Merhaba sevgili AKŞAM Gazetesi okurları, bundan böyle ‘Moda’nın Gandi’si adlı köşemde bilgilendirici, heyecan veren konu içerikleri ve eleştirilerimle sizlerle olacağım. Öncelikle köşemin adının neden ‘Modanın Gandi’si olduğunu açıklamak isterim. Hepinizin bildiği gibi Mahatma Gandi, Hindistan’da politikacı, sosyal reformcu, guru, gazeteci, arabulucu, eğitimci ve mucit olarak farklı yönleriyle herkese hitap eden bir liderdi. Ben de çok yönlü bir moda insanıyım. Onlarca markaya kreatif anlamda hizmet veriyorum. Akademi çatısı altında gençleri eğitiyorum. Mezun olmuş gençlere stajda ve kurumsal geçişte kişisel destek oluyorum. Moda yazarlığı yapıyorum. İdealist yaklaşımlarım nedeniyle arkadaşlarımın arasında 'Moda’nın Gandi’si olarak anılıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse benim de kendimi konumlandırmak istediğim yer tam da burası. Yani 'Modanın Gandi’si olmak... Gandi'nin ülkesinin gelişimi için yaptığı çalışmaları örnek alarak Türk Moda dünyası için birçok proje geliştirmeye devam ediyorum. Bundan sonra bilgi birikimimi bu köşede sizlere de aktaracağım. İlk hafta için seçtiğim konuysa ‘Haute Couture’…
Kişiye özel tasarım
Haute Couture; kişinin özel beğenisine göre tasarlanmış elbise anlamına gelir. Tam karşılığıysa ‘ısmarlama’dır. Genellikle elit müşterilerin beğenisine göre hazırlanan kıyafet türüdür. Yani kişinin kendi tercihlerine (kumaş, renk, model, aksesuar gibi) göre yapılan tasarımlardır. Gelinlik buna en iyi örneklerdendir. Haute Couture akımı, Fransa'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. O dönemlerde bir ‘Haute Couture’ atölyesi olabilmek için, Haute Couture Sendikası'na üye olmak gerekiyordu. Sendikaya üye olabilmek için atölyede çalışacak insan sayısından çalışanların saat ücretine, dekorasyonundan üretim adetlerine varana kadar her konuda belli kurallara uyulması gerekiyordu. Atölyeler her yıl defile başına en az 35-40 parçalık iki koleksiyon hazırlamakla yükümlüydü. Tüm kıyafetler yüzlerce saatlik uğraş sonucu elle dikilirdi.
HÂLÂ PRESTİJLİ
Bugün hâlâ Haute Couture, zengin ve köklü ailelernden oluşan müşteri kesimine hitap ediyor. Dünya’da bu müşteri sayısının azalmasıyla birlikte genel moda anlayışı da farklılık göstermiş ve modacılar da daha fazla 'giyilebilir' koleksiyonlara yönelmeye başlamışlardır. Haute Couture buna rağmen hala ekstra avangart yani farklı, çok lüks, öncü ve ilham kaynağı olarak görülmekte ve eski cazibesini korumaktadır. Yenilikçi dikiş teknikleri, el dikimi ve boncuk işleme teknikleriyle hazır giyim koleksiyonlarından çok daha prestijli bir duruş sergilemektedir.
Güzel bir tasarım, kaliteli malzeme, kusursuz dikiş…
Hanımlar; yaz aylarında katılacağınız düğün, ödül töreni veya kırmızı halı içerikli geceler için hazırlatacağınız
Haute Couture elbiselerinizde olmazsa olmazları bilmeniz gerekiyor. Türkiye’nin en önemli moda ve Haute Couture tasarımcılarından, dostum Cengiz Abazoğlu’na sizin için özel sorular sordum. Hadi hep birlikte Cengiz Bey’ e kulak verelim.Haute Couture'ün olmazsa olmazı nedir?
Güzel bir tasarım, tertemiz, kusursuz dikiş tekniği ve size özel üretilmiş kaliteli malzeme ve kumaşlarla çalışmak...
Bir Haute Couture elbise kaç provadan geçiyor ve provalara dair vermek isteyeceğin bir tüyo var mı?
Bizde müşteri elbiseyle iki kez buluşuyor ve teslim alıyor. Provaların en büyük tüyosuysa çamaşırın da elbiseyle birlikte hazırlanıyor olması. Son dönemlerde Haute Couture elbiseler tasarladığın ünlüleri bizlerle paylaşabilir misin?
Eva Longoria, Heidi Klum, Lucy Hale, Selena Gomez ilk aklıma gelenler… Hanımlar kumaşları yurdışından kendi alıyor, bu doğru mu?
Benim atölyemde böyle bir uygulama yok. Çok geniş bir malzeme departmanına sahibiz. Bu durumu çok doğru bulmuyorum çünkü tasarım henüz belli değilken kumaş seçimi sakıncalı olabilir. Hanımlar vücut tiplerine aldırmadan başkalarında gördükleri modellerde ısrar edebiliyorlar, siz bu durumda nasıl bir politika uyguluyorsunuz?
Elbiseyi giyecek olan kişinin beden ölçülerini en iyi şekilde gösterecek tasarımı hazırlıyoruz. Yani fotoğrafı tasarımı giyecek kişi oluşturuyor ve bir gecelik yıldıza dönüşüyor. Kopya tasarımlar hakkında ne düşünüyonsunuz?
Her tasarımın kişiye özel bir hali olmalı. Ancak kopya üzerine çalışan atölyeler var. Genellikle hanımlar önce güzel bir tasarım sonra da kusursuz bir işçilikle buluşmayı arzu ediyor. Ancak bu iş için küçük bir bütçe varsa orijinal bir tasarım yaptırmak yerine beğendiği bir tasarımın kopyasıyla da daha küçük bir mutluluk elde edebilir. Okuyucularımıza bütçelerine göre en doğru seçimi yapmaları için neler önerirsiniz?
Bu terim bize ait olmadığı için herkes kolaylıkla tabelasına yazabiliyor. İstanbul’da gerçek ‘couture’ servisi veren çok az atölye var. Tabii ki gerçek bir couture servisi almak da oldukça maliyetli. Ancak müşteri kendi sosyal ve ekonomik konumuna göre tasarımcının hazırladığı koleksiyondan daha ulaşılabilir fiyatlarla özel parçalar da elde edebilir. Sizin Haute Couture koleksiyonunuz sabırsızlıkla bekleniyor, net bir tarih söz konusu mu?
Ocak 2017’de Paris HC Fashion Week’te yeni koleksiyonumla yer alacağım.