“Hayvanlar, doğayı takdir etmemize yardımcı olur”

100'den fazla gerçek hayvan bedeni ile uzvunun sanatsal bir yaklaşımla sunulduğu 'Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi'nin danışmanlarından Doç. Dr. Mehmet Üzel, ''Sergi, hayvanların da bu dünyanın doğal ve ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamamızda yararlı olacak.'' derken, Doç. Dr. Ozan Gündemir ise ''Hayvanları tanımak ve anlamak; doğanın karmaşıklığını ve çeşitliliğini takdir etmemize yardımcı olur. Onları anlamak ve doğayla uyum içinde yaşamak hem bizim hem de onların refahı için önemlidir.'' şeklinde konuşuyor.

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Seveninden sevmeyenine, sanatçısından politikacısına herkesin hayvanlarla ilgili belli başlı planlarının ve söylemlerinin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yakın zamanda vahşice öldürülen Eros isimli kediden bahsetmiyorum bile... Hâl böyleyken İstanbul şu sıralarda çok anlamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Plastinasyon tekniğiyle korunan 100'den fazla gerçek hayvan bedeni ile uzvunun sanatsal bir yaklaşımla sunulduğu, Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi (Body Worlds: Animal Inside Out), dostlarımızı her açıdan daha yakından tanımamızı sağlarken, aynı zamanda onları anlamamızı ve ortak özelliklerimiz sebebiyle de misafiri olduğumuz bu dünyada birlikte yaşamamızın elzemliğine dikkat çekiyor. Sergide, doğal yollarla hayatını kaybeden ve sergi için bağışlanan hayvanlar, plastinasyon yöntemi ile çürümez hale getirilerek sergilenirken, hayvanlar âleminin şaşırtıcı gerçekleri de gün yüzüne çıkıyor. Bedenlerinin bilinmeyen özelliklerini ve biyolojik yapılarını sanatsal bir anlayışla sunan ve 31 Mart'a kadar Ataşehir Metropol İstanbul'da ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek olan bu anlamlı sergiyi danışmanları Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Üzel ve Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Gündemir ile konuştuk.

Sizleri tanıyabilir miyiz ve sergiye nasıl dahil oldunuz?

Doç. Dr. Mehmet Üzel: 25 yıldır insan anatomisi alanında çalışıyorum. 2003 yılında Graz Üniversitesi'nde plastinasyon tekniğini öğrendim. Bu sergi Prof. Dr. Gunther von Hagens tarafından bulunan plastinasyon tekniği ile hazırlandı ve yine aynı kişinin kurduğu plastinasyon enstitüsü tarafından hazırlanan hayvan kadavralarını sergileyen bir içeriğe sahip. Aynı enstitü insan kadavralarından oluşan sergiler de düzenliyor. İnsan kadavralarından oluşan sergi (Body Worlds/Orijinal Vücut Dünyası-Yaşam Döngüsü) de 2010 yılında İstanbul'a gelmişti. 2010 yılındaki sergiye o dönem İstanbul Üniversitesi olarak bilimsel destek vermiştik. Üniversitem de beni sergi için danışman olarak görevlendirmişti. İlk sergiden beni tanıyan ve hayvan anatomisi sergisini ülkemize getirmek isteyen firma yetkilileri bu sergi için de üniversitemizden bilimsel destek istemiş ve üniversitemiz (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa) de beni sergiye danışman olarak atadı.

Doç. Dr. Ozan Gündemir: Veterinerlik anatomisi alanında hayvan türlerine ait vücut yapılarını şekillendiren organların normal şekillerini, yapılarını, duruşlarını ve komşu organlarla olan ilişkilerini makroskobik veya subgros olarak inceliyoruz. Pratik derslerde öğrencilerin hayvan vücudunun gerçek yapısını doğrudan görmeleri ve uygulama derslerinde çalışmalarını sağlamak için farklı ders materyalleri kullanıyoruz. Animals Inside Out sergisi, bizim derslerde kullandığımız bu içerikleri sanatsal bir dil ile hazırlayıp tüm meraklılarına inceleme fırsatı sunuyor. Sergiye bilimsel danışmanlık yapmak üzere, ben de Doç. Dr. Mehmet Üzel Hoca'mız ile birlikte İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa tarafından görevlendirildim.

TÜM CANLILARIN GENEL YAPISI AYNI

İnsan anatomisi ile hayvan anatomisi arasındaki benzerlikler nelerdir?

M.Ü.: Bu sergi, içinde insan ve diğer memelilerin de bulunduğu omurgalı canlıların anatomilerinin ne kadar çok ortak özellikleri olduğunu tüm ziyaretçilere belirgin biçimde gösteriyor. Canlılar arasında zaman içinde, değişen koşullara bağlı bazı farklılıklar olmakla beraber genel yapının aynı olduğunu görmekteyiz.

