İçe dönük kişilerin beyni, dışa dönük olanlardan farklı mı?

İçe dönük kişilerin daha konforlu bir yaşam sürebilmeleri için sosyalleştikleri süre ya da onun birkaç katı kadar kendileriyle vakit geçirme ihtiyaçları olduğu fark edildi. Bunu da tekrardan enerji toplaması anlamına gelen şarj olma süresi olarak adlandırdılar.

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

İnsanlar karakter özelliklerine göre daha sosyal ya da daha az sosyal olabilirler. Bu da halk arasında içe dönük (içine kapanık) ve dışa dönük (çok sosyal) şeklinde ifade edilir. Aslında uzun yıllar bu kişilik özelliklerinin beyindeki yansımaları ile ilgili fazla bir çalışma yapılmamıştı. Son yıllarda içe dönük kişilerin daha konforlu bir yaşam sürebilmeleri için sosyalleştikleri süre ya da onun birkaç katı kadar kendileriyle vakit geçirme ihtiyaçları olduğu fark edildi. Bunu da tekrardan enerji toplaması anlamına gelen şarj olma süresi olarak adlandırdılar. Yani içe dönük bir kişinin birkaç saatlik bir arkadaş toplantısından sonra en az o süre kadar yalnız vakit geçirme ihtiyacı var. Aksi halde huzursuzluk ve yakın çevresindeki insanları üzebilecek davranışları ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden arkadaşlarınızı bir yerlere sık davet ettiğinizde onun kişilik özelliklerini de göz önünde bulundurup anlayışlı davranmakta fayda var. Çünkü onların beyinleri de bu anlamda farklı işliyor.

YALNIZ KALMA İSTEĞİ FİZYOLOJİK İHTİYAÇ

Dopamin beynimizde bulunan kendimizi iyi hissetmemizde önemli katkıları olan, beynin kendini ödüllendirmesi için kullandığı bir nörokimyasaldır. Böylelikle iyi hissetmemizi mutlu olmamızı sağlar. Dışa dönük insanlar, dopamin ödüllendirme sistemini sıklıkla kullanırlar ve duyarlılıkları daha düşüktür. Bunun anlamı şudur. Fazla dopamin salgılanması onları rahatsız etmez. Bunu tolere edebilirler. Sosyal ortamlardaki etkileşimler her defasında bu sistemi aktive eder. Dopamine duyarlılıkları düşük olduğu için her defasında daha fazlasına ihtiyaç duyarlar. Bu durum sosyalleşme sonrası gelişen yorgunluğun da kısa sürmesinde yardımcı olur. Ama içe dönük insanların dopamine karşı duyarlılıkları çok yüksektir. Az miktarda dopamin bile ödüllendirme sistemini aktive eder ve kendilerini iyi hissetmeleri için yeterlidir. Eğer dopamin miktarı fazla olursa sistem overaktif (fazla aktif) hale gelir. Bu da içe dönük bireyleri rahatsız etmeye başlar. Huzursuzlanırlar, kolay öfkelenir hale gelirler. İçe dönük bireyler beyinde asetilkolinin aktive olduğu farklı bir yolağı daha fazla kullanırlar. Asetilkolin uzun dönemli hafıza ve öğrenme gibi birçok beyin fonksiyonu için hayati öneme sahip bir nörokimyasaldır. İçe dönük bireylerde kendini iyi hissetme, konsantrasyonu artırma gibi etkilerinden dolayı yalnız vakit geçirirken rahatsız olmazlar.

İÇE DÖNÜK İNSANLARA ALINGANLIK GÖSTERMEYİN

Cognitive Neuroscience dergisinde 2011 yılında yayımlanan bir çalışmada içe dönük ve dışa dönük kişilere bir test uygulanmış. Değerlendirmede EEG cihazı kullanılarak özel bir beyin aktivitesi olan P300 yanıtı incelenmiş. Hızlı gelişen bir yanıt olan P300 bize bireyin neye daha çabuk tepki verdiğini gösteriyor. Bireylere insan yüzleri ve nesneler gösterilmiş. Dışa dönük bireyler en hızlı tepkiyi insan yüzlerine verirken dışa dönük bireyler nesnelere vermişler. Bu şekilde, dışa dönük bireylerin insanlarla etkileşimden daha fazla hoşlanmalarının beyinde bir karşılığı olduğu da gözlenmiş. İçe dönük bireylerin ise insanlardan ziyade nesnelere daha fazla önem atfettikleri söylenebilir. Araştırmacılar içe dönük insanların beynindeki farkları henüz tam olarak anlayabilmiş durumda değiller. Bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Bizler de günlük hayatta alınganlık göstermeden içe dönük insanların enerjilerini yeniden toparlayabilmek için yalnız kalma isteklerine saygı göstermeliyiz.