Hezeyanlarla nasıl baş edilir?

Aile fertlerinizden biri demans hastası ise hastalığın belli bir döneminde hezeyanlar ve şüphecilik hayatınızın bir parçası olacaktır. Peki demans hastalarının şüphecilikleri karşısında nasıl davranılmalı?

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Alzheimer hastalarında en sık karşılaşılan yanlış düşünceler, şüphecilik üzerinedir. Bu yanlış düşüncelere "hezeyan", şüphecilik üzerine olanlara da "paranoid hezeyan" deriz. Daha çok psikiyatrik hastalıklarda görülen bu durum demans hastalarına da eşlik edebilir. Alzheimer hastalarında görülen hezeyanlar psikiyatrik diğer hastalara göre daha basittir, kurgusu çok sağlam değildir. Örneğin eşyalarını bir yerlere koyup daha sonra unutup bulamadığında ve bu sıklıkla tekrarlandığında onun çalındığını düşünebilir. Hırsızın komşularından birisi olduğunu düşünebilir ve onun eve gelmesine tepki gösterebilir. Yakın aile bireyleri için de böyle düşünceler içerisine girebilir. O zaman huzursuzluk daha fazla olur. Eğer aile bireyleri alınganlık yapıp tepki gösterirlerse hastanın öfkesi daha da artar. Böyle bir durumda sakin bir şekilde yaklaşıp ''Gel birlikte arayalım, buralardadır'' gibi cümlelerle onu anladığınızı ve iyiliğini istediğinizi belirtin. Ya da duruma göre daha farklı yollar izleyebilirsiniz. Örneğin paltosunun çalındığını söylüyorsa, kardeşinize gittiğinde orada kaldığını, akşama gelirken getireceğini söyleyebilirsiniz. Daha sonra da dikkatini başka taraflara yönlendirerek konudan uzaklaşmasını sağlayın. Kesinlikle "Ne yapsınlar senin takma dişlerini/eski elbiseni?" gibi çalındığını sandığı nesneyi değersizleştirmeyin. Çünkü onun zihni artık eşyaların değerini anlayacak düzeyde olmayabilir. Onun için takma dişleri, para kadar değerlidir. Muhakeme yapamayacaktır. Hastalar bazen de eşlerini sadakatsizlikle suçlayabilirler. Ortada bir sebep yokken eşinin onu aldattığını söyleyebilir. Bu da bir paranoid hezeyan, yani şüphecilik düşünce bozukluğudur. İlk izlenmesi gereken yol, onun yanında karşı cinsten kimse ile mümkünse pek konuşmamanızdır. Ama eğer bu hassasiyeti göstermenize rağmen hâlâ aldattığınızı söylüyorsa ona daha fazla ilgi ve şefkat göstermeye çalışın. Onunla daha fazla vakit geçirin. Bütün bunlara rağmen kendisini çok huzursuz edecek şekilde takıntı halinde bunu düşünüyorsa hekiminizle paylaşın.

Korkutan hayallere karşı davranışçı çözümler üretin

Halüsinasyon adını verdiğimiz olmayan şeyleri görme, duyma ve hissetme durumunda da farklı tutumlar izlenebilir. Örneğin eğer önünden karaltılar geçtiğini söylüyorsa, öncelikle her tarafın iyi aydınlatıldığından emin olun. İyi aydınlatılmayan ortamlarda göz yanılması ile birlikte bu tür hayaller görebilirler. Etrafta insanlar olduğundan ve onların kötü niyetli olduğundan bahsediyorsa önce sakinleşmesini sağlayın. Şefkatle yaklaşın. Birlikte odaları dolaşın ve nerede gördüğünü size söylemesini isteyin. Eğer şu anda orada olmadıklarını ama sonradan gelebileceklerini söylerse de ''Ben yanındayım, kimse sana zarar veremez'' gibi teskin edici cümleler sarf edin.

Halüsinasyonun onu korkutup korkutmadığı çok önemlidir. Örneğin arada gölgeler görüyor ama sizin yaklaşımınızla sakinleşiyor ve çok sık değilse, kullandığınız davranışçı çözüme devam edin. Fakat evde korkutucu canlılar görüyor ve hiçbir şekilde sakinleşmiyorsa o zaman ilaç tedavisi gerekebilir. Halüsinasyonlar uykuya dalarken veya uykudan uyanırken oluyorsa ve kısa sürüyorsa tedaviye gerek yoktur.

Özetle yanlış düşünceler ve hayaller görme durumlarında önce davranışçı çözümler üretmeye çalışmak gerekir. Hepsinde esas olan, önce hastayı sakinleştirmek, sonra da şefkatli bir tutum izlemektir. Hastayı korkutup zarar vermeyen ve idare edilebilen durumlar için ilaç tedavisi başlanmamalıdır. Eğer tüm yaklaşımlara rağmen, hastada belirgin bir panik ve korku durumu oluşuyorsa o zaman ilaç tedavisi tercih edilmelidir.