Giresun'u 'Gör'hele

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com

Mavi ve yeşilin kucaklaştığı

Derelerin Karadeniz ile kavuştuğu
Yağmurun kaliteli fındığa dönüştüğü Giresun’dayız…

Giresun’a Görele’den başladık gezmeye… Tam bir tabiat harikası, insanları o kadar sıcak ve samimi ki, hiç ayrılasım gelmedi bu şirin ilçeden. Ama küçük dediğime bakmayın, kocaman yürekler ve işler barındırıyor kalbinin tam ortasında… 

DONDURMAM KAYMAK

Hepimiz Kahramanmaraş’ın kesme dondurmasını biliriz. Görele’de 400 yıldır devam eden bir dondurma geleneğine sahip… Hem de öyle ağızda eriyen deyim yerinde ise, kaymak gibi… Ama beni en çok şaşırtan ise hayra dağıtılan dondurmalar  “Zebil” diye bağırdı mı? Dondurmacı önünde anında sıra oluşur. Herkes bilir ki, birisinin ölmüşleri hayrına dondurma dağıtılır. Aynı zamanda coğrafi işareti olan dondurmanın kesinlikle tadına bakılmalı. 

KEMENÇENİN ANAVATANI

Kemençe ve türevleri hemen hemen dünyada birçok ülkede çalınıyor. Peki, horonların vazgeçilmesi kemençenin Görele’den çıktığını biliyor musunuz? Şehrin tam ortasında Kemençe Parkı var. Hemen arka sokaklarında harika keçence ustaları var. Görele’ye gelmişken, yağız delikanlılardan bir de horon kursu aldık.  Unutulmaz bir şölen oldu. 

GÖRELE PİDESİNİN LEZZETİ

Güne nasıl bir kahvaltı ile başlarsınız bilmiyorum. Ama o kadar güzel bir pidesi var ki, Görele’ye gelmişken mis gibi pidesinin tadına bakın… Hatta paket yaptırıp eşinize dostunuza götürün yok böyle bir lezzet… Görele Pidesi Karadeniz hattında, hatta Türkiye’de rüştünü ispatlamış durumda.

KÜMBET YAYLASINDA OKSİJEN DEPOLAMAK

Giresun’un en bilinen ve bana göre en harika yaylalarından biridir Kümbet yaylası. Yeşil yol tam da üzerinden geçecek. O kadar güzel bir havası var ki, gözünün görebildiği yere kadar allı, morlu, yeşilli ormanlar… Rehberimiz Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği Müdürü Tamer Uzuner, o kadar sıcak ve samimi ki bizi evimizdeymişiz gibi ağırladı.

Sakin, huzurlu, su ve kuş cıvıltısı ahenk içinde, doğanın bize notasız armağanı… Birazdan bir kırlangıç gelecek ve bize şarkı söyleyecek gibi… Önce huzur doldu ruhuma ama müzik ruhun gıdası ya, acıktık sanırım, güne harika bir Karadeniz kahvaltısı ile başladık. Doğal Dükkan diye muazzam bir yere götürdüler bizi. Deniz kenarında, sıcak, samimi, Giresun’da yetişen otlardan harika yumurtalar yapıldı. Tereyağı, muhlama, kavurma, Giresun yağlısı, tirit, demlikte mis gibi çay böyle bir kahvaltı ile güne başlamak insana harika bir enerji veriyor.

VEJETARYENLER İÇİN İDEAL ŞEHİR

Hep etten bahsedecek değilim. Ama o kadar çok ot bitiyor ki, yüzlerce çeşit yemek yapılıyor o restoranlarda… Tam bir sebze cenneti karışık dible, galdirik kızartması, pancar döşemesi, pancar dolması, kiraz tuzlusu, ısırgan otu çorbası ve daha yüzlercesi…

Daha fazla söze gerek yok. Yaşamalısın o yaylalarda, içine çekmelisin huzurunu, yelken açmalısın mavi sularında, tatmalısın o lezzetleri, belki o zaman anlarsınız beni… Ne duruyorsun sen de Giresun’u Gör’hele…