ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) tarafından şubat ayında Antarktika’ya bilimsel seferlerin 4.sü gerçekleştirildi. Gidilen bölgede hem “Gezegenin Kara Kutusu: Antarktika” adlı bir belgesel ortaya çıktı hem de önemli bilimsel araştırmalara imza atıldı. Seferin koordinatörü Doç. Dr. Burcu Özsoy ve belgeselin yönetmeni Burcu Camcıoğlu ile bilim tarihi açısından büyük önem taşıyan bu araştırma ve belgeselin arka planını konuştuk.
DOÇ. DR. BURCU ÖZSOY: HEDEFİMİZ TÜRKİYE’NİN KUTUP BÖLGELERİNDE FİZİKSEL VARLIĞINI SAĞLAMAK
Bu seferlerle büyük ve küçük ölçekte ne hedefleniyor?
Antarktika, insan yaşamının ve etkisinin var olmadığı tek kıta. Atmosferin en ince olduğu bölgeler olması, kutupları uzay araştırmaları için de vazgeçilmez alanlar yapıyor. Dünya’nın geçmişine dair birçok bilgi de buzullarda ve buzulların altında saklı. Bir diğer deyişle dünyanın dünü, bugünü ve geleceğini anlamak için kutup bölgelerinde araştırmalar yapmamız gerekmekte. Bilimsel açıdan küresel iklim değişikliğinin dünyayı getireceği hali anlamak, kutup seferlerimizde bilimsel hedeflerimizden biri. Hiç kimseye ait olmayan, barışa ve bilime adanmış olan Antarktika kıtasını korumak, Türkiye gibi küresel ölçekte güç olan bir ülkenin önemli gayelerinden. Kutup bölgelerinde saklı olan doğal kaynakların dünyanın geleceğini ve enerji güvenliğini etkileyeceği gerçeğiyle, Türkiye’nin kutup bölgelerinde fiziksel varlığını sağlamak da hedeflerimiz içerisinde.
Ülkemize ve insanlığa katkısı nedir bu seferlerin?
Türkiye’de temiz su kaynaklarımız azalıyor. Tarım alanlarımız değişiyor. Artık eskiden görmediğimiz hava olaylarına daha sık rastlıyoruz. Bütün bunlar iklim değişikliğinin göstergeleri. Antarktika bunların olabileceğini anlatıyordu. Gelecek yıllarda yaşayacaklarımızı da şu an anlatıyor. Bunları bilmek, kendi milli verimizi almak önemli. Dünyadaki tatlı su kaynaklarının yüzde 70’ten fazlasının Antarktika’da olduğunu da unutmamak lâzım. Kanser ilaçlarının bir kısmı Antarktika’dan alınan örnekler sayesinde geliştirilmekte. Belki şu an başka hastalıkların da çözümü Antarktika’da.
Ne zamandır bu projedesiniz?
2005’ten beri Antarktika konusunda çalışıyorum. Türkiye’de kutup araştırmaları ile ilgili kurumsallaşma sürecinin başındaydım. Şu anda da TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü’nün (KARE) müdürlüğünü yürütüyorum. 2017’den beri Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde sürdürülen Antarktika Bilimsel Araştırma Üssü Projesi’nin yürütücüsüyüm.
Neler yaptınız bugüne kadar?
2015’te Türkiye’de kutup araştırma faaliyetlerinin koordine edilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi’nin (PolReC) kurulmasına öncülük ettim. 2016’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Güney Amerika ziyaretleri sırasında, Şili Devlet Başkanı ile yaptığı görüşmede, Antarktika konusu gündeme gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ulusal düzeyde konunun paydaşları bir araya getirildiğinde, İTÜ PolReC çalışmalarda koordinatör olarak görevlendirildi. Çalışmalar 2017’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesine geçti. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2016-17 sezonunun değerlendirilmesi talimatını verdikten iki gün sonra, 9 kişilik bir ekip ile Antarktika yolundaydık. Tecrübelerimiz 48 saat içerisinde hazırlıkları tamamlayıp Antarktika’ya gidebilmemizi sağladı.
Projede edindiğiniz deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Bugüne kadar 6 defa Antarktika, 2 defa da Arktik’e yapılan seferlerde yer aldım. En büyük tecrübelerimi liderliğini üstlendiğim 3 ulusal Antarktik ve bir Arktik seferde edindim. Antarktika, iklimin en zorlu olduğu, insan yerleşiminin olmadığı, dünyanın en uzak, en kurak, soğuk ve yüksek kıtası. Hava şartlarında öyle ani değişiklikler olabiliyor ki bunlara hazır değilseniz hayati derecede riskler ortaya çıkıyor. Bu sebeple Antarktika bana sabırla beklemeyi, fırsat varsa anında değerlendirmeyi ve bunun için de 7 gün 24 saat hazır olmam gerektiğini öğretti.
SANIRIM SIRADAKİ HEDEFİM AY
“Dünyanın gelmiş geçmiş bütün hafızasını barındıran bu önemli coğrafyanın bugününün verileriyle birlikte kayıtlara geçmesi son derece önemli.” diyor belgeselin yönetmeni Burcu Camcıoğlu. Görüntü yönetmeni olarak 40’tan fazla belgesele imza atan Camcıoğlu, daha önce bu tarz olağanüstü ortamlarda yönetmenlik yapmış mıydınız sorumuza “Antarktika koşullarına benzer Kuzey Kutbu tecrübem var. 2019 yılındaki ilk Türk Arktik Bilimsel Seferi’ne görüntü yönetmenliği yaptım. Deniz buzları ve kutup ayıları eşliğinde zor bir coğrafyada bir bilim seferini kayda geçirdik.” diye cevap veriyor.
ANTARKTİKA’DA SON KARARI İKLİM KOŞULLARI VERİYOR
Camcıoğlu bu seferdeki deneyimlerini şöyle anlatıyor: “Plan yapamadığınız bir coğrafyada planlar çerçevesinde bir iş çekiyorsunuz. 1 saat içerisinde en az 4 farklı olasılığa göre plan yapıp 8 farklı planla günü sonlandırıyorsunuz. Çünkü Antarktika’da son kararı her daim iklim koşulları veriyor.
Sizden önce belki de kimsenin basmadığı el değmemiş bir coğrafyada adım attığınız, bastığınız yerde derin bir sessizlikte çalışıyorsunuz. Ama bu sessizlikte dünyadaki birçok sorunun cevabı saklı. ”
Camcıoğlu, bu belgesel için teklif geldiğinde neler hissettiğini şöyle açıklıyor: “Onur duydum. Her şeyden önce tarihe not bırakacağınız bir iş yapıyorsunuz. Bu belgesel TAE 4 seferinin hikâyesi. Bilim insanları, gelecekte seferlere ilk başlandığında neler yaptığımızı görebilecek. Bunun sorumluluğu ile planladım her şeyi. Aynı zamanda milli bir görev bu. Heyecan en güçlü ikinci duygum. Bir yönetmen ve görüntü yönetmeninin hayallerinin ötesinde güzellikte olan bir coğrafyadan bahsediyoruz.” Camcıoğlu bundan sonraki hedefi için “Sanırım sıradaki hedefim Ay!” şeklinde konuşuyor.
“ANTARKTİKA’YA KADIN ELİ DEĞDİ”
Gezegenin Kara Kutusu: Antarktika belgeselin ilk gösterimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirildi. Programda konuşan Emine Erdoğan, belgeselin bir kadın tarafından çekildiğini, ekip başının da kadın olduğunu hatırlatarak ‘Antarktika’ya adeta kadın eli değdi.’ dedi. Belgeselde yer alan “İnsanlık yön değiştirmezse, 21. yüzyılda dünya haritasını savaşlar değil, iklim değiştirecek.” cümlesine atıfta bulunan Erdoğan, “Bu seferler sırasında, tarih boyunca kıtada en yüksek sıcaklık ölçülmüş. Antarktika’da ilk kez bir kanal tamamen erimiş. Bu, iklim değişikliğinin en çarpıcı göstergelerinden biri. Gerekli tedbirlerin uluslararası iş birliği ile alınması çok önemli. Geleceğimizin, iklim değişikliği tehdidi altında olduğunu unutmamalıyız.” uyarısında bulundu.