Hatay'daki restorasyona yol haritası

Deprem ve benzeri afetler insan kadar tarihi ve kültürel mirası da tehdit ediyor. Geçen yıl yaşadığımız deprem, şehirlerin tarihi dokusunu da yerle bir etti. Bu yüzden ülkemizdeki tarihi dokuyu korumak ve kültürel mirası kayıt altına almak büyük önem taşıyor. Vakıf Eserleri Envanter Projesi'ni başlatan Vakıf Katılım bu anlamda büyük bir boşluğu dolduruyor. Projenin ilk kitabı Hatay Vakıf Eserleri yeniden inşa sürecindeki Hatay için tam bir yol haritası olacak nitelikte.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Tarihi ve kültürel zenginlikler açısından çok bereketli topraklarda yaşıyoruz. İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan Anadolu'da kurulan hayat süren her medeniyet katman katman izler bırakmış. Bu eserlerin bir kısmı müzelerde sergilense de kayıt altına alınmamış sayısız tarihi yapı mevcut. Özellikle Selçuklu ve Osmanlı döneminden bugüne ulaşan kültürel varlıkları belgelemek, korumaya alıp gelecek nesillere aktarabilmek için büyük önem taşıyor. 6 Şubat depremleri sonrası bu tür kaynak eserlere neden ihtiyaç duyulduğu acı bir şekilde tecrübe edildi.

Bu konuda bir adım atarak geçmişten günümüze kadar gelmiş vakıf eserlerinin envanterini oluşturmak için Vakıf Eserleri Envanter Projesi'ni hayata geçiren Vakıf Katılım, ilk olarak Hatay Vakıf Eserleri kitabını yayına hazırladı. Proje kapsamında alanında uzman ekipler tarafından vakıf eserleri fotoğraflanıyor ve bu fotoğraflar mekân bilgileri ile kitap haline getiriliyor. Ayrıca çekilen karelerden bir de sergi açılıyor. Tam bir kaynak kitap niteliği taşıyan bu kitap aynı zamanda 6 Şubat depremlerinde büyük zarar gören Hatay'daki vakıf eserlerinin restorasyonlarına da referans olacak nitelikte. Projenin detaylarını Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben anlattı.

DİJİTAL ORTAMA TAŞIMAK İSTİYORUZ

"Vakıf Eserleri Envanter Projesi'ni, 2022 yılının Haziran-Temmuz aylarında vakıf eserlerini hem tanıtmak hem de gelecek nesillere aktarmak misyonu ile hayata geçirdik. Bu çerçevede medeniyet timsali olarak gördüğümüz Selçuklu ve Osmanlı'dan bugüne kadar gelmiş vakıf eserlerinin bir külliyatını, envanterini oluşturmak için çalışmalarımıza başladık. Proje kapsamında Türkiye'nin neredeyse tamamına yayılmış olan vakıf eserlerini fotoğraflayacak, sonra bu fotoğrafları sergileyeceğiz. Ardından da bu fotoğrafları ve eserler hakkında bilgileri koleksiyon niteliğinde bir kitapta toplayarak dağıtımını yapacağız." diyen Akben, nihai hedeflerinin bu çalışmaları dijital ortama taşıyarak daha geniş kitlelere ulaştırmak olduğunu belirtti. Daha önce böyle bir çalışma yapılmadığından bahseden Akben sözlerine şöyle devam etti: "Zaman zaman bazı usta fotoğrafçıların çalışmaları olmuş, yalnız onlar da vakıf eserleri özelinde değil. Hatay için de böyle bir çalışma bulunmuyor. Ayrı ayrı yapılmış akademik çalışmalar olduğunu görüyoruz fakat eserlerin profesyonel anlamda bir araya getirilmiş bir külliyatı bulunmuyor."

HATAY MEDENİYETİ İLE ÖNE ÇIKTI

Projenin ilk durağı Hatay oldu. Alanında uzman ekiplerle çalıştıklarını ve Hatay özelinde 2 bin 600 kare fotoğraf çekildiğini anlatan Akben, "Projemiz ortaya çıktığında nereden başlayacağımız üzerine kapsamlı bir etüt çalışması gerçekleştirdik. Alanında uzman bilim insanlarıyla yaptığımız istişarelerde Hatay hem medeniyet beşiği hem çok kültürlü, bir tarafı Akdeniz, bir tarafı Doğu'ya doğru açılan kozmopolit ve butik bir şehir olması nedenleriyle ön plana çıktı. 2022 yılının Eylül ayında eserleri fotoğraflamaya başladık. Konuyla ilgili alanında son derece profesyonel bir ekiple çalışmalarımızı hayata geçirdik. Fotoğraf ekibiyle üç ay kadar süren bir çalışma başlattık ve Hatay'ın bütün vakıf eserleri yaklaşık 2 bin 600 karede fotoğraflandı. Fotoğraf çekimleri Berica Nevin Berberoğlu ve ekibi tarafından yapıldı. Ve 2023'ün başında fotoğraflama çalışmamız nihai haline geldi. Kitapta yer alan eserlere dair kapsamlı bilgiler de Halil Agah, Prof. Dr. Nusret Çam ve Berica Nevin Berberoğlu tarafından hazırlandı. Bu ekipte fotoğraf sanatçıları ve yazın ekibi dışında ışıkçılar, mimarlar ve uzman sanat tarihçileri de bulunuyor." şeklinde konuştu.

