'Genç ölümün nasıl bir acı olduğunu bilirim'

ONUR AKBAŞ

onurakbasde@gmail.com

Şirin Öten, profesyonel tiyatro eğitimi almış bir oyuncu. Siz onu “Söz” dizisinde hayat boyu asker yolu bekleyen annelerden biri “Çaylak”ın annesi “Esma” olarak tanıyorsunuz. Şirin Öten ile oyunculuğu, dizideki rolünü ve oyuncu adaylarına tavsiyelerini konuştuk… Bizi kırmadı keyifli bir sohbet yaptık. 

Şirin öten kimdir bir de kendi ağzından dinlesek?

Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Kötü şeyler bizden çok uzak diye düşünürdüm. Kız kardeşimi trafik kazasından, babamı kanserden kaybedince büyüdüm, bu düşüncemden de vazgeçtim. İyi ve kötü şeyler tüm insanlar için, biz başımıza gelenin iyi mi, kötü mü olduğunu anlayamayabiliriz. Yaşadığım acıları hepsi beni ben yaptı. İsmimin benim karakterimi şekillendirdiğini düşünüyorum. Düşünsenize huysuz, öfkeli, kırıcı, birisiniz ama adınız Şirin, çok fena olurdu. Bu yüzden ben  “adın gibisin” demeleri için uğraşıyorum.

Daha çok küçük yaşta halk eğitim merkezinde tiyatro öğrenmeye koşmak, sizin jenerasyonda dönemin bir temayülü mü?  Yoksa küçük Şirin’in kendisini erken keşfetmesi mi?

Sarıyer Halk Eğitimi merkezinde her yıl Tiyatro şenlikleri olurdu. Annem ve babamla bu şenliklere giderdik. Günde 3-4 oyun izlerdik. 6 yaşındayken birinin yanına gidip “ben yeteri kadar izledim, artık oynamak istiyorum” dedim. Bana bakıp güldü “sen okuma yazma biliyor musun?” diye sordu. Bilmiyordum tabi ki, büyümem gerekiyordu. Bu ağabey, çocuk biriminin yönetmeniymiş (Benan Betik). Üç yıl sonra sınıftayım, içeri iki kişi girdi. Seçme yapılacaktı, seçilenler eğitim alıp oyunlarda oynamaya başlayacaktı. Üç arkadaş başvurduk. Yüz elli kişi vardı. Seçilen 15 kişiden biri oldum. Üç yıl önce beni ikna eden Benan ağabey ile çalışmaya başladık, sonra da hepimizin ikinci babası oldu. Onun yeri çok ayrıdır. Tiyatroya böyle başlayıp, hiç bırakmadım. Ben o yaşta kendimi ne kadar keşfetmiş olabilirim ki? Herkes evcilik oynuyordu “biz evcilik tiyatro mudur?” sorusunu tartışıyorduk. Ben bu çalışmalar ve oynadığımız oyunlarla kendimi keşfettim. Beni buna yönlendiren dolaylı olarak ailemdi ama onların da bu işi bu kadar sürdüreceğimi tahmin ettiklerini sanmıyorum.

ÜNLÜ OLUNCA İŞ BİTMİYOR

Bu yolda bir idolünüz ya da rol modeliniz var mıydı?

Tek bir isimden bahsetmem çok kolay değil. Samimiyet, Yeşilçam duayenlerinin gerçekliği benim için bir mihenk taşıdır. Oynadığım Esma karakterini canlandırırken en çok önemsediğim şey Esma Annenin Adile Naşit kadar samimi, sıcak ve gerçek olması. Bunun için uğraşıyorum.

Gözlemlerime göre hususiyle dizi dünyasında tiyatro disiplini alanlar daha kalıcı oluyor sizce de öyle mi?

Kalıcı olmayanlar şans eseri bulunduğu noktaya gelenler bence. Ünlü olunca iş bitti sananlar. Oysa ki asıl ondan sonra başlıyor. Oyunculuk, hiç bitmeyen bir öğrenme, bir karakteri canlandırırken harikalar yaratıp, bir başkasında yetersiz kalabilirsiniz. Oyunculuğa emek verenler kalıcı oluyor, nasıl olsa tanınıyorum deyip arkasına yaslananlar kaybolup gidiyor.

Çaylak’ın annesi olarak rol aldığınız “SÖZ” dizisinde Çaylak’ın hayal dünyasından verilen bir sahnede bir an şehit annesini canlandırmak zorunda kaldınız, Şirin öten olarak ne hissettiniz?

Çekimden önce bir sürü video izledim. Dizi ya da film değil, gerçek annelerin, gerçek videoları. Kardeşim kaza geçirdiğinde 17 yaşındaydı. Genç ölümün nasıl bir acı olduğunu bilen biriyim. Genç yaşta çocuklarını kaybeden tüm annelerin ellerinden, öpüyor ve sabır diliyorum. 

OYUN OYNAMAK İNSANIN İHTİYACI

İşin uzmanı olarak özellikle okullarda yaratıcı dramanın önemini kısaca bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Teknoloji çocuklarımızı pasif bir hale getiriyor. Drama sayesinde, Oyun ve canlandırmalarla gerçek bir deneyim elde etmiş oluyorlar. Öğrendiklerini kolay unutmuyorlar. Yetişkin için de Yaratıcı Drama çok önemli. Oyun oynamak insanın ihtiyacı. Büyüdükçe oyun oynama alışkanlığımız sınırlanıyor. Yetişkinlerle yaptığım atölyelerde onların çocuklardan çok daha fazla eğlendiğini görüyorum.