O.G.: Tüm memeliler, sürüngenler, kuşlar ve diğer hayvanlar temel biyolojik yapılar açısından benzerlik gösterir. Hayvan anatomisi de insan anatomisine yapısal ve fonksiyonel açıdan benzer. Hayvanlarda çoğu sindirim sistemi, solunum sistemi, sinir sistemi ve diğer sistem organları insanlardaki benzer fonksiyonlara sahip. Ama sistemlerin büyük çoğunluğu insanlarda daha gelişmiş durumda. Örneğin, insan beyni diğer hayvan türlerine göre daha büyük ve karmaşık. Bu durum, insanların daha gelişmiş zihinsel yeteneklere sahip olmasını sağlıyor. Fakat bazı hayvanların iskelet sistemi insanlardan daha fazla gelişmiş, bazılarının ise görme sistemleri insanlarınkinden üstün durumda.

İnsan ve hayvan anatomisi geçmişten günümüze büyük veya küçük ölçekli değişimlere uğradı mı?

M.Ü.: Tüm canlılar, ki buna insan da dahildir, zaman içinde hem küçük hem de büyük değişimlere uğramakta. Paleontoloji bilimi zaten bu konuda zengin bir bilgi dağarcığına sahip. Tüm canlılarda, yaşadıkları ortamda varlıklarını sürdürmek için gerekli olan organ ve yapılar gelişirken, gereksiz olan organlar bireylerde daha az oluşmaya veya kaybolmaya yüz tutar. Bu değişimlerin en hızlı olanlarına en güzel örnek virüslerdeki değişimler. Herkesin yakından bildiği grip virüsü her yıl değişimlere uğrayarak kendini yeni koşullara uydurur ve bu nedenle de her yıl yeni aşılar geliştirilir.

TOPLUMLAR BEDENLERİ HAKKINDA YANLIŞ BİLGİYE SAHİPLER

Hem insan hem de hayvan özelinde; bazı canlıların etnik/bölgesel/yerel özellikler/farklılıklar taşımasının nedeni nedir? Neden bazı canlılar o ülke ya da bölge ile anılır?

M.Ü.: Her canlı türü içinde, bulunduğu bölgeye uyum sağlayan özelliklere sahip olan bireyler hayatta kalırken uyum gösteremeyenler ölür ve bunların genleri de yeni nesillere aktarılamaz. Eğer bir bölgede kurak bir iklim hâkimse böbreklerden suyu çok yüksek oranda emip vücudundan su atılmasını zorlaştıran bir mekanizmaya sahip olan bir birey, bu mekanizmaya sahip olmayan veya mekanizması yeterince gelişmemiş olan başka bir bireye göre daha avantajlıdır. Kişinin sahip olduğu kalıtımsal özelliklere göre fizyolojik ve anatomik özellikleri de farklılık gösterebilir. Bir ilacın bir toplumda gözlenen etkinliği veya yan etkileri başka bir toplumda görülenlerden farklı olabilir.

Sizce bu sergiyi ziyaret edenler insan ve hayvan anatomisine dair nasıl bilgiler ediniyorlar?

M.Ü.: Toplumlar kendi bedenlerinin yapısı ve işleyişi hakkında genellikle çok az, bazen de yanlış bilgiye sahipler. Bu ve buna benzer sergiler başta çocuklar ve gençler olmak üzere herkesin hem kendi bedenleri hem hayvanların bedenleri hakkında bilgilenmelerine hem de canlılar arasındaki benzerlik hatta aynılıkları görmelerine yardımcı olur. Bu açıdan bu serginin ülkemize gelmiş olması çok yararlı olmuştur.

Hayvanları daha iyi tanımak, anlamak neden önemlidir?

M.Ü.: Bazılarını her gün gördüğümüz hayvanların insanlarla ortak olan özelliklerini görmenin, hayvanların da bu dünyanın doğal ve ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamamızda yararlı olacağını düşünüyorum.

O.G.: Hayvanları tanımak ve anlamak; doğanın karmaşıklığını ve çeşitliliğini takdir etmemize yardımcı olur. Ayrıca sadece doğal dünyayı keşfetmekle kalmayız, aynı zamanda onların yaşam haklarına saygı duymamızı ve onları özellikle insanoğlunun yarattığı tehlikelerden korumamız gerektirdiğini de fark ederiz. Hayvanlar da bizim gibi yaşam hakkına sahiptir. Sadece veteriner hekimler ve hayvan severler değil, herkes, hayvanların doğal yaşamlarını sürdürebilmeleri için çaba harcamalıdır. Onları anlamak ve doğayla uyum içinde yaşamak hem bizim hem de onların refahı için önemlidir.

ZENGİN COĞRAFYAMIZDAN ÖRNEKLERLE YENİ SERGİLER YAPABİLİRİZ

Bu alanda başka ne tür sergiler yapılabilir sizce?

M.Ü.: Bu ve benzeri anatomi sergileri daha sık gelirse insanların hem bilgilenmesi sağlanmış olur hem de bilimsel çalışmalara daha yakınlaşmış olurlar. Ayrıca bu sergilerin daha özelleşmiş olanlarının da gelmesini isterim.

O.G.: Bu serginin benzerini kendi coğrafyamızda bulunan örnekleri kullanarak yapılabiliriz. Coğrafi açıdan zengin olan ülkemiz, birçok canlıya ev sahipliği yapıyor. Ve tüm bu örnekler kültürel zenginliğimizin de birer parçası. Etik ihlaller yapılmadan, hiçbir canlıya zarar vermeden bu tip sergilerin yapılabileceği görüşündeyim.