'Hikayeleri, çocukların ruhlarına merhem gibi sürmeliyiz'

“Hayatta herkes kahraman olmak istiyor. Masalların içinde kahramanlar var” diyen Masal Anlatıcısı Havva İrmak, çocuklar için bu yolculuğa çıktığını söylüyor. Masal anlatıcılığı için daha çok dezavantajlı grupların seçilmesi gerektiğine dikkat çeken İrmak, “Hikâyeleri, çocukların ruhlarına merhem gibi sürmeliyiz.” diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Masallarla yolunuz nasıl kesişti?

15 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak Kuran Kursu Öğretmenliği yapıyorum. Son 5 yıldır da kurumuma bağlı Manevi Rehberlik Birimi’nde hizmet verdim. Son dört yıldır da gönüllü bir platform olan Kütüp-Anne’de çalışıyorum. Çocuk kütüphanelerinde etkinlik yapıyorum. Bundan dört yıl önce kızımla birlikte kütüphanelere gidiyordum. Zeynep Zühre 1 yaşındaydı. Her kütüphaneye gittiğimde insanlarda ‘Bu çocuğun burada ne işi var.’ bakışını görüyordum. Bu durum beni epey rahatsız etmişti. Eşim ABD’de yüksek lisans yapmıştı. Ben de o süreçte yanına gittim. Orada aileler bebekleri ile kütüphanelere gidiyor ve etkinlik yapıyordu. Türkiye’ye dönünce araştırdım çocuğumla gidebileceğim bir yer yok mu diye? Ona nasıl faydalı olabilirim sorusundan yola çıktım. Sonra masallarla karşılaştım. Bu benim dönüşümüme neden oldu. O dönemde Kütüp-Anne ile tanıştım. Gönüllü kitap tanıtımı yaptım. Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü’yle görüştüm. Nasrettin Hoca Çocuk Kütüphanesi’nde etkinlikler yapabileceğimizi söyledi. Gönüllü arkadaşlar ve Kütüp-Anne ile birlikte etkinlik yapmaya başladık. Sonra bu etkinlikleri neden Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapmıyoruz dedim ve kızım Zeynep Zühre ile trene atladık. 40 gün boyunca 10 halk kütüphanesinde etkinlik yaptık. Gittiğim yerlerde fark ettim ki benimle aynı derdi paylaşan anneler var. Bu seyahatimizden sonra farklı illerde Kütüp-Anneler kuruldu. İstanbul’da farklı kütüphanelerde etkinlikler yapmaya devam ettik.

HİKÂYELERİ ANLATICI ÖNCE KENDİ İÇİN ANLATIR

Masal anlatıcılığı için eğitim aldınız mı?

Etkinliklere başladığımızda adına Masal Saati diyorduk ama yaptığımız aslından etkileşimli kitap okumaktı. Masal anlatıcılığı başka bir şey olmalıydı. 2017’de Uluslararası Hikâye Anlatım Merkezi’ne kayıt oldum. Burada eğitim aldım.

Masallar sadece çocuklar için değil her yaş grubu için önemli. Masallar çocuklar için neden önemli?

Türk kültüründe hikâyeler, büyüklerin bir arada olduğu özellikle obalarda kültürü ve değerleri öğretmek, eğlendirmek ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmak için anlatılırdı. Masallar, çocukların hayal dünyasını genişletir. Kendi değerlerini öğrenmesini sağlar. 0-8 yaş arasında masallar çocukların kitaba bağlanmasını sağlar. Anne babaları ile okuyorlarsa etkileşimli bir okuma olur ve aile arasındaki sevgi bağı güçlenir. İletişim araçlarının çok fazla olduğu ama bir türlü iletişim kuramadığımız bir toplumda yaşıyoruz. Masallar bu iletişim kopukluğunu bertaraf ediyor. Masal saatine çocukları ile gelen ailelere ‘Niye buradasınız’ diye soruyorum. “Eski günlerimizi, ailece muhabbet ettiğimiz o samimi zamanları hatırlıyoruz.” diyorlar. Masal saati için saatlerce yol gidip etkinliğe katılanlar var. Çünkü yetişkinler masal dinlerken bir yandan da çocuklarla bağ kuruyor.

Masal nasıl anlatılmalı?

Eskiden masal anlatıcıları masala başlamadan önce bir deyiş, mani, tekerleme ile söze başlar. Ya da ellerinde bir şey var ise yere vurur ve herkesi etrafına davet ederdi. Ben de bu yolu izliyorum. Masala şarkı, bilmece, tekerleme ile başlıyorum. Isınma oyunları oynuyoruz. Dinleyiciyi davet etmek için kalimba çalışıyorum. Son zamanlarda bendir çalmaya başladım. Masal anlatırken çocukların ilgisini çekmek için kuklalar kullanıyorum.

