Güvenli bağlanma çocukların geleceğini etkiler

Mutlu bir evliliğin, güzel bir işin ve sağlıklı arkadaşlığın temelinde güvenli bağlanma var. Güvenli bağlanmanın bebek doğduğu andan itibaren annesi ile olan ten tene temasıyla başladığını belirten Dr. Serpil Kırım, ''Bağlanmanın üç noktası var; ten, göz ve ses teması. Anne bunu bebeğiyle doğru bir şekilde sağlarsa daha güvenli ve mutlu nesiller ortaya çıkar.'' diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Doğum hem kadın hem de çocuk için en özel anlardan biri. Peki bir kadın kendini ne zaman anne olmaya hisseder? Aslında böyle bir an yok sanırım. Ama bazı şeylerin farkında olarak anne baba olmak da çocuğun geleceği için oldukça önemli. Sağlıklı bir doğum için doktor kontrolünde ilerlemek, gerekiyorsa bazı eğitimler almak kıymetli. Bu bir yolculuk ve uzun süren bir süreç. "Pozitif düşün pozitif doğum yolculuğunuz olsun" mottosuyla hastalarına hem psikolojik hem de jinekolog olarak danışmanlık veren Op. Dr. Serpil Kırım hayatımızı etkileyen bu süreci anlattı.

DÜZENLİ TAKİP SORUNLARI ÇÖZER

"Anne olmak genlerimizde olan bir şey. Ama anne olmaya hazır hisssetmek gibi bir şey yok aslında. Yani bir anda 'Evet anne olmaya hazırım.' diyemiyorsun. Elbette bir başlangıç noktası ve hazırlık süreci olabilir. Bu da farkındalıkla mümkün. Eskiden böyle değildi. Erkek, kadın evlenir ve çocuk yapardı. Şimdi bir hayat planına göre ilerliyor çoğu anne baba adayı. Elbette anne adayının kendi içsel döngülerini tamamladıktan sonra anne olması çok kıymetli." diyen Kırım, anne ve baba adaylarının çocuk düşünmeden önce bir doktor kontrolünden geçmesinin önemine değindi. Özellikle kadınların ergenliğe girdikten sonra mutlaka bir jinekologla tanışması gerektiğinin altını çizen Kırım, "Evlenmeden bir doktora danışıp sorun olup olmadığına bakılması ileride çocuk düşünenler ebeveynlerin faydasına olur. Bazı durumlarda erkenden çocuk sahibi olmak gerekebiliyor. Kısa vadede çocuk düşünmeyenler yumurtalıklarını dondurabilir. Çünkü kadınlarda 35 yaş sonrası yumurtalık sayısı azalır. Hatta 40'dan sonra zorlaşır. Bunun azaldığını farketmek için de rutin kontorller önemli. Ya da herhangi bir sorun yoksa o zaman gebe kalmak ve sonrası için doktorları onlara rehberlik edebilir. Bu da süreci kolaylaştırır. Gebe kalmayı planlayan kadınlarda kan testlerine, adet dönemlerinde hormonlarına ve yumurtalık sayılarına bakılır. Simir testi de yapılıyor. Erkeklerde mutlaka gebelik öncesi muayne olmalı. Herhangi bir problemi olmadığı halde bir yıl içinde gebelik yaşanmazsa bir hekime başvurmak lazım. Belki bu durumda tüp bebek denenebilir." şeklinde konuştu.

Gebe kalmadan 8,9 ay öncesinde yaşam tarzında bazı değişikliklere gidilmesi gerektiğini söyleyen Kırım, "Yeme içmeden egzersize kadar her şeye dikkat edilmeli. Psikolojik olarak da bir hazırlık süreci gerekebilir. Kimi kadınların anne olmakla ilgili kaygıları yokken kiminin olabilir. Dolayısıyla bu sorunlar gebe kalmadan önce çözülürse hem gebe kaldıktan sonraki süreç hem de doğum sonrası anne-çocuk güvenli bağlanması daha kolay olur. Psikolojik sorunların altında genelde bağlanmanın dozunu ayarlayamamak ya da ayrışamamak yatıyor. Dolayısıyla anne bağlanma süreçlerini etkileyecek şeyleri bilir ve bunlara dikkat ederek kendi içindeki süreci tamamlarsa o zaman çocuğuyla daha doğru bir bağlanma süreci yaşar." diyor.

