İnsanlara Anadolu kültürünü hatırlatmak istiyorum

Sivas ve köylerinde çektiği sıcacık, samimi ve Anadolu insanını yansıtan kareleri ile dikkat çeken fotoğrafçı Eren Özdal: ''Tek amacım insanlara yeniden kültürlerini hatırlatmak. Yaptığım paylaşımlara gelen yorumlarda insanların Anadolu'yu özlediklerini fark ettim. Ne olur daha fazla fotoğraf çek diye binlerce mesaj almaya başladım.''

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

"Ben Anadolu'yu fotoğraflıyorum" diye yola çıkan Eren Özdal, hikâyesini Akşam Cumartesi'ye anlattı. Sıcacık kareleri ile insanları Anadolu kültürünün içine çeken Özdal, yaptığı sosyal medya paylaşımları ile de hatrı sayılır bir kitle tarafından takip ediliyor. Onu daha yakından tanımak istedik. Sivas'ta yaşayan ve tam bir Sivas aşığı olan Özdal, köklerine sıkı sıkı bağlı. İşçi emeklisi bir baba ile ev hanımı bir annenin dört çocuğundan en küçüğü. Fotoğraf çekmeye lise yıllarında başlayan Özdal, son yıllarda Sivas'ın köyleri tek tek gezip fotoğraflamaya başlamış. En büyük hayali Türkiye'deki tüm köyleri gezerek unuttuğumuz, özlediğimiz Anadolu kültürünü fotoğraflamak. Bir başka hayali de sergi açmak.

İLK MAKİNEMİ İNŞAATTA ÇALIŞARAK

BABAMIN DESTEĞİYLE ALDIM

Ne zamandır fotoğraf çekiyorsun? Bir eğitim aldın mı?

İlkokul yıllarımda bir öğretmenim kompakt bir fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekiyordu. Ben de çekmek istemiştim ve o küçük fotoğraf makinesi bana uzattı. Fotoğraf makinesiyle ilk kez o zaman tanıştım. O an bir fotoğrafçı olacağım ve yüzlerce hikâyeyi fotoğraflayacağım hiç aklıma gelmemişti. Ciddi anlamda fotoğraf çekmeye lise yıllarımda başladım. Yüz yüze bir eğitim söz konusu olmadı.

İlk makinenizi ne zaman aldınız?

Abim Sivas'ta yerel bir televizyonda muhabirlik yapıyordu. Bir gün beni Sivasspor futbol takımının antrenmanına götürdü. O görüntü alırken bana da fotoğraf makinesini uzattı, fotoğraf çekmem için. İlk defa bir profesyonel fotoğraf makinesiyle karşılaştığım için heyecanlandım. Abim fotoğraflara baktı ve çok hoşuna gitti. Eve döndüğümde hemen internetten fotoğraf makinesi araştırmasına girdim. Yüzlerce çeşit makinenin içerisinde kendime en uygun olan fotoğraf makinesini seçtim ve babamın yanına gittim. Babama teklifi sunduğumda olumsuz bir cevap vermedi. Bunun üzerine babamla inşaatta çalışmaya başladım. Bir kış günü babamla teknoloji mağazasına gittik. Babam "Fotoğraf makinesi var mı burada?" dedi. İnşatta çalıştığım için paramın olduğunu ve üzerini de kendisinin tamamlayacağını söyledi. Makinamla ilk babamı çekmek istedim, fotoğraf bulanıktı. "Detaylarını öğrendiğin zaman daha güzel çekersin" diye beni yüreklendirdi.

"DAHA FAZLA FOTOĞRAF ÇEK" DİYE MESAJLAR ALIYORUM

Çektiğiniz kareler Sivas ve köylerinden... Sivas sizin için nasıl bir yer?

Her insan için memleketi güzeldir. Ama benim için Sivas bambaşka. Burada doğdum, burada büyüdüm ve burada doyuyorum. Her bir köşesinde keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce güzelliğe sahip, birçok medeniyete ev sahipliği ve başkentlik yapmış, Cumhuriyetin temellerini atmış. Bağrında yetiştirdiği birçok büyük halk ozanıyla, bugün dinlediğimiz türkülerin yarısından fazlasını bu topraklar yazmış.