Koronavirüs nedeniyle insanlar evde kalmaya devam ediyor. Bu süreçte çocuklara ve ailelere destek olmak amacıyla Havva Irmak her akşam kızı Zeynep Zühre ile birlikte online masal saati düzenliyor

HİKÂYELERİN İYİLEŞTİRİCİ BİR ETKİSİ VAR 

Mülteci çocuklar ile nasıl bir araya geldiniz?

Sultanbeyli’de bir halk kütüphanesi var. Mülteciler Derneği oraya çocukları getiriyordu. Masal anlatıcılığı için beni davet ettiler. Onlara Arapça masallar anlattım. Aile Sosyal Bakanlığı’na bağlı çocuk yuvalarında da etkinlikler yaptım. Mevsimlik işçi kampında kalan 5 yaş üzeri dil bilmeyen çocuklar vardı. Kültür Bakanlığı onlar için taşınabilir kütüphane kurmuştu. Orada da masallar anlattım. Mülteci çocukların yaş aralıkları geniş ve sayıları fazlaydı. Her yaşa her masal anlatılmaz. Önce ne yapacağımı bilememiştim. Sonra elimdeki enstrümanı çalınca hepsi sustu. Masal anlatmaya başladım. Kimse yerinden kalkmadı. Masal ile bağ kurdular. Anlattığım masalda da kendilerine benzer bir çocuk vardı. Masal sonunda birkaç tane çocuk uyudu. Bir hikâye anlatılırken birileri uyuyorsa bu büyük bir başarıdır derler. Çocuklar o hikâyenin kahramanı ile o yolda yoruldukları için mücadele sonunda mutlu sona ulaşıyorlar ve kahramanlaşıyorlar. Bu anlamda hikâyelerin iyileştirici bir etkisi var. Bu etkiyi o çocuklar üzerinde gördüm. 

MASALLARLA ÇOCUKLARIN ZİHNİ AÇILIYOR

Baharı Getiren Masal kitabı nasıl ortaya çıktı?

Zeynep Zühre bana hep bir şeyler anlatıyordu. Bebekliği, çocukluğu benimle kütüphanelerde, masallar dinleyerek geçti. Sonra kendi kendine hikâyeler uydurmaya başladı. O anlattıkça ben de ona zihnindekilerle ilgili soru soruyordum. Buna doğurtma tekniği deniyor. Böylece masallar çıktı ortaya. 5N1K sorularını sormamız yeterli. Zeynep Zühre 3 yaşındaydı. Fırının önünden geçiyorduk. Kaplanlar kurabiye yer mi diye sordu bana. Bende sence yer mi? Nasıl yer? gibi sorular sormaya başladım. Anlattıklarını kaleme aldım. Aslında bütün çocuklar uyduruyor. Uydurmak olumsuz gibi anlaşılıyor ama güzel bir şey. Ebeveyn o süreçte doğru sorular sorarak çocuklarını yönlendirirse ortaya çok güzel bir şey çıkar. Ben özellikle 3-6 yaş grubu yani okuma yazma bilmeyen çocuklarla minik masalcılar atölyesi düzenliyorum. Onlara üç kelime söylüyorum ve akıllarına geleni söylemelerini istiyorum. Üretmelerine yardımcı oluyorum. Olağanüstü şeyler çıkıyor ortaya. Ve çocukların hayal dünyaları gelişiyor. Geliştikçe üretiyorlar ve zihinleri açılıyor. Her şey hayal etmekle başlıyor. Zeynep Zühre’nin hikâye üretmesinden sonra şunu anladım ki çocuk dinlediğinde ve kitapla erken tanıştığında hayal gücü daha geniş oluyor. 

DEĞER EĞİTİMİNE KATKI SAĞLAR 

Sadece masallar mı okuyorsunuz? Yoksa kıssalar ya da dini anekdotlar da anlatıyor musunuz?

Evrensel masallar, Anadolu masalları anlatıyorum. Bazen Çengnâme’den ya da Muhammediye’den bölümler anlattığım da oluyor. Mesela kandil akşamı Peygamberimizin miraca çıkışını hikâye formatına çevirip öyle anlatmıştım. Kıssalar da anlatıyorum.

Herkes masal anlatabilir mi?

Masalların içinde kahraman var. Hayatta herkes kahraman olmak istiyor. Neden anlattığını bilen herkes masal anlatabilir. Gönüllülük bu konuda çok önemli. Bir de masal anlatıcılığı için daha çok dezavantajlı gruplar seçilmeli bence. Hikâyeleri, çocukların ruhlarına merhem gibi sürmeliyiz. Ben yolculuğuma çocuklar için başladım. Amacım çocukların erken okuryazarlığına ve değer eğitimine katkı sağlamaktı. Tabi belli bir kabiliyet de gerekiyor. Ben eğitim alarak bunu keşfettim. Küçükken bastırdığım içimdeki farklı sesleri yeniden keşfettim. Şimdi masal anlatırken bunları kullanıyorum.