MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Toplumda her dört kişiden birinde görülen hemoroid hastalığı halk dilinde basur, son zamanlarda beslenme ve yaşam şeklinin değişmesi sonucunda çok fazla artmış durumda. Bir buçuk yıldır devam eden pandemi süreci ile evden çalışma sistemine geçilmesi beraberinde gelen hareketsiz yaşam bu artışta önemli rol oynuyor. Pek çok kişinin ortak problemi olan hemoroid, tedavi edilmediği müddetçe hastanın spor yapmasına, oturmasına ve hatta yürümesine bile engel olabiliyor.
İŞLENMİŞ GIDALARDAN UZAK DURULMALI
Beslenme ve tuvalet alışkanlıklarındaki bozulmaların hemoride neden olduğunu dile getiren Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ümit Sekmen, "Hemoroid anal bölgede yerleşik olan damar yumakları. Hepimizde bulunur. Ancak bu yumakların büyümesi, yarattığı sorunlarla hemoroid hastalığını oluşturur. Ağrı ve kaşıntı yanında akıntı ve kanama en sık görülen belirtilerdir." diyor. Yemek düzenin hemoroid hastalığında önemli bir yeri olduğuna değinen Sekmen uyarılarda bulundu: "Bağırsak floramızı bozan yiyecekleri tüketmek hemoroidleri olumsuz etkileyebilir. Gündelik alışkanlıklarımız ve tükettiklerimiz bizim floramızı belirleyen ana faktörler. Hayvansal ürünler floramızı etkileyen ana yiyecekler. Özellikle paketlenmiş et ve süt ürünlerini bunların arasına koyabiliriz. Yiyecek çeşitleri yanında yenilen miktarda önemli. Bağırsak sistemimizin sindirim kapasitesinin belli limitleri olduğunu unutmamalıyız. Paketli gıdalardan da uzak durmamız gerekiyor. İşlenmiş gıdalar bağırsak florasını bozan başlıca yiyeceklerden. Her ne kadar bazılarının üzerinde organik ibaresi yazsa da etiket okumayı bilmeli besin değerlerini gözden geçirmeliyiz. Çok fazla abur cubur tarzında beslenme ve asitli gıdalar sistemimizi tehdit eder. Aşırı baharat ve acı tüketimi hemoroidin oluşmasına ve daha fazla canınızın yanmasına sebep olur. Bu yüzden özellikle acı ve yanma hissedilen dönemlerde acılı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor."
HOME OFİS ÇALIŞANLAR DİKKAT!
Hareketiz kaldığımız pandemi döneminde hemoroid hastalığında artış olduğuna değinen Sekmen, hemoroidin çok oturan ve hareketsiz kalan, sabit şekilde ayakta duran meslek gruplarında daha çok görüldüğünü belirtiyor. Hareket etmeyi ve yürüyüşü rutin haline getirilmesi gerektiğini dile getiren Sekmen, home ofis çalışanlara ve basur şikâyetleri olanlara önerilerde bulundu. Şikayetleri azaltmak için yaşam şeklinin gözden geçirmesi gerektiğine değinen Sekmen, "Hemoroid şikâyeti olan kişiler mutlaka öğünlerine mevsim sebzelerini ve salatayı dâhil etmeli, her gün aynı saatte beslenmeli. Temel prensip hayvansal gıdaları azaltarak bitkisel gıdalarla beslenmeyi ön plana çıkartmak. Her gün 10 bin adım atmalı ve hareketsiz bir yaşamdan kaçınmalı. Yürüyüş ve yüzme en önerilen sporlar. Aynı zamanda mutlaka günde en az 2-3 lt su tüketmeli. Az su içmek de başlıca hemoroid nedenlerinden. Karın basıncını arttıran ağırlık çalışma ya da benzeri sportif aktivitelerden uzak durmak lazım. Yine tuvalet alışkanlığını düzene sokup her gün aynı saatlerde tuvalet alışkanlığına kazanmakta oldukça önemli. Ek olarak şikâyetleri azaltmak adına buhar banyosu yapabilir." şeklinde konuşuyor.
TEDAVİDE LAZERLE YENİ DÖNEM
Hemoroidi olan kişilerin şikâyetleri arttığında mutlaka doktora başvurmalı ve hemoroidinin hangi evresinde olduğunu öğrenmeli. Evrenin durumuna göre tedavi uygulandığından bahseden Sekmen şöyle devam ediyor: "İlk etapta ilaç tedavisi veriyoruz. Genişlemiş hemoroid damarlarını daraltarak dolaşımı düzenleyen ilaçlar ile hastalarının şikâyetlerinde azalma olmazsa cerrahi müdahalede bulunuyoruz. Prensip olarak genişlemiş ya da kanamalı hemoroid pakelerini küçültecek cerrahi teknikler uygulanıyor. Burada seçilecek yöntemi belirlemede hemoroidin evresi oldukça önemli. Hafif düzeyli hemoroidlerde lazerle hemoroid pakesinin içini yakıp, pake içi damarları küçülten işlemler yanında dopler yardımıyla hemoroid besleyen damarların bulunup bağlanması yöntemleri tercih edilebilir. Ancak ilerlemiş hemoroid vakalarında hemoroidlerin cerrahi olarak çıkarılarak mukozanın yeniden onarılması yöntemi uzun yıllardır en çok tercih edilen yöntem. Ancak ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci sebebiyle alternatifler aranmış son 20 yıldır longo tekniği dediğimiz stapler ile hemoroid ameliyatı, hem daha az ağrılı hem de hızlı iyileşme süreci ile klasik hemoroid ameliyatlarının önemli bir alternatifi olmuş. Son zamanlarda popüler olan lazerle tedavi yönteminde, lazer probunun ucunu hemoroid pakesinin içine sokup içerdeki damarları yakıyoruz. Sadece çevresel yakın bölge yakma yapan lazer, derin dokuya inmiyor. O damarların lazer yakılması sonrası zaman içinde iyileşme dokusuyla birlikte küçülüp, hemoroid pakesini küçülterek tekrar makat duvarına yapıştırıyor. Böylece hemoroid pakesi söndürmüş oluyoruz. Kanama ya da ağrıyı ortadan kaldırmış oluyoruz."
Ameliyat sonrası hemoroidin tekrarlama olasılığının düşük olduğunu belirten Sekmen, bu düşük ihtimali ortadan kaldırmak için hastanın mutlaka yaşam ve beslenme düzenini değiştirmesi gerektiğini önemle vurguluyor.