Home ofis ile dijital mobbing arttı

Çalışma şekli, koronavirüs tedbirleri kapsamında değişti. Home ofis çalışanların sayısı arttı. Durum böyle olunca da çalışanını denetlemek isteyen işveren ya da yönetici ipin ucunu kaçırdı. Mobbing yerini dijital mobbinge bıraktı. E-posta, kısa mesaj gibi bilgi iletişim teknolojileri kullanılarak yapılan olumsuz tutum ve davranışlar, dijital mobbingin artmasına neden oldu. Peki mağdurlar ne yapmalı? Detaylar haberimizde...

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Pandemi ile birlikte çoğu iş yeri evden çalışmaya başladı. Home ofis ile birlikte mesai saatlerinin genişlemesiyle 7/24 haline gelen çalışma şekli ve işverenin ya da üst yöneticilerinin sürekli bir denetim halinde olması çalışanları psikolojik olarak olumsuz etkiledi. E-posta ve kısa mesaj başta olmak üzere her türlü bilgi iletişim teknolojileri kullanılarak kasıtlı ve düzenli olarak gerçekleştirilen dijital mobbingler karşısında çalışanlar huzursuz. İster fiziki ister dijital olsun mobbing, mağdurları aleyhine ciddi zarar veren sadece işten uzaklaşmaya değil intihara kadar sürükleyen psikolojik zararlar barındırıyor. Ancak bu konuda mağdurlar yalnız değil. Dijital mobbing bir suç. Ve mağdurların başvurabilecekleri birçok kurum var. Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Kemal Altuğ Özgün ile dijital mobbingi konuştuk.

KASITLI VE SİSTEMLİ YAPILIRSA SUÇ SAYILIR

"Evden çalışma sistemine geçen şirketler, e-posta, çevrimiçi toplantı uygulamaları, anlık mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya başladı. Ve fiziki ortamda olmadığı kadar çalışanların denetlenmesi söz konusu oldu." diyen Özgün hangi davranışların dijital mobbinge gireceği ile ilgili şunları aktardı: "Çalışanı bezdirme amacı taşıyan, iş için gerekmediği halde iş saatleri boyunca bilgisayar kamerasının sürekli açık tutulması, evden çalışma yapan çalışanların toplantılara evlerinin belli bölümünden katılmaya zorlanması, öğle tatili uygulamasının ortadan kalkması ve çalışanın gün içinde sürekli bilgisayar başında ve uygun olmasının beklenmesi, hatta özel bilgisayar programları kullanarak çalışanların bilgisayar hareketlerinin izlenmesi, bilgisayar kamerasından görüntü alınması, iş saatleri dışında ve hafta sonu sürekli gerekli olmadığı halde acil toplantı istenmesi, mağdur kişi ile ilgili utanç verici durumları çevrimiçi olarak diğer çalışanlarla paylaşma dijital mobbinge girer."

Bir eylemin hukuken mobbing olarak nitelendirilebilmesi için; belirli kişi ya da kişilere yönelik olarak kasıtlı bir şekilde ve sistematik olarak devam etmesi gerekir. Bu sebeple sadece bir kere gerçekleşen olumsuz davranışlar, mobbing olarak nitelendirilemez. Türk Ceza Kanunu'na göre mobbingin tek başına suç sayılmadığını Borçlar Kanunu anlamında psikolojik taciz olarak işverenin sorumluluğu altında değerlendirilebileceğini hatırlatan avukat Özgün, "Ancak mobbing davranışının niteliğine göre bazı suçlar ihtiva edebilir. İntihara Yönlendirme, Cinsel Taciz, Tehdit, Şantaj, İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali, Ayrımcılık, Hakaret, Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma, Haberleşmenin Engellenmesi, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçları bunlardan bazıları." şeklinde konuşuyor.

BEYAZ YAKA DAHA FAZLA MARUZ KALIYOR

Dijital mobbinge maruz kalan çalışanların başvurabilecekleri birçok kurum var. Bu konu hakkında bilgi veren Özgün, "Mobbing, işverenin bilgisi dâhilinde olmadan bazı çalışanlar tarafından da yapılabilir. Bu sebeple işverenini bu konuda bilgilendirerek önlem almasını talep edebilir. Eğer oradan olumlu bir dönüş alamazsa ilgili kurum ve kuruluşlara başvuru yapılabilir. ALO 170 hattı üzerinden mobbing şikâyeti yapılabilir ve bunun neticesinde inceleme başlatılır. Kamu çalışanlarının mobbinge maruz kalması halinde Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuruda bulunulabilir." diyor ve ekliyor: "Mobbing eylemlerinin sebebi mağdurun cinsiyeti, milliyeti, dini gibi kimliğinden kaynaklanıyorsa Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu'na başvuru yapılabilir. Son olarak, mobbinge konu eylemlerin niteliğine göre farklı suçlar da gündeme gelebilir. Bu durumda da Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi yazılabilir. Ayrıca mobbinge maruz kalan kişiler, tazminat talebinde de bulunabilirler."

Pandemi sürecinde genel olarak "beyaz yakalar", uzaktan çalışmaya geçti. Bu durumda işin denetimini sağlamak isterken ipin ucunu kaçıran işverenlerin belki de farkında dahi olmadan mobbing yapmaya başladığına dikkat çeken Özgün geçmiş dönemde yapılan mobbing ihbarlarının yüzde sekseninin özel sektörde çalışanlar tarafından kayda geçtiğini dile getiriyor. "2011 ile 2016 yılları arasında Bakanlığın ALO 170 numaralı hattına 38 bin 262 kişi başvuru yaptı. Sanayi sektörü ilk sırada, mağaza-restoran ve market sektörü ikinci, hizmet sektörü ise üçüncü sırada. Kamuda ise sağlık sektörü birinci sırada gelmekte. Ancak dijital mobbingin etkisi ile bu oranlar değişmiş olabilir.

İŞYERİNDE BİLDİRİM HATTI KURULMALI

Mobbingin önlenmesi için denetimlerin olması gerektiğini vurgulayan avukat Özgün, "Burada şirket içi ve dışı denetimlerden bahsedebiliriz. Öncelikle şirket içinde yapılabilecek çalışan memnuniyet anketleri ve birebir mülakatlarla mobbing vakaları ortaya çıkabilir. Şirket içinde tüm çalışanların isim bildirmeden endişelerini dile getirebilecekleri bir bildirim hattı ve akabinde bu bildirimlerin ele alındığı bir iç soruşturma mekanizması kurulması mobbing vakalarının tespiti için önemli. Dış denetimlere örnek olarak şikayet üzerine yapılan iş müfettişi denetimleri, ALO 170 hattı, mahkemelere başvurulması örnek verilebilir." şeklinde konuşuyor.

Mobbing farkındalık eğitimleri düzenlenmesinin faydalı olacağını da ifade eden Özgün şöyle devam ediyor: "İşveren mobbinge karşı bir işyeri politikası hazırlamalı. Genel olarak üstün asta yaptığı mobbing ile karşılaşıldığı için çalışanlar işten çıkarılabilecekleri korkusuyla kimseye bu durumdan bahsedemiyor. Bunun sonucunda da mobbing vakası farkedilmeden ciddi bir boyuta ulaşıyor. İşverenin bu konuda mobbinge müsamaha göstermeyeceğini çalışanlarına anlatmaları gerekir."