KAYNAK KİTAP OLDU

Vakıf eserleri kapsamında Vakıflar Genel Müdürlüğü envanterine kayıtlı; kervansaraylar, külliyeler, camiler, çeşmeler, mescitler, türbeler, kiliseler, eski evler ve konaklar gibi eserleri kayıt altına aldıklarını belirten Akben, büyük bir titizlikle çalıştıklarını sözlerine ekledi. Ortaya çıkan Hatay Vakıf Eserleri kitabında 117 eser ait fotoğraf ve bilgiler yer alıyor. Kitap Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış. Bunun nedenini ise Akben şöyle anlatıyor: "Bu kitabın ve bundan sonra basacağımız eserlerin bir koleksiyon değeri taşıdığını düşünüyoruz. İki dilde tercih ettik çünkü ortaya çıkardığımız kaynağın ilgili herkesin kütüphanesinde bulunmasını ve kaynak kitap olarak başvurulmasını arzu ettik."

YENİ DURAK KONYA

Bu değerli kaynağın ülkemizdeki tüm kütüphanelere ve yerel yönetimlere dağıttıklarını dile getiren Akben, kitaplardan istifade etme isteyenlerin vakifkatilim.com.tr üzerinden de dijital baskı haline (pdf olarak) ulaşılabileceklerini söyledi.

Hatay'da çekilen fotoğrafların bir kısmının 2023 Kasım ayında Üsküdar'da bulunan Mimar Sinan Galerisi'nde düzenledikleri sergi ile ziyaretçilere sunulduğunu hatırlatan Akben projenin yeni durağının Konya olduğunu açıkladı: "Konya'nın tarihi dokusu malumunuz, çok zengin... Konya'da gelecek kuşaklara aktarılması gereken çok sayıda Vakıf eseri bulunuyor. O nedenle Konya için yine çok titiz bir çalışmanın içerisindeyiz."

HATAY'DAKİ ESERLERİN RESTORASYONUNDA REFERANS OLACAK

6 Şubat 2023 depremi 11 ili etkilerken en çok zarar gören yerlerden biri de Hatay olmuştu. Vakıf Eserleri Envanter Projesi kapsamında yapılan Hatay çekimlerinin hemen ardından yaşanan depremde kayıt altına alınan bazı vakıf eserlerinin büyük bir zarar gördüğünden de bahseden Akben, "Bu eserlerden Hünkar Mescidi orta hasarlı, Şeyh Ali Camii hasarlı, Kurşunlu Han ağır hasarlı, Habib-i Neccar Cami ağır hasarlı, minareleri yıkılan Meydan Cami ve Osmaniye Cami ağır hasarlı, Uzun Çarşı Çeşmesi ağır hasarlı, toplam 2.500 dükkandan oluşan ve şu anda 600 kadarı ağır hasarlı olan Uzun Çarşı ağır hasarlı, kubbesi, minaresi ve bazı duvarları yıkık olan Sarımiye Camii ağır hasarlı, Ulu Camii enkaz halinde, Kurtuluş Caddesi maalesef enkaz halinde. Dolayısıyla hayata geçirdiğimiz bu çalışma eserlerin yeniden inşasında bir kaynak olması dolayısıyla ayrı bir önem teşkil ediyor." diyor ve ekliyor: "Projemiz kapsamında Vakıf eserlerinin fotoğrafları mimari açıdan ölçülendirilerek olası bir restorasyon çalışmasında da bir kaynak oluşturması için detaylı olarak çekildi. Yani tüm eserler matematiksel hesaplarla fotoğraflandı. İç ve dış mekân fotoğraf çekimlerinde metrik ölçümlerle, çatı, kubbe vs. açılarını görebilecek, ölçümleyebilecek çekimler yapıldı. Şu anda Hatay'da Ulu Camii, Antakya'daki Anadolu'da yapılan ilk cami olarak bilinen Habib-i Neccar Camii gibi tarihi ve çok derin anlamı olan yapılar özellikle yerel yönetimler tarafından ayağa kaldırılıyor. Bizim de deprem bölgesinde vakıf eseri olarak bilinen yapılarda birtakım çalışmalarımız söz konusu. Elbette oluşturduğumuz bu referans kaynağını, depremde hasar görmüş kültürel miraslarımızın restorasyonunda bir kılavuz olarak kullanmak isteyen kurum ve kuruluşlar değerlendirebilir, bu anlamda iş birliğine açığız."