POZİTİF YOLCULUK HER BEBEĞİN HAKKI

"Benim mottom pozitif düşünün pozitif doğum yolculuğu olsun." diyen Kırım anne olmanın bir yolculuk olduğunu ve olumlu düşüncelerle bu yola çıkmanın ne kadar kıymetli olduğunu anlatıyor: "Danışanlarıma pozitif doğum yolculuğu eğitimleri, anne-baba hazırlık eğitimleri ve güvenli bağlanma eğitimleri veriyorum. Pozitif doğum yolculuğu; bedensel ve zihinsel hazırlıkların yapılarak doğum çoşkusunun yaşandığı, anne ve bebek bağlanmasının ilk dakikalarda ten tene temasla gerçekleştiği, doğum şeklinden bağımsız olarak pozitif duyguların eşlik ettiği bir doğum yolculuğudur. Doğum anı özeldir ve anne ile bebek bunu hayatı boyunca hatırlar. Güzel duygularla çocuğunuza kavuşursanız aynı duygularla onun büyümesine eşlik edersiniz. Pozitif doğum yolculuğunun bazı basamakları var. İlki annenin ve ailenin tercihlerine saygı duyacak bir hekimle yola çıkmak. İkincisi doğuma hazırlık eğitimleri almak. Bazı ebeveynler 'Buna gerek var mı?' diye soruyor. Önceden doğumlar planlanmazdı. Ama artık öyle değil. Özelikle kadınlar iş, kariyer, ekonomik şartlar derken o doğurma güdüsünü unutuyor. Dolayısıyla bedene ve zihne bunu yeniden hatırlatmak lazım. Bu noktada eğitimler devreye giriyor. Burada doğum nasıl başlar, baba doğumda olmalı mı?, doğum yöntemleri, bebekle iletişim kurma gibi konular bilimsel verilerle anlatılır. Anne ve babanın birlikte katılması çok önemli. Diğer bir basamak zihinsel hazırlık süreci. Gebelik sırasında bazen psikolojik sorunlarda olabiliyor. Bunları daha önce farkeder ve çalışırsak doğumu etkilemez. Genelde 24. haftadan itibaren görüşme yapmayı tavsiye ediyorum. Bazende psikoojik olarak herhangi bir sorun olmuyor o zaman da aile olmak, anne olmak, güvenli bağlanma süreçlerine değiniyoruz. Pozitif doğum yolculuğunun dördüncü basamağı doğumda birebir destek. Çok az anne adayı bu süreçte yalnız kalmak ister. Çoğu gebe yanında güvenebileceği bir ebenin olmasını istiyor. Son ve en önemli basamak ise anne ile bebeğin ten tene teması ve güvenli bağlanma. Anne ya da çocukta herhangi bir sorun yoksa bebek doğar doğmaz annenin göğsüne konmalı ve sağlıklı ilk bağlanma gerçekleşmeli. Bu basamakları tamamladığınızda zaten gebe mutlu bir süreç geçiriyor ve huzurlu bir doğum yapıyor. Dediğim gibi doğumun türü burada önemli değil. Elbette mümkünse normal doğum, sorun varsa sezaryan doğum ya da aile istiyorsa suda doğum desteklenebilir. Ama bu doğum şeklinden bağımsız pozitif bir yolculuk geçirmek çok kıymetli. O zaman bebeklerde hayata bir adım önde başlıyor ki bu bebeğin en doğal hakkı."

ELİNİZDE TELEFONLA ÇOCUK EMZİRMEYİN!

"Annesine güvenli bağlanan çocuk da tüm önemli ötekilerle düzgün ilişkiler kurabiliyor. O çocuk büyüdüğünde güzel bir iş kuruyor, doğru bir evlilik yapıyor, arkadaşları ile ilişkisi daha olumlu oluyor. Kısaca güvenli bağlanan çocuklar huzurlu ve mutlu bir hayat sürüyor." diyen Kırım sözlerine şöyle devam etti: "Güvenli bağlanma kısmı çok önemli. Bağlanmanın üç temas noktası var: ten, göz ve ses. Göz ve ten teması emzirme sürecinde yaşanıyor. Ya da emmese bile mama aldığı zamanlarda. Ses teması da annelerin bir mekanik sesi vardır bir de kadife sesi. Çocuklarla iletişimde bu kdife olan ses daha duyarlı, kalbe dokunan ses kullanılır. Doyurma anında içinizden ne geçiyorsa çocuğunuzla konuşun. Emzirme bağlanma için çok önemli. Bu kadın için de önemli bir an. Dolayısıyla elde telefon ya da TV izleyerek emzirmeden bahsetmiyorum. O anda olarak çocukla göz göze hissederek bu eylem yapılmalı. Burada çocuk sadece besin almıyor duygu da alıyor. Güvenli bağlanma için önemli bir an diyebiliriz. Bebekle anne içsel olarak bağlıdır zaten. Bir anne bebeğinin ihityacını hisseder. Kendi içimizden geldiği gibi çocukları yetiştirirsek daha güvenli bir nesil ortaya çıkar.