Hastalık ve aşı arasında başka istasyonlar da var

Pandemi sürecinde benim gördüğüm bir şey var. Sürekli aşı konuşuluyor. Bunda yanlış bir şey yok ancak hastalık ile aşı arasında mutlaka başka istasyonlar, koruyucu ürünler ve bitkisel ilaçlar da olması gerekliliği herkesin gözünden kaçıyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezinde (KOZMER), doğadan toplanan kekik ve ada çayından dezenfektan üretildi. “Corona ve diğer mikroorganizmalar üstünde kekiğin son derece faydalı olduğu bilinmektedir. Benim yaptığım ise bu bilgiyi somut ve doğal bir ürüne çevirmek oldu.” diyen KOZMER Müdürü Prof. Dr. Nazan Demir’le koruyucu hekimlik ve hastalıklarla mücadelede sentetik ürünler yerine neden bitkilerin kullanılması gerektiğini konuştuk.

Pandemi sürecinde kekikten yaptığınız dezenfektan çok konuşuldu. Kekiğin bu anlamda ne tür faydaları var?

Kekiğin yararları, iyileştirici gücü 4 bin yıldan beri bilinmektedir. Atalarımızdan bugüne kadar gelen geleneksel şifalı bir bitkidir. Her dönem, her yeni nesil kurutulmuş kekiği, suyunu ve yağını kullanmıştır.

Kekiğin bir dizi güçlü tıbbi etkisi vardır. Kekik bitkisinden yaprak çiçek durumlarının su buharı distilasyonu yöntemi ile yüzde 2- yüzde 8 oranında yakıcı lezzetli aromatik kokulu uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağdan monoterpen fenollerden karvakrol ve timol bulunmaktadır. En önemli bileşenlerinden olan timol, biyositler olarak bilinen doğal olarak oluşan bir bileşik sınıfından biridir. Bunlar, bulaşıcı bakteriler gibi zararlı organizmaları yok edebilen maddelerdir. Karvakrol gibi diğer biyositlerle birlikte kullanılan kekik, güçlü antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bu nedenle bilimsel olarak da uzun yıllardır bitkiler ile çalışan ve ürünler geliştiren bir bilim insanı olarak ilk aklıma gelen bitki kekik olmuştur.

Corona ile mücadelede kekik ne kadar faydalı ve bu bitkiden yeterince istifade edebildik mi?

Corona ve diğer mikroorganizmalar üstünde kekiğin son derece faydalı olduğu bilinmektedir. Benim yaptığım ise bu bilgiyi somut ve doğal bir ürüne çevirmek oldu. Küresel bir hastalık ile savaşırken böyle bir ürün son derece değerlidir. Üstelik insanları hastalığa yakalanmadan korumayı amaçladığı için çok daha farklı bir yönden ele almak gerekir. Bazen gerçek karmaşık bilimsel araştırmaların ve büyük projelerin ardında değil; son derece sade ve göz önündedir. Benim yaptığım bu sade ve etkili gerçeği gün yüzüne çıkarmaktan ibarettir. Tabii ki arka planda çok uzun yıllar laboratuvarda ve sahada geçirilmiş zamanlar vardır.

Ülkemiz kekik bakımından çok zengin. Peki, biz kekiği doğru değerlendirebiliyor muyuz? Yabancıların bu dönemde ülkemizden kekik aldığı biliniyor. Bu konuda neler söylersiniz?

Pandemi sürecinde kekik ile ilgili geliştirilen ilk ürünler bizim merkezimizden çıktı ve basında çok yer aldı ama maalesef bunun kitlesel üretimi bizim tarafımızdan yapılamadı. Yaptığım ürünler kurum içinde ve şehir bazında dağıtılarak, etki alanı sınırlı kaldı. Bu durumda ürünün ve fikrin yabancılar tarafından kullanımını, bu amaçla kekik alınmasını normal saymak gerekir düşüncesindeyim. Bu kadar stratejik bir dönemde böyle bir ürün illa ilgi çekecektir. Bu kaçınılmaz. Gönül isterdi ki bunu ilk yapan yerde ve en etkili halini içeren formül ile çoğaltabilmek mümkün olsaydı.

Doğal dezenfektan kullanmak neden önemli?