Fotoğraf çekmek için köylere gitmeye nasıl karar verdiniz? Başka şehirlere de gidiyor musunuz?

Fotoğrafçılık üzerine başka bir işte çalışıyorum. Sosyal medyadaki içeriklerimin başlangıcı hobi amaçlıydı. İşyerim şehir merkezinde olduğu için yoğunluktan sıkılıp kendimi sokaklara atıyordum. Bir sabah uyandığımda binlerce takipçi kazandığımı gördüğümde işin hobiden çıkıp bir sorumluluk olduğunu anlamıştım. İnsanların Anadolu kültürünü görmeyi özlediklerini fark ettim. Yorumlarda Anadolu hasreti ile yanan bir sürü kişi gördüm. Ne olur daha fazla fotoğraf çek diye yüzlerce mesaj almaya başladım. Her köyden içerik üretemesem de kültürlerine bağlı olan köylere gitmeye özen gösterdim. Bunların başında Kızılcaköy, Alahacı, Olukman, Hafik ilçesine bağlı Çınarlı Köyü ve Zara ilçesine bağlı Korkut Köyü geliyor. Ülkemin dört bir yanına gidip her kültürden insanı fotoğraflamak ve bu fotoğrafları hikâyeleştirip takipçilerime sunmak en büyük hayalim.

6 Şubat depremlerinde çok fazla hasar alan Malatya'ya gittim ve orada çeşitli çekimler yaptım. Çıplak gözle gördüklerim beni çok etkilemişti.

Fotoğraflayacağın kişiyi nasıl seçersin?

Herkesin fotoğrafını çekiyorum. İnsanlar arasında ayrım yapmıyorum. Ama Anadolu'yu temsil edebileceğini düşündüğüm şekilde yöresel giyinen kişileri paylaşıyorum çoğunlukla.

KÖYLERDEKİ İNSANLAR ARTIK BANA ALIŞTI

Rastgele mi çekimler yapıyorsunuz? Yoksa planlı mı oluyor?

Planlı yaptığım çekimler olduğu gibi çoğu rastgele yaptığım çekimler. Köylere gittiğimde bazen önce kendimi tanıtıyorum bazen de uzaktan fotoğraflarını çekip sonradan kendimi tanıtıyorum. Buranın insanı senin bu topraklardan olup olmadığını bir bakışıyla anlıyor. Yabancı birini görünce çekinenler oluyor ama sohbet ettiğim zaman çekme diye kızan kişilerin fikirlerini değiştiriyorum. Bana yaklaşımları genelde çok iyi. O yüzden her köye gidip her çeşit insanla rahatlıkla sohbet edebiliyorum. Bu çekimleri yaptığımı görenler de fotoğraflarını çekmemi ya da çocuklarının fotoğrafını çekmemi istiyor. Bazen dakikalarca dolaşıp hiç fotoğraf çekemediğim de oldu.

Bir amacın var mı bu kareleri çekerken?

Tek amacım insanlara yeniden kültürlerini hatırlatmak. Şehirde; iş, okul, ev işleri, trafik gibi birçok sorunla uğraşırken özümüzü unuttuk. Aslında unutmadık, hatırlatan yoktu. Ben çok şükür bu hatırlatıcı olmayı başarıyor gibiyim. Henüz başarmadım ama bir gün kültürünü hatırlamaktan vazgeçmiş, şehir meşgalesine dalmış herkesin karşısına videolarımla çıkıp, bu hatırlatmayı yapacağım. Elimde müthiş bir arşiv bulunduruyorum bu vesile ile. Bir yandan çektiğim yaşlı insanlardan hayatını kaybedenler oluyor evlatları fotoğrafları istiyor onlara veriyorum. Bir yandan da çektiğim küçük çocukların büyüyüp beni bulduklarını hayal ediyorum.

Peki böyle unutamadığın bir hikâye var mı?

