Hiçbir şey göründüğü gibi değil

Bu hafta vizyona giren Uçuş 811, aksiyonu, gerilimi, baştan sona barındırdığı merak unsuru ve tek mekânda geçen hikâyesiyle başarıyla kotarılmış bir iş.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

İstanbul'dan New York'a gitmek üzere havalanan bir uçakta yaşananları konu alan "Uçuş 811" filmi bu hafta vizyona girdi. Ahmet Edebali'nin yapımcılığını üstlendiği Hakan Kerim Karademir'in yönettiği filmde Burcu Kara, Emre Karayel, Yosi Mizrahi, Serhan Süsler, Ozan Can Yiğit, Beste Bereket rol alıyor.

Bir zamanlar ağzımız açık seyrettiğimiz Hollywood yapımlarına benzer işleri Türk sinemasında da görmeye başladık. Uçuş 811 onlardan biri. Aksiyonu, gerilimi, baştan sona barındırdığı merak unsuru ve tek mekânda geçen hikâyesiyle başarıyla kotarılmış bir iş. Bu bir yanıyla iyi bir şey. Ancak madem yapılmışı var o halde bizimkinin farkı ne sorusunun cevabı henüz tam olarak verilebilmiş değil. Zira karakterlerin isimleri dışında hikâyede dikkati çeken 'yerli' pek bir unsur yok. Elbette ışıldayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı gibi detaylar var ama yine de filmin buralı bir anlatı olduğunu gösterecek bir yaklaşım eksik gibi geldi bana.

'Kime güveneceğinizi nereden biliyorsunuz?' sorusunu soran film, bir yol hikâyesi gibi başlıyor. Filmde, 2 milyon dolar değerindeki bir zümrüdü yurt dışına götürmek için yola çıkan Azra ve Cengiz çiftinin de içinde olduğu 811 numaralı uçakta gelişen olaylar anlatılıyor. Cengiz'in ani ölümü ve Azra'nın kafasında beliren cinayet şüphesi film ilerledikçe soru işaretlerini artırıyor. Cinayetle ilgili sis perdesi aralanamamışken uçakta bir de rehine krizinin yaşanması gerilimi daha da tırmandırıyor. Bu arada bir de Azra'nın flash back'lerle kocasına dair hatırladığı bazı şeyler daha da kafa karıştırıyor. Uçak yolcularının neredeyse her birinin şüpheli haline geldiği akışta seyircinin gerçek suçlunun kim olduğuna dair merakı filmin sonuna dek canlı tutuluyor.

Uçuş 811 gerilim vadediyor

Türk sinemasında ilk kez rastladığımız hikâye başarılı oyunculuklar ile daha da keyifli bir seyir vadeden filmin yapımcısı Ahmet Edebali filmin yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından tamamlandığını söylüyor. "Tek mekânda gerilimi sonuna kadar tutabilmek zor bir iş ama ben filmin bunu başardığını düşünüyorum. Çekimleri İstanbul'da 21 günde tamamladık ve çoğunluğu bir uçak dekorunda yapıldı." diyen Edebali, oyuncu performansları ile ilgili olarak da şu değerlendirmede bulunuyor: "Özellikle Burcu Kara her sahneyle ilgili drama yoğunluğunu çok güzel ayarladı. Diğer oyuncular da çok iyiydi. Serhan Süsler çok başarılıydı, Emre Karayel çok oturmuştu rolüne. İyi bir film olduğunu düşünüyorum. Oldukça da gerilimli bir yapısı var. Filmle ilgili aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Umarım sinemadan sonra dijital platformlarda da göreceğiz filmi."

Uçuş 811'de Azra rolü ile seyirci karşısına çıkan oyuncu Burcu Kara, Türkiye'de hiç yapılmamış bir tarz ve içeriğe sahip olan filmin sürprizlerle dolu olduğunu söylüyor.