yeliz.coskun@aksam.com.tr
Çalışma ofislerimizde haftada 40 saatten fazla zaman geçiriyoruz. Bu nedenle işyerimiz adeta ikinci evimiz gibi oluyor; hiçbir şeyden değilse, geçirdiğimiz süre anlamında. Öyle ofisler var ki görenleri kendisine hayran bırakacak cinsten. İşte klasik tarzda ofislerden oldukça farklılaşarak yaratıcı ekiplerinin ufkunu açmayı hedeflemiş yurtiçi ve yurtdışında hizmet veren kurumlardan bazıları…
Gelişen dijital dünyayla birlikte yeni ofislerin tasarımları birçok değişime uğradı. Bugün ofisler marka özünün değerli bir uzantısına dönüşerek, bir markanın nasıl bir çalışma ortamına sahip olduğu, markanın tüketicileri ve paydaşları nezdinde sahip olduğu algının önemli bir parçası haline geldi. Ofis tasarımlarının geçmişine bakıldığında, 1950’li yıllarda ofislerde organik gruplar halinde düzenlenen masaların hakimiyeti göze çarpıyordu. Bu düzenle ofis içinde konuşmaları teşvik etmek ve daha mutlu bir iş gücü oluşumunu desteklemek hedefleniyordu. 1980’lerde ise farklı bir ofis ortamı karşımıza çıktı. Çalışan mahremiyeti göz önünde bulundurularak, ofis içerisinde “cubical” adı verilen kapalı küplerden oluşan bir çalışma düzeni oluşturuldu. Ancak mahremiyet odaklı bu yaklaşım, aksine çalışan verimliliğini olumsuz yönde etkilemesiyle anıldı ve ekip çalışmasının önünü kesmekle eleştirildi.
YENİ OFİS ANLAYIŞI OLUŞTU
2000’lere gelindiğinde dijitalleşmenin etkisiyle yeni kuşağın beklentileri de değişti. Çalışanların daha ferah ve rahat bir çalışma ortamında çalışması, verimliliğin artması için yeni bir ofis anlayışı gündeme geldi. Rahat oturma köşeleri, sosyal alanlar, canlı renkler gibi iş ortamının ötesinde çok amaçlı mekanlar yaratılmak istendi. 2010’lu yıllardan itibaren ev ve sosyal yaşam konforunda ofis ortamı yaratmak öncelik ve hedef durumuna geldi.
Tarihi binada bir teknoloji ofisi
BİR VİZYONUN MİMARİ ANATOMİSİ
Gondolda toplantı imkanı
Google, dünya çapında açtığı mükemmel ofislerle çalışanlara hayatını baştan yazdırıp, çalışmayanlara da hayatı sorgulatıyor. 2017 yılı bittiğinde Google en çok çalışılmak istenen şirketler arasında 6 yıl üst üste birinci oldu. Avrupa’daki en büyük Google ofisi olan ve İsviçre’nin Zürih kentinde bulunan bu ofiste toplantılar gondolların üzerinde yapılıyor, yöneticilere sunulmak için raporları kaykaydan kayarak götürüyorsunuz. Çalışanlarının çoğunun kalıcı masalarının olmamasının dikkat çektiği ofiste, toplantı salonları farklı temalara göre düzenlenmiş. Orman salonunda yaklaşık 100 farklı bitki var.
Dinlenmek isteyen yumurtaya
Ziyaretçilerin Google İsviçre’de ilk gördüğü şey lobi. İçeriye girmek için tek şansınız işe girme ya da bir çalışandan davetiye almak. Çalışanlar, telefon görüşmeleri yapmak veya dinlenmek için ormanda bulunan yumurtalara gidebiliyorlar. İsviçre dağlarındaki demiryollarından esinlenilerek yapılan gondollar, toplantılar için kullanılıyor. James Bond odasında gizli bir arka kapı var. Bu kapı, uzun süreli toplantıların yapılabileceği bir başka salona açılıyor. Su salonunda çeşitli deri şezlonglar ve bir küvet var, burası bir şekerleme alanı. Western salonu, piyano, bar, sallanan kapı ve kaktüslerle adına yaraşır bir şekilde dizayn edilmiş. Google çalışanları için yiyecek sınırsızdır. Öğle molası dışında kantine gidip bütün çalışanlar istedikleri şeyden alabiliyorlar.
Kampüste çeşitli şehir temalı kahve mutfakları var. Stockholm, Hamburg ve Brüksel’e ek olarak, İsviçre’nin süpermarket zinciri Coop’dan esinlenilen dayanan Zürih versiyonu da var.
Doğanın kalbinde
Selgas Cano Mimarlık Ofisi, Selgas Cano’nun kendi mimarlık büroları için tasarladıkları ofis binası. İspanyol mimarlar Jose Selgas ve Lucia Cano tarafından yürütülen büro, Madrid yakınlarındaki ormanlık alan içerisine inşa edildi. Tünel şeklinde bir hacim olarak tasarlanan mimarlık ofisi, doğayla iç içe olan tasarımıyla dikkat çekiyor. Pencerelerin kıvrılarak çatı sisteminin bir parçasını oluşturması, çalışanların yukarı baktıklarında gökyüzünü görebilmelerine olanak veriyor.
Bu ofiste kimsenin masası yok
Yaratıcılığın en önemli gerekliliklerinden biri kuşkusuz beyin fırtınası. 360i de ofisini bu nedenle ve özellikle, farklı farklı departmanların etkileşim halinde olabilecekleri, böylelikle birçok farklı fikrin ortaya çıkabileceği şekilde düzenlemiş. Ofiste hiçbir çalışanın yerleşik bir masası bulunmuyor. Bunun yerine çalışanlar buldukları yere oturuyorlar. Ses yalıtımlı odalar dahil düzen bu şekilde. CEO James Townsend’e göre, “İnsan bir masaya çakılıp kaldı mı oradan kalkması zor.”
Ofis değil sanat galerisi
Global reklam şirketi Leo Burnett, 2016’nın başları gibi Moskova ofisini konumlandırmak için enteresan bir yer buldu: Eski bir Bolşevik şekerleme imalathanesi… Ajans yetkilileri ilham veren bu ofis tasarımı için, “Eklediğimiz her şeyin orijinal dokuya uyum sağlayacağından emin olana kadar da tekrar tekrar tasarlarız” diyor.