Başımdan geçen hiçbir olayı unutmuyorum. Ama bana çok dokunan ve hayatıma imza atan bir söz üzerine kurulu hikâyem var. Bir köye gittim. Bir genç merakla yanıma geldi. "Siz ne yapıyorsunuz?" dedi. Durumu anlattım ve "Babamı çeker misiniz?" dedi. Çekeriz dedim. Ne kadar uzaklıkta diye sordum. Karşımızdaki dağı gösterdi. Yanımda bir arkadaşım vardı. "Gitmesek daha iyi olur." dedi ama ısrarla onu da götürdüm. Vardığımızda eşsiz bozkır manzarasında hayvanlarını otlatan 60 yaşlarında bir amca vardı. Selam vermek için yanına yaklaştım bana, "Canınız sağ, canımız sağ, şükür Allah'a..." O an bu sözü söylediğini hiç fark etmedim. Videoları izlerken farkına vardım. Ne kadar doğru bir milletiz. Kendisiyle selamlaşan kişinin canı sağ olduğu için şükreden bir millet.

Peki bundan sonrası için planınız nedir?

Ben hayallerimi hep Sivas için kurdum. Şu an yıllar önceki hayallerimi yaşıyorum. Yarın da bugünün hayallerini yaşayacağıma eminim. Çünkü niyet hayr olunca akıbette hayr oluyor.

HAYIR DUALARI ALIYORUM

Neden insana odaklandınız?

İnsana odaklanma sebebim hem daha rahat kolay çekebilmem hem de internette izlediğim videolar. Denemek için bir çekim yaptım ve herkes tarafından beğenildiğini gördüm. Bu toprakların insanları bir fotoğraf bile olsa kendilerini fark ettiriyor. İnsan çekmenin en güzel yanı da çektiğim kişinin bir akrabası muhakkak fotoğrafı görüyor. Hayır duaları alıyorum. Hatta fotoğrafını çektiğim birçok kişi hayatını kaybetti. Geriye benim çektiğim fotoğraf kaldı. Çoğu aileye hayatını kaybeden büyüklerinin fotoğraflarını teslim etme şansı buldum.

ÇOCUKLAR KÜLTÜRLERİNİ YAŞATIYOR

Köylerde çektiğin küçük kız çocukları o geleneksel kıyafetlerle o kadar güzel gözüküyor ki... Biz bu giyim tarzının unutulduğunu düşünüyorduk.

Yolculuğumun amacı kaybolduğunu zannettiğimiz ama aslında hiç kaybolmamış kültürümüzü Anadolu'ya özlem duyan kişilere aktarmak. Bu sebeple kültürünü yaşatan yerlere ulaşmaya çalışıyorum. Burada komşuluk ve akrabalık ilişkileri de çok üst seviyede. Dedeler için torunları çok önemli. Çocukların kültürlerine sahip çıkması konusu kadar eğitimlerine de çok önem veriyorlar. Kıyafetlerin neredeyse tamamı günlük giyim. Boyunlarındaki altınlara kadar gerçek. Aileleri bu giyimin güzelliğini çocuklara çok güzel aşılamış. Burada çocuklar sadece şehrin kalabalığından uzak doğal bir şekilde yetişiyor. Yöresel giyiniyorlar evet ama normal kıyafetleri de var. Okula veya şehre giderken standart kıyafetler giyiyorlar.

SOSYAL YARDIMLAR BİZİ KARDEŞ GİBİ YAPTI

Sosyal yardımlar için de çağrıda bulunuyorsunuz. Bu anlamda neler yaptınız?

Gittiğim yerlerde ihtiyaç sahibi gördüğüm kişiler için sosyal medya hesaplarımı harekete geçiriyorum. Eksik listesini yazıyorum. Allah hepsinden razı olsun paylaştığım her liste hemen tamamlanıyor. O kadar sağduyulu bir takipçi kitlem var ki çok şanslıyım. Bu sosyal yardımlar bizi kardeş yaptı. Genelde maddi durumu kötü olan köy okulları ve aile bireylerini kaybetmiş çocuklar için çalışmalar yapıyorum.