Halı sanatında tarih yolculuğu

Türkiye'de ilk defa bir konsept halı sergisi düzenlendi. İşin ticaret kısmında olanlar, bu işle uğraşan akademisyenler ve üreticiler bu sergide birleşti. Bütün bu organizasyonu Verni Art Salon'un Sanat Yönetmeni Melis Uludağ ve ekibi yaptı. Biz de Bu halı yolculuğunu Melis Uludağ ile konuştuk.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Halı sergisini anlatır mısınız?

Verni Art Salon’da ikinci sergimizi yapıyoruz. İlk sergimiz Sinan’ın İstanbul’uydu. Şimdi en kadim sanatlarımızdan birisi olan halılarımıza yer verdik. Bizim zaten ismimiz Verni. Biz ismimizi bir halıdan alıyoruz. Kimliğimize uygun olan bir sergiyi hayata geçirdik. “İlmiğin ucundaki söz” dedik. Çok meşakkatli bir sergi olduğunu yaşayınca anladık. Bilgiye hakim olmanız gerekiyor. Verni Art Salonu’nda tarihi bir mekan içerisindeyiz ve her katımızda da farklı bir sanat dalını burada sanatseverlere sunmaya çalışıyoruz. En alt katımızda ipek ve yün halı bölümlerimiz var. Orta katımızda antika ürünlerimiz üst katımızda da art salonlarımız var. Biz bu hali sergimizde binanın tamamı üzerine konseptledik. Sadece duvarların üzerine halılara asmak olmayacaktı. Merdivenlere de koyduk, girişe de koyduk. Bütün kaidelerimizin üzerini en özel ipek halılarımızla süsledik. Dokuma örneklerini sunduk. Çünkü bulunduğu iklim dolayısıyla her bölgenin farklı deseni farklı kültürünü halısına yansıtmış. İstedik ki sesimiz daha bir duyulur olsun.

HALILARIMIZI ANLATIYORUZ

İhracatımızı yapan halıyı yurtdışına duyuran birlikle beraber halı sanatını öğreten akademisyenlerimizle de birlikte olmak istedik. Akademisyen Doktor, Mimar Sinan Üniversitesi’nden Servet Senem Uğurlu hocamız, araştırma görevlisi Esen Baydemir ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Mustafa Kazar hocamız bize çok destek oldular. Burada bir seminer etkinliğinde bulunduk. Halılarımızı anlatmak da gerekiyor. Nereden hangi toplumlardan gelmiş? Nasıl bir örnekleme yapılmış? Günümüzde o örnekleri görebiliyor muyuz? Bugünün çağdaş yorumları nelerdir? Vakti zamanında saraydaki halılar nasıldı? Ne için kullanıldı. Halı sanatı bizi tarihsel bir yolculuğa çıkardı. 

MİSAFİRLER HALI DOKUYOR

Gelen misafirler burada halı da dokuyor öyle değil mi?

Her gelen misafirimize burada bulunan Balıkesir’den çok özel getirtilen özel bir halı tezgâhımız var. Yaşamış bir halı tezgâhı bu. Yağcı Bedir isminde bir çalışma yapılıyor. Üzerindeki bir kısım dokumasını orada yaptırdıktan sonra akabinde de sergi öncesinde Verni Art Salonu içerisine bu tezgâh kuruldu. Her misafirimizde bir ilmek attırdık. Kolektif bir sergi haline getirme amacımız. İstiyoruz ki insanları biraz dâhil edince haliyle bakış açısı çok daha farklılaşacaktır. Biz konsept sergi yapmamızın amacı da buydu.

BU HALI CEZAEVİNDE DOKUNDU

“Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın 7 bölgesinden halılar var. Burada önemli halılar arasında Tebriz halılarımız mevcut. Ama üst sergileme alanımızda Osmanlı dokumaları var. Onlar da çok özel bir koleksiyon. Halıların arasında neden dokumaları da göstermek zorundayız. Çünkü o da bu işin bir parçası. Dokuma örnekleri de bugüne kadar hiç sergilenmemişti. Her halının ayrı bir hikâyesi var. Beni etkileyen hikâyelerden bir tanesi Sivas Cezaevi halısı oldu. Bugüne kadar halılar hep kadınlar tarafından dokunmuş. Ancak Sivas Cezaevindeki halıyı dokuyan erkekler oldu. Hem sergiye katkı hem de kazanç sağlamak hem de bu kadar özel bir durumu desenle renkle birleştirerek aslında bir ömrü orada anlatmak. Bu bana çok dokunmuştu. Her gelen misafirimize bu halıyı anlatmak durumu içerisine giriyorum. Sümerbank diye Türkiye’nin vakti zamanında önemli kurumlarından birisiydi. Sümerbank’ın çok özel koleksiyonu vardı. Ne yazık ki bu koleksiyon tükendi bitti ve bundan son arta kalan son parçalardan bir tanesi bizim sergi salonumuzda. Sergimizde 700 adet halı var. Hepsi satışa açık. 2 bin 500 TL’den 115 bin TL’ye de halımız var.”