Pandemi nedeni ile insanlar dezenfektanlara ve kolonyalara yöneldi. Tamamen sentetik olan bu ürünlerin uzun süreli kullanımı bana göre uzun vadede çok ciddi sağlık sorunlarına yol açma potansiyeline sahip. Özellikle peroksit bazlı ürünlerin uzun süre kullanımına dayalı sonuçları bana göre endişe verici olabilir. Bu tip ürünlerin verdiği tahribat mutlaka dikkate alınmak mecburiyeti gerektirmektedir. Hastalığın şoku bize bugün kullanılan ürünlerin gelecekte oluşturması olası sorunları gözden kaçırmasına vesile olmamalıdır. Tabiri caiz ise yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak gerekir.

Bitkilerle tedavi çok popüler bir konu. Ülkemizde tıbbi bitkilerin üretimi ve AR-GE çalışmaları ne noktada? Daha iyi bir yere gelebilmesi için önerileriniz neler?

Kişisel düşüncem konunun tüm zamanlarda önemli olduğu şeklindedir. Ancak 1970’ler de başlayan yeşil kimya hareketi ile yeniden gündeme geldiği ve sentetik kimyanın yerini bitkisel ürün kökenli ürünler büyük bir önem kazanmıştır. Bu tip çalışmalar bizim ülkemizde de son yıllarda önem kazanmış gibi görünse de maalesef istenilen seviyeye ulaştığını söylemek zordur. Ülkemiz gibi gerçek bir endemik bitki cennetinde konunun önemi yeterince anlaşılamamış gibi görünmektedir. Konu ile ilgili çalışmalar ya bireysel düzeyde kalmış ya da daha popülist yaklaşımlar ile konu ile ilgili hiçbir bilimsel araştırması olmayan kişilerce kamuoyu yönlendirmeye çalışılmıştır. Yine konu ile ilgili çok popülist yaklaşılmış rastgele denilebilecek ekimler yapılmıştır. Mesela, çok değerli endemik çiçeklerin, orkidelerin, nergislerin, lalelerin yetiştiği alanlara lavanta ekimi yapılması ve bunun tamamen popülist yaklaşımlar ile yapılması gerçekten çok üzücüdür. Pandemi sürecinde benim gördüğüm bir şey var. Sürekli aşı konuşuluyor. Bunda yanlış bir şey yok ancak hastalık ile aşı arasında mutlaka başka istasyonlar, koruyucu ürünler ve bitkisel ilaçlar da olması gerekliliği herkesin gözünden kaçıyor. Benim bu gurup ürünleri çalışma nedenim budur.

Sizin geliştirdiğiniz hangi ürünler var. Çalışmalarınız ülke ve dünya ölçeğinde nasıl karşılık bulunuyor?

Ben uzun yıllar boyunca klinik Biyokimya ağırlıklı çalışan biri olsam da arka planda daima bitkisel araştırmalara ilgi duydum ve doktoram biter bitmez bu alanda da çalışmalar yapmaya başladım. Bir yandan hastalıkların, nedenlerini ve mekanizmasını araştırırken diğer yandan bu hastalıklara bitkisel çözüm olabilecek araştırmaları da yürüttüm. Yol beni bazen kozmetik ürünlere, bazen parfüme ama çoğunlukla da ilaç benzeri koruyucu ürünlere çıkardı. Bu anlamda çok sayıda ürün geliştirdiğimi ve konu ile ilgili çalışmalarıma yoğun bir şekilde devam ediyorum.

Koronavirüs pandemisiyle beraber dünyada sağlık konuları gündemde sıcaklığını artırdı. Giderek artan antibiyotik kullanımı insan sağlığını tehdit eder hale geldi. Uzmanlar bilinçsiz şekilde kullanılan tek bir antibiyotiğin bile zararının 2 yılda iyileştiğini ifade ederken, özellikle koronavirüs (Covid-19) pandemi sürecinde ortaya çıkan zatürre nedeniyle geniş geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımını ciddi şekilde artış gösterdi.

“Eğer ciddi önlemler alınmazsa çok basit enfeksiyonlardan insanlar ölecek" bir tablo ortaya çıktı. O yüzden hastalığı yakalanmadan durdurmak her zamankinden daha fazla önem kazandı. Kekiğin antibiyotik direncini kırdığına dair bilimsel bulgular benim bu ürünlere yönelmemin ana nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Bu tarz çalışmalara destek verilmesi bana göre çok önemlidir. Çünkü pandemi bittikten sonra geriye kalacak ve sürekli olacak ürünler bunlardır. Bu formülasyonlar son derece önemlidir.