ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
SSM'nin tüm galeri alanlarına ve bahçesine yayılan sergide, Baselitz'in son on yılda ürettiği yüze yakın anıtsal boyuttaki tablo ve heykel yer alıyor. Sanatçının baskı eserlerinden oluşan kapsamlı bir seçki de eşzamanlı olarak Akbank Sanat'ta izleyiciyle buluşuyor. Bu eserler, Baselitz'in hayat boyu süren sanatsal evrimine derinlikli bir bakış sunuyor. 1980'lerden bu yana uluslararası sanat dünyasında derin izler bırakmış bir sanatçı olan Georg Baselitz, 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatına yeni bir kimlik kazandırdı. Eserleri kişisel deneyimlerinin yanı sıra Almanya'nın kolektif travması ve Nazi döneminin toplumsal bellekte bıraktığı derin yaralar tarafından şekillendi. Sanatçının 1969'dan bu yana kullandığı "baş aşağı" kompozisyon tekniği ile yaptığı tablolar, serginin neredeyse tamamını oluşturuyor. Bu yaklaşım, soyutlama ile figürasyon arasında bir yerde durmasını, gelenekselleşmiş tuval üzerine resim tekniğinde yeni bir açılımda bulunmasını mümkün kıldı.
ÇALIŞMALARINDA YAŞLANMA VE ZAMANIN GEÇİCİLİĞİ İŞLENİYOR
"Georg Baselitz: Son On Yıl" sergisi, sanatçının çalışmalarında yıllar içinde belirginleşen, kararlı motiflerden oluşuyor ve özellikle insan figürü üzerindeki çalışmalarını öne çıkarıyor. Baselitz'in kendisinin ve eşi Elke'nin bedenlerini tasvir ettiği eserlerinde, yaşlanma ve zamanın geçiciliği işleniyor. Baselitz'in 1950'lerden bu yana çeşitli tekniklerde ele aldığı, Deutschbaselitz'te geçen çocukluğunu hatırlatan kartalları, mavi arka planlara işlenmiş bir seride geri dönüyor. Serinin 2024 tarihli son tablosu, ilk kez bu sergide ziyaretçi ile buluşuyor. Aynı şekilde, çocukluğundan beri resmettiği geyik motifi, kariyerinin başından beri eserlerine yön veren mitolojik ikonografinin bir parçası olarak yeniden ortaya çıkıyor. Serginin öne çıkan, baş aşağı figürlerin üzerine naylon çorapların kolajlandığı Springtime (İlkbahar) serisi ise Dada kolaj sanatçısı Hannah Höch'ten ilham alıyor. Bu eserler, malzemenin kırılganlığı üzerinden zamanın geçiciliğini vurguluyor. Müzenin galerilerinde ve bahçesinde sergilenen anıtsal heykeller de resimlerin ikonografisi ve tarihsel temalarıyla bir bütünlük oluşturuyor. "Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi", 2 Şubat 2025'e kadar, pazartesi günleri hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde ziyaret edilebilir. Sanatçının baskı eserleri ise pazar ve pazartesi günleri hariç her gün 10.30-19.30 saatleri arasında Akbank Sanat'ta görülebilir.
YAŞAYAN EN ÖNEMLİ SANATÇILARDAN BİRİ
SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer sergiyle ilgili yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Sakıp Sabancı Müzesi olarak, uluslararası sanat dünyasının büyük isimlerini ve iz bırakan sanat akımlarını, tarihe mal olmuş kişi ve dönemleri konu alan sergilerimizi, bugün yaşayan en önemli sanatçılardan biri olan Georg Baselitz'in Son On Yıl'ına ait eserleriyle sürdürüyoruz. Baselitz'in dev boyutlu tablo ve heykellerinden oluşan bu sergi, izleyiciyi hem görkemli bir görsel şölenle baş başa bırakıyor, hem de sanatçının doğduğu toprakların tarihiyle süregiden hesaplaşmasına tanıklık etmeye davet ediyor. Sakıp Sabancı Müzesi, bu sergiyle sanatseverlere Baselitz'in, geçmişin hiç unutulmadığı, aksine sürekli olarak sanatıyla yeniden yorumlandığı dünyasını keşfetme fırsatı sunuyor."
HEM KİŞİSEL HEM DE KOLEKTİF TARİHİ YANSITIYOR
Sanatçıyla 1970'lerin sonuna dayanan bir dostluğu bulunan Sir Norman Rosenthal, serginin küratörlüğünü üstleniyor. Rosenthal, "Georg Baselitz'in son on yılda ürettiği eserler, sanatçının kendini sürekli olarak yeniden keşfetme yeteneğini bir kez daha gözler önüne seriyor. İstanbul'daki bu sergi Baselitz'in insan figürüne, özellikle de kendisine odaklanırken, hafıza ve geçmiş temaları üzerindeki yoğunlaşmasını ortaya koyuyor. Baselitz'in eserleri hem kişisel hem de kolektif tarihi yansıtıyor, sanatçının sadece sanatsal yolculuğuna değil, aynı zamanda zaman ve ölümlülük üzerine düşüncelerine de ışık tutuyor. Baş aşağı kompozisyonları ve karmaşık bedenleri ile Baselitz, sanatın hem görsel hem de düşünsel bir deneyim olabileceğini kanıtlıyor. Bu sergi, izleyicilere Baselitz'in son on yıldaki yaratıcı sürecine dair derinlikli bir bakış sunarken, geçmişle bağlantısını sürdürürken sürekli yenilik peşinde koşan ruhunu da ortaya koyuyor." diyor.