedi. Bu sezon Güngören Belediyesi formasını giyecek olan Uzundurukan, İşitme Engelliler Kadın Basketbol Takımı ile de 2025 Tokyo Olimpiyatları'na hazırlıklanıyor. Milli forma ile bugüne kadar güzel başarılar elde eden ve takıma inandığını söyleyen Uzundurukan geçtiğimiz günlerde düzenlenen Avrupa İşitme Engelliler Basketbol Şampiyonası'nın da en iyi guardı seçildi.
CİHAZI İLK TAKTIĞIMDA ZORBALIK GÖRDÜM
Genç sporcunun işitme sorunu ilkokula giderken anlaşılıyor. İlk teşhis konulduğunda iki yıl boyunca işitme cihazını takmadığını söyleyen Uzundurukan, "Engelim 10 yaşında fark edildi. Arka sıralarda otuyordum ve öğretmenimi hiç duymuyordum. Evde o zamana kadar fark edilmedi çünkü biz Karadenizli bir aileyiz ve evde yüksek sesle konuşuruz. O yüzden duyabiliyordum. Öğretmenim ailemi okula çağırdı ve işitme sorunumdan dolayı bir doktora gitmemi söyledi. O dönem babamla doktor doktor gezdik ve yüzde 71 duyma kaybım olduğu ortaya çıktı. Cihaz takacağım söylendi. Cihazı taktığım ilk zamanlar okulda zorbalık gördüm, engelli demeye başladılar. Ben de çıkardım. 12 yaşında cihazı yeniden taktığımda, fark ettim ki gerçekten duymuyormuşum. O günden sonra insanların ne dediklerini umursamadım ve takmaya başladım." şeklinde konuşuyor.
BASKETBOLU RAHMETLİ ABİMLE SEVDİM
Basketbola başlama hikâyesi ise işitme engelinden çok önce başlıyor. "9 yaşında başladım basketbola. Çok hareketli, hiperaktif bir çocuktum. Arkadaşlarımla futbol, basketbol oynar yarışlar yapardım. Öğretmenim aileme beni bir spor branşına yönlendirmelerini önerdi. O zamanlar basketbolcu olacağımı hiç tahmin etmezdim. Basketbola başlama sebebim on yıl önce kanserden kaybettiğim abimdi. Bunu daha önce hiç söylemedim sanırım. Abim basketbol oynuyor diye babam da beni oraya gönderdi. Basketbolu abim ile sevdim. O yüzden bu durum benim için çok özel. Abim beni antrenmanlara götürürdü, hayallerimiz vardı." diyen Uzundurukan inişli çıkışlı bir kariyeri olmasına rağmen yeniden yükselişe geçeceğine canı gönülden inanıyor ve bu yönde çalışmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar farklı takımlarda yer alan Uzundurukan, önce İstanbul Üniversitesi'nde oynadı. Daha sonra gelen teklif üzerine Dostluk Spor'a transfer oldu. Burada altı buçuk sene oynadı ancak bu süreçte yarım sezon Mersin Üniversitesi'nde görev yaptı. 2020 yılı ise onun için bir milat. Kadın Basketbol Süper Ligi'nde oynayan İzmit Belediyespor'a transfer olan genç sporcu yarım dönem burada oynadıktan sonra süre bulamadığı için ayrılıp, ikinci ligde oynayan İstanbul Üniversitesi'ne geri döndü. Akabinde Kadıköy Basketbol'da da oynadıktan sonra yeni sezon için Güngören Belediyesi'ne imza attı.
ANTRENÖRLERİM HER ZAMAN DESTEKLEDİ
Bir dönem basketboldan vazgeçme noktasına geldiğini ama Davut Güngör hocasının desteğiyle yola devam ettiğini anlatan Uzundurukan, "17,18 yaşlarındayken basketbolu bırakmayı düşündüm. Dostluk Spor'da oynarken Türkiye Turnuvası'nda Mersin Belediyespor ile karşılaşmıştık. Orada tanıştım Davut Hoca ile. A takıma aldı beni ve büyük bir sorumluluk verdi. Onun dışında da çalıştığım her antrenörümün üzerimde emeği var. Bana inandılar, güvendiler." diyor.
'İYİ OYUNCU AMA ENGELLİ' DENİLDİ
Milli takım hariç kariyerine normal liglerde devam eden Uzundurukan engelinin önüne 2020'den sonra çıktığını söylüyor. O zamana kadar takım arkadaşlarından ya da antrenörlerinden herhangi bir olumsuz cümle duymadığını dile getiren Uzundurukan, süper lige transfer olduktan sonra "Yapamaz!", "Bundan sporcu olmaz!" sözlerini şahit olduğunu anlatıyor: "Basketbolda ortak bir dil var aslında. İmkân verilse bütün işitme engelliler bu liglerde oynayabilir. İyi olan birçok sporcu var. Ben birinci ligde oynamaya başladıktan sonra 'iyi oyuncu ama engelli' sözlerini duydum. Bu düşüncelerden dolayı engelledim aslında. Çok üzüldüğüm bir süreçti. Orada devam edebilseydim bugün başka bir kariyerim vardı belki de. Ama vazgeçmedim. Bölgesel lige döndüm. İşitme cihazım ile oynayabiliyorum liglerde. Sadece Milli takımda çıkarmak zorundasın. O yüzden hiçbir sorun yoktu. Ama böyle oldu. Hırslı biriyimdir, pes etmedim. Neden edeyim ki? Ben başkalarına da örnek olmak istiyorum. Kim ne derse desin yoluma devam edeceğim. Hikâyemi herkes duysun istiyorum. Bizim bilmediğimiz ne hayatlar var kim bilir? Buradan onlara da bir mesaj iletmek istiyorum. Önlerine ne engel çıkarsa çıksın hayallerinden, hedeflerinden asla vazgeçmesinler."
Milli takımdaki başarılarını ve gelecek dönem hangi turnuvalarda yer alacaklarını da konuşuyoruz Uzundurukan ile. Milli Takım'a 2016 yılında giren Çağla Nur ilk zamanlar tereddüt yaşadığını söylüyor: "Milli Takım'a davet ettiklerinde sevinmiştim ama yapamayacağımı düşündüm. Çünkü takımda benim gibi biraz duyan ya da hiç duymayan oyuncular vardı. Orada maç esnasında işitme cihazı takamıyorsun. Takım kendi arasında işaret dili kullanıyor, antrenörler dudak okumayı biliyor. Ben bunları yapamıyordum. Sonra dersler aldım. İngilizce ve Türkçe işaret dilini öğrendim. Milli Takım ile güzel başarılar elde ettik. 2017 yılında Samsun'da düzenlenen olimpiyatlarda, 5. olduk. Aynı yıl U20 takımı ile Avrupa Şampiyonu olduk ve ben en iyi 2 numaralı oyuncu ödülünü aldım. 2018 yılında U21'de dünya dördüncüsü olduk ve ben en iyi guard ödülü aldım. 2019 yılında Dünya İşitme Engelliler Basketbol Şampiyonası'nda ABD'yi mağlup ettik. ABD'yi yenen ilk ve tek Milli Takımız. 2021'de Avrupa dördüncülüğümüz, 2022'de Olimpiyat altıncılığımız var. Geçen sene dünya beşincisi olduk. Bu sene ise Avrupa İşitme Engelliler Basketbol Şampiyonası'nda son dakika üçüncülüğü kaçırıp, turnuvayı dördüncü bitirdik."
KİMSENİN BİZDEN HABERİ YOK!
Milli Takım ile birçok başarıya imza attıkları halde bundan kimsenin haberi olmadığını söyleyen Uzundurukan haklı bir serzenişte bulunuyor: "Milli formayı giymek çok büyük bir sorumluluk. Aynı zamanda büyük bir gurur benim için. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Bu takım ABD'yi yendi, dünya üçüncüsü Yunanistan'ı çeyrek finalde eledi. Biz takım olarak kendimize inanıyoruz. Ancak maç ve antrenman eksiliğinden dolayı sakatlık çok oluyor. Ben ve bir arkadaşımız dışındaki sporcular aktif oynamıyor. Turnuvalardan önce toplanıp kısa bir kamp dönemi geçirip maça çıkıyoruz. Diğer takımlar öyle değil. Arkadaşlarımız antrenman yapmaya salon bulamıyor. Sadece bu sene Avrupa Şampiyonası'ndan önce aralıksız iki ay kamp yapabildik. Keşke arkadaşlarımız kulüplerde kendilerine forma bulsalar. Yabancı takımlar çok iyi durumda, antrenmalı geliyorlar. Biz bundan dolayı kaybediyoruz. Bu sorunları aşarsak bizi kimse tutamaz. Ben takımımıza inanıyorum. Başarıya ulaşacağız ve İstiklal Marşımızı dinleteceğiz. Ancak başarımızdan kimse haberdar değil. Bu takım seneye olimpiyatlara katılacak. Kimse bilmiyor. Turnuvadan dönüyoruz, 'Siz kimsiniz?' diyorlar. Böyle bir takım olduğundan haberdar değiller. Bundan dolayı sesimizi duyurmak ve olimpiyatlar için destek istiyoruz."
ABİME VERDİĞİM SÖZÜ TUTTUM
Avrupa İşitme Engelliler Basketbol Şampiyonası'nın da en iyi guardı seçildiğinde gözyaşlarına hâkim olamadığını söyleyen Uzundurukan, "Ailem benimle gurur duydu. Hayatımda aldığım en anlamlı ödüldü bu. Guard, oyun kurucu demek. Antrenörüm bu konuda bana güveniyordu. Ben de elimden geleni yaptım. Ödülü aldığımda abim aklıma geldi. Ona verdiğim sözlerden birini tuttum." şeklinde konuşuyor.
İŞİTME ENGELLİLER İÇİN ÖZEL BİR OKUL AÇMAK İSTİYORUM
Süper Lig'de ve Euroleague Women'da çıktığı ilk maçlar ile Milli Takım'da ABD'yi yendikleri maçları unutamadığını belirten Uzundurukan, gelecek hayallerinden de bahsetti. İlk hedefinin Güngören Belediyesi ile güzel bir sezon geçirdikten sonra olimpiyatlarda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek olduğunu belirten Uzundurukan "İstanbul Üniversitesi Antrenörlük Bölümü'nden mezun oldum. Gelecekte İşitme Engelliler Kadın Basketbol Federasyonu kurup onun başına geçmek istiyorum. ABD'de işitme engelliler ile ilgili çok güzel bir okul var. Gallaudet University adında. Hatta 2018 yılında U21 takımındayken beni o okula çağırdılar. Ama ben ailevi sebeplerden dolayı gitmedim. Bugünkü aklım olsa giderdim. Büyük bir şansı tepmişim. Çünkü hayalim Amerikan Kadınlar basketbol Ligi'nde oynamak. Ben bu tarz bir okulun Türkiye'de açılmasına öncülük etmek istiyorum. Böylece işitme engelli olan herkesin sporla ilgilenmesini sağlayabilirim" diyor.
DUA EN BÜYÜK TOTEMİM
Maçlara çıkmadan önce bir totemi olduğundan bahseden genç sporcu, "Maç ya da antrenman fark etmez mutlaka dua eder öyle çıkarım. Duanın gücüne inanırım. Beni koruduğunu düşünüyorum. Hatta Milli Takım ile Avrupa Şampiyonası'na gitmeden bir maçta bileğim döndü, kesin bir şey oldu sandım. Ama maç bitti her şey yolundaydı. Sakatlansaydım turnuvaya gidemeyecektim. Dua beni korudu sanırım